Nuri Bilge Ceylan, filmlerinde mutlaka dramatik ve yalın bir yaşam öyküsü anlatır. Her şey olduğu gibidir. Oyuncuların rol yapmaması da bir nevi roldür; bu haliyle empresyonist, yani izlenimci bir profil çizer. (Bu akım Asghar Farhadi ve Pawel Pawlikowski ile son 10-15 senede bir nevi "trend" oldu ama Ceylan bunun temellerini kasaba ve uzak ile atmıştı. Mesela Ulaş İnan İnaç'ın 2005 yılındaki "Türev"i de buna benzer bir örnektir.)

Hikayede sizi gülümsetecek unsurlar yoktur, pesimizm had safhadadır. Filmde mutlaka bir trajedi vardır ve olay örgüsü bu trajedi üstüne kuruludur. (bkz. Üç Maymun, Bir Zamanlar Anadolu'da) eğer trajedi bir olay etrafında şekillenmiyorsa (cinayet vb.) karakterin iç hesaplaşması üzerinde şekillenir. (bkz. Kasaba, Kış Uykusu, Ahlat Ağacı)

Hemen her karakterinin temel özelliklerinden biri "yalnızlık"tır. Hikayenin ana kahramanı bir şekilde bulunduğu yere ait değildir ve çevresiyle hastalıklı, eklemlenememiş ilişkileri vardır. (bkz. Uzak, Kış Uykusu, Ahlat Ağacı)

Bilindiği üzere, Tarkovski'den etkilenmiştir Nuri Bilge ve sinemasında ondan izler taşır. Basit, sade ve şiirsel bir anlatım tercih eder. Yapıtlarında sağduyulu metaforu, ritmik tekrarları  çokça görürüz. Filmlerinde dönem dönem, görüntü/sinematografi, hikayeden öne çıkar. "Uzak" filminin kar ve kışı, "Bir Zamanlar Anadolu'da"nın çorak İç Anadolu bozkırlarını hatırlatması coşkunun sembolik yanını kullanmada ne denli başarılı olduğunu da gösterir.

Filmlerinde yapaylığa yer yoktur, bu nedenle yakın plan çekime sıkça başvurur. Yakın plan çekimin bir başka özelliği de, diyaloğun önemini belirgin ölçüde azaltmasıdır.

Ana karakterler, genelde hayalleri olan ama henüz gerçekleşmemiş erkeklerden oluşur.

Kadın karakterlerin çekimleri kısa süreli ve durgundur. Bu anlatım biçimiyle, psikolojik çözümlemeyi seyirciye bırakır. Bu yönüyle de kadınların toplumda konumlandırılması izleyicinin inisiyatifine bırakılmıştır.

"Kış Uykusu" ve "Bir Zamanlar Anadolu'da" da Anton Çehov'un kısa öykülerinden esinlenmiştir. Bir diğer yandan, filmlerinde Dostoyevksi ve Henrik İbsen'in eserlerinden de izler bulunur.