Orhan Kemal’in aynı adlı romanından uyarlanan film, yalnızca Türk sineması için değil, Kahramanmaraş için de büyük anlam taşıyor. Senaryosu Turgut Özakman tarafından kaleme alınan ve Halit Refiğ’in yönetmenliğini yaptığı Gurbet Kuşları, 1950’li yılların başındaki iç göç dalgasını, toplumsal dönüşümü ve sınıf çatışmasını sinema perdesine taşıyan ilk yapımlardan biri olarak kabul ediliyor.
Filmde, Kahramanmaraş’ta ekonomik sıkıntılar yaşayan Tahir Ağa, ailesiyle birlikte İstanbul’a göç ediyor. Ancak umutlarla başlayan bu yeni hayat, dolandırıcılıklar, maddi zorluklar ve kültürel uyumsuzluklarla dolu zorlu bir sürece dönüşüyor.
Filmdeki göç hikâyesi, Türkiye’deki plansız kentleşmenin ve çarpık sosyal yapıların sinemaya yansıyan ilk örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor.
KAHRAMANMARAŞ İÇİN BİR GURUR VESİLESİ
Altın Portakal Film Festivali'nin ilk “En İyi Film” ödülüne layık görülmesi, Gurbet Kuşları’nı sinema tarihinde ayrıcalıklı bir konuma getirirken; Kahramanmaraşlı bir ailenin hikâyesine odaklanması, şehre sinema alanında da önemli bir gurur yaşatıyor.
CÜNEYT ARKIN’IN BEYAZ PERDEYLE TANIŞTIĞI FİLM
Filmin bir diğer önemli özelliği ise, Türk sinemasının efsane ismi Cüneyt Arkın’ın bu yapımla ilk kez kamera karşısına geçmiş olması. Oyunculuk kariyerinin başlangıcı olan bu filmle dikkat çeken Arkın, ilerleyen yıllarda Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden biri haline geldi.
İÇ GÖÇÜ ANLATAN İLK TÜRK FİLMİ
Toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel dönüşümüne ışık tutan Gurbet Kuşları, aynı zamanda Türkiye’de iç göçü anlatan ilk sinema filmi olma özelliğini taşıyor. Göç eden insanların umutları, hayal kırıklıkları ve adaptasyon sorunları, filmde çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriliyor.
Bugün hâlâ güncelliğini koruyan Gurbet Kuşları, hem sinema tarihimizdeki öncü rolüyle hem de Kahramanmaraş’ın sinemasal temsili açısından özel bir yerde durmaya devam ediyor.