6 Şubat 2023 de Pazarcık ve sonrasında Elbistan’da olan depremler Kahramanmaraş ve diğer 10 ilde, 120 bin kilometre kare alanda yıkıma neden olmuştu. 14 milyon insanı direkt etkilemiş, 51 bin insanımızın ölümüne, 120 bin insanımızın yaralanmasına sebep olmuştu. 

                Elbette çok büyük bir depremlerdi. Ayrıca yüzeye yakın depremlerdi; bu nedenle yıkım, hasar, maddi kayıplarda çok yüksek oldu. Sonuçları itibarıyla Ülkemizin yaşadığı en büyük felaket oldu.

                Evet, deprem beklene beklene geldi. Uzun süredir bu bölgede deprem bekleniyordu. Bunu “ben söylemiştim” demenin ve siyasi malzeme yapmanın kimseye faydası yoktur. Elbette depremin nerde ve ne zaman olacağı bilinmemektedir. Önemli olan olası bir depreme ne gibi hazırlıklar yapıldığıdır. Tüm tarafların, kuruluşların gündemi deprem olmalıydı. Her kişi ve kuruluş gerekli tedbiri almalıydı. Yeteri kadar hazır değildik ve bu konuda herkesin az yâda çok ihmali vardır.

                Görülen, yaşanan o ki; depreme Kahramanmaraş olarak, bölge olarak hazır değildik. Çok bina yıkıldı, çok can kaybımız oldu. Deprem sonrasında da bazı faaliyetlerde, hizmetlerde sorunlar yaşandı. BU SORUNLAR:

                1-Çok ölüm, yaralanma, sakat kalma oluştu. Kahramanmaraş’ta 12500, toplamda 51 bin insanımız öldü. 120 bin insanımız yaralandı, yaralıların bir kısmı kalıcı engelli haline geldi. Bu ölümlerin, yaralanmaların sebebi “ne yapalım deprem” deyip geçilmemelidir. İnsanı deprem değil, depremde yıkılan bina öldürmektedir. 

                2-Çok bina yıkıldı. Kahramanmaraş’ta yaklaşık yedi bin, toplamda 35 bin bina yıkıldı. Daha fazla bina ise acil yıkılacak veya ağır hasarlı durumda. Demek ki binalarımız yedi büyüklüğün de depremlere dayanıklı değildi. Kahramanmaraş’ın, Hatay’ın, Adıyaman’ın, diğer illerin deprem bölgesi olduğu bilinmekteydi. O zaman bu bölgede binalar depreme daha dayanıklı olmalıydı. Bugün teknolojik olarak yıkılmayacak bina yapmak mümkün olduğuna göre, bizde depremde yıkılmayacak bina yapmalıydık. Depreme gerçek hazırlık; yıkılmayacak bina yapmaktır.

                3-Haberleşme sorunları yaşandı. Yıkılan baz istasyonlar ve elektriğin olmaması iletişimi etkiledi. Kurulan seyyar baz istasyonlarda yakıt sıkıntısından dolayı yeterli olmadı.

                4-Arama kurtarmada sorunlar yaşandı. Depremin çok geniş alanda olması, çok bina yıkılması, arama kurtarma ekiplerinin bölgeye intikalinde gecikmeler, ekiplerin sayısal yetersizliği, organizasyon sorunlarına bağlı olarak arama kurtarmada sorunlar yaşamaya neden oldu.

                Keşke deprem olmasaydı, bu sorunlar hiç yaşanmasaydı. Fakat olan oldu.  Bundan sonra daha doğru işler yapmalıyız. Kahramanmaraş’ta ve diğer illerde deprem olur mu, ne zaman olur diye düşünmeden doğru işler yapmalıyız. Eğer yapılması gerekenleri yaparsak o zaman akıllandık, yaşadıklarımızdan ders çıkardık demektir.

                Yaşadığımız depremi ve deprem sonrası ortaya çıkan sorunları dikkate alarak önlem almalıyız. Amacımız sorunları önlemek olmalıdır. BU KAPSAMDA YAPILMASI GEREKENLER:

                1-Depremi ve depremin oluşturacağı yıkımı önlemek. Depremi önlemek birincil korumadır. Elbette en doğru iş depremi önlemek olur. Fakat şuan ki bilgilerimize göre bu mümkün değildir, hatta depremin ne zaman olacağını da bilmek mümkün değildir.

                Ama depremin oluşturabileceği yıkımı önleyebiliriz, bu mümkündür. Depreme bağlı bina yıkılmasını önlemek en etkili önlemdir.  Aslında bütün önceliğimizi de bu konuya vermeliyiz. Tüm emeğimizi, kaynaklarımızı bu konuya tahsis etmeliyiz.

Depreme bağlı bina yıkılmasını önlemek mümkündür. Yapılacak iş belli; doğru yere, uygun bina yapmalıyız. Elbette konu birçok kurumu, kuruluşu ve kişiyi ilgilendirmektedir.

a-Yeni yerleşim yerleri için: Artık fay hatlarını biliyoruz. Fay hatlarına göre yeni imar planları yapmalıyız. Kesinlikle fay hattı üzerini imara kapatmalıyız. Ayrıca mutlaka zemin etüdü yapmalıyız. Sağlam olmayan zeminli yerleri de imara kapatmalıyız.

b-Eski yerleşim yerleri için:  Fay hattı üzerinde veya zemin olarak uygun olmayan bir yer ise buralar için kentsel dönüşüm çalışmaları mutlaka uygulanmalıdır. Buralarda bina yoğunluğu azaltılmalı, binalar az katlı ve depreme dayanıklı hale getirilmeli ve yeni uygun bölgelere yönlendirme yapılmalıdır. Dulkadiroğlu İlçesi Menderes Mahallesi bu duruma örnek mahalledir.    

 Fay hattı üzerinde olmayan ve sağlam zeminli, ama binaları güvenli olmayan eski yerleşim yerleri için ise, yerinde kentsel dönüşüm yapılmalı ve binalar daha güvenli hale getirilmelidir. Örnek: Dulkadiroğlu İlçesi Kayabaşı, Pınarbaşı, Kümbet Mahalleleri de bu duruma örnektir.

c-Depreme dayanıklı bina yapımı. Depremde yıkılmayacak bina yapmalıyız. Bu mümkündür. Uygun zeminde, zemine göre uygun temel ve uygun teknikte, uygun yoğunlukta bin yapmalıyız. Bu konuda tüm taraflar hassasiyet göstermeli, çok sıkı denetim yapılmalıdır. Kurallara uymayanlara en ağır cezalar verilmeli ve uygun olmayan binalara kesinlikle oturma izni verilmemelidir.

2-Depremin vereceği zararın boyutlarını azaltmak için: Deprem olmuş ve yıkım meydana gelmiş ise, artık bu aşamada ikincil koruma önlemleri devreye girmesi gerekir. Böylece ortaya çıkacak zarar azaltılmaya çalışılır.

a-Arama kurtarma ekibinin niceliğini, niteliğini artırmalı ve hazır bulundurmalıyız. Deprem olduğunda en çok aranan kişiler profesyonel arama kurtarmacılardır. Bu depremde arama kurtarma konusunda sıkıntılar yaşandı. Arama kurtarma ekipleri yeterli ise, enkaz altında kalanları hızlıca çıkarır ve depreme bağlı ölümleri de azaltabiliriz. Bu nedenle daha fazla arama kurtarmacı yetiştirmeli, tüm donanımını sağlamalı ve hazır bulundurmalıyız. Gerektiği anda da organize olup etkin bir şekilde çalışmaları sağlanmalıdır.

b-İletişimin kesilmesi önlenmelidir. Yaşanan bu soruna depremzedelerin ve ekiplerin iletişimini engellemekte, bu da kurtarama çalışmalarını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle apartmanların üstüne baz istasyon yerleştirmekten vaz geçilmelidir. Baz istasyonlar için yıkılmayacak ve ortak kullanılacak kuleler yapmalıyız. Böylece hem baz istasyon kirliliğini önlemiş, hem de kesilmeyen iletişimi sağlamış oluruz.

c-Yeteri kadar çadır stoku her ilde hazır bulundurulmalıdır. Deprem sonra geçici barınma için yeteri kadar çadır stoku oluşturmalıyız. Depremden sonra hiç kimse açıkta kalmamalı ve sorunlar önlenmelidir.

d-Çadırların kurulacağı, toplanma alanları önceden hazırlanmalıdır. Buralarda yeteri kadar tuvalet, duş ve lavabo yapılmalıdır. Depremden sonra tuvalet, duş eksikliği ve buna bağlı sorunlar yaşanmasına fırsat verilmemelidir.

Sadece deprem yaşayan illerimiz de değil, tüm illerimizde bu önlemeler ve benzer önlemler alınmalıdır. İnşallah bir daha deprem olmaz. Ama yarın deprem olacakmış gibi önlemleri almalıyız, yeni depremlere hazır olmalıyız.