Rahmet sağanaklarının her tarafımızı sardığı, huzur ikliminin evlere, sokaklara, caddelere hatta şehrin izbe günahkar dehlizlerine kadar kendini hissettirdiği şu Ramazan günlerinde farkında olarak veya olmayarak olağanüstü ilahi bir programa muhatap oluyoruz.
Şeytanların zincirlere vurulduğu, cennete girmenin kolaylaştığı, cehennem kapılarının müminlere sıkı sıkıya kapatıldığı şu güzel günlerde, hepimizin hissedebileceği olağanüstü bir rahmet mevsiminin içinden geçiyoruz.
Oruç tutanlarda bir rahatlık bir huzur ki anlatamam. Mevsimin çok sıcak geçeceğini söyleyen meteoroloji uzmanlarına inat, insanları bahar meltemlerinin serinlettiği bir Ramazan iklimindeyiz.
Ramazan, en çok iftarları, teravihleri ve mukabeleleri ile gösteriyor kendini. Buna bir de müminlerin cömertliklerini eklerseniz değmeyin keyfimize. Bırakın cami cemaatini, en nefsinin zebunu olmuş ayyaşların bile Ramazan hürmetime ağzını yıkadığı mübarek günlerden geçiyoruz.
Bu bir ilahi program ve bizi yeniden aslımıza, ezelde verdiğimiz o halimize döndürmek istiyor. Ramazan, bir ihtiyat askerliği gibi temel eğitimini daha önce aldığımız ama unutulmaya yüz tutmuş güzel alışkanlıklarımızın kazanılması adına yeniden farkındalık eğitiminden geçiriyor bizleri.
Sabrımız, hoşgörümüz, maneviyatımız, aşkımız, iştahımız artıyor. Cahilliğimiz, isyanımız, dünyevileşmemiz azalıyor. Yüreklerimiz daha bir genişliyor, bütün mazlumları kucaklayacak kadar. Merhametimiz ve şefkatimiz daha bir artıyor. Bütün yaraları saracak, mahzun gönüllere su serpecek kadar.
Çorbalarımızın suyunu artırdık, ilginçtir lezzeti de arttı. Sadakalarımızı ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık, incitmeden, başa kakmadan. Dostluklarımız tazelendi, vefa duygusu bütün bir yurdu sardı sarmaladı. Ülkemizin içinde bulunduğu bu en kritik dönemde, etrafımız emperyalistlerin ve onların maşaları terör gruplarının kuşatması altında olmasına rağmen, insanımız tarihinden ve kültüründen gelen bir diğergamlıkla, matemlerin civarında gezebilmenin en güzel örneklerini sunuyor insanlığa.
Efendimiz (sas) bizi boşuna bal arısına benzetmemiş. Müminler, bal arıları gibi temize rağbet eder, temiz şeyler üretir, kendileri mükemmel bir kanaat ehli olduklarından sade bir hayat sürerler ama, ürettikleri ile bütün bir insanlığa hizmet ederler. Ne üretirken, ne de tüketirken tıpkı bal arıları gibi kimseye zarar vermezler.
Bizler son dört yıldan beri Suriyeli kardeşlerimize bağrımızı açmış müminleriz. Şu şehrin aziz insanları olarak evimizi, sokağımızı, camimizi, ekmeğimizi paylaşıyoruz onlarla.
Bazı kardeşlerimiz biraz gönül darlığı içine girmiş olabilirler. "Nereye gidiyoruz, ne olacak bu Suriyeliler, daha ne kadar beraber yaşayacağız" gibi serzenişleri duyar gibi oluyorum. Oysa bir de şu pencereden baksak olaya. Kainatta olan bütün hadiseler gibi Suriye Irak'ta ve sair İslam beldelerinde vuku bulan hadiseler ilahi bir programın parçaları olmasın.
Mesela, on yıl sonrasının kader çizgimizde Müslüman ülkeler arasındaki sınırlar kalkacaksa ve biz Müslüman kardeşlerimizle sınırsız bir ülkenin vatandaşları olacaksak ve Allah, ilahi bir programla şimdiden bizi birbirimize yaklaştırıyorsa..
Ben olaylara böyle baktıkça çok heyecanlanıyorum. Mesela Halk Eğitim'in açtığı Türkçe kurslarına Suriyelilerin olağanüstü rağbetleri, şu ana kadar dört yıl içerisinde yüzlerce Türk ailenin Suriyeli gelinleri evlerine kabul etmeleri. Evlatlarını Suriyeli kızlarla evlendirmeleri..Suriyelilerin uzman oldukları birçok iş dalında bize öncülük etmeleri, bizlerin de Osmanlı'dan tevarüs eden engin medeniyet anlayışımızı Suriyelilere aktarma fırsatı buluşumuz. Bütün bunlar tesadüf mü sizce? Hayır, hayır hiç tesadüf değil. İlahi program bizi, kıyametten evvel va'dolunan o eşsiz İslam İktidarına hazırlıyor. Herkes vazifesini bilmeli ve büyük bir sadakatle işine yoğunlaşmalı.
Bu düşüncelerle, Ramazan ayı içerisinde 14, 21 ve 28 Haziran Salı günleri tertip ettiğimiz Ensar Muhacir Kardeşlik İftar Programlarımıza katılımlarınızı arzu ediyoruz.
Programımız, Kahramanmaraşlı kardeşlerimizin evlerinde pişirdikleri yemeklerini ve ailelerini alarak Abulhamidhan Camii'ne gelmeleriyle başlıyor. Bizim organize ettiğimiz ve davet ederek iştiraklerini sağladığımız Suriyeli kardeşlerimizi soframızda ağırlıyoruz. Onlarla tanışıyor, dostluklar kuruyoruz. Üç yıldan beri devam ettiğimiz bu iftar programının ikincisi yarın Salı günü akşam gerçekleşecek. Tüm hemşerilerimizi bekliyoruz.
İlerde bir gün Suriye'de, Irak'ta veya herhangi bir İslam ülkesinde dostlarınız akrabalarınız olsun rahatlıkla onlara misafir olasınız, ticaret yapasınız, güçlerinizi birleştirin istiyorsanız, bu ilahi programdaki yerinizi alın ve rolünüzü büyük bir aşkla yerine getirin.
Yarınların huzurlu Ramazan iklimlerinde buluşmak üzere.
Kalın sağlıcakla.