Türkiye, 1 Eylül Cuma günü, cumhuriyetin ilk 100 yılının son adli yılına girecek. Adli yıl açılışlarının, yargı ve hukuk dünyasını değerlendirme, eleştirme, geleceğe ilişkin mesaj verme açısından önemli olduğunu söyleyen avukat Gün, Daha İyi Yargı Derneği olarak bu yıl, cumhuriyetin ikinci yüzyılını yeni bir sivil anayasa ile taçlandırmak için çalışmalara başladıklarını dile getirdi. Ekonomik istikrarın sağlanabilmesi için yönetimde istikrarın sağlanması gerektiğini vurgulayan Gün, bunun için halkın aktif bir şekilde kendisini temsil ettiği bir anayasanın gerekliliğinden bahsetti. Böylelikle yönetim kademesindekilerin yargı ve anayasa yoluyla denetlenebileceğini, bu durumun önce yönetimde istikrarı ardından ekonomide istikrarı getireceğini söyledi. Türkiye’de bulunan her vatandaşın sivil anayasaya katılabileceğinin altını çizen Gün, bu yüzden önceliklerinin metodoloji yasası çıkartılması olduğunu vurguladı.
Sivil anayasa çalışmalarının, dernek üyesi olması gerekmeden, iş dünyası, STK'ler, akademi, medya ve ilgili kesimlerin katılımına açık olacağı da bildirildi.
“TÜRKİYE'NİN ÇÖZÜLEMEMİŞ EN ÖNEMLİ MESELESİ YARGI SORUNUDUR"
Her yıl 1 Eylül tarihinde adli yıl başlangıcına istinaden yargı ve hukuk camiası için önem arz eden törenler düzenlendiğini söyleyen Gün, “Yargının sorunlarını, çözüm önerilerini, ihtiyaçlarını ifade edebildiğimiz, ülkedeki hukuka yönelik gelecek planlarını yapabildiğimiz bir döneme giriyoruz. Biz de Daha İyi Yargı Derneği olarak her yıl bu dönemde belirli bir konuya odaklanarak açıklama yapıyoruz. Bu sene cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümü, 29 Ekim'de 1'inci yüzyılımızı bitirmiş olacağız. Biz dernek olarak bu yıl ne çalışacağımız ile ilgili çok düşündük ve memleketimizin birinci asrındaki en önemli sorununa değinmemiz gerektiğine karar verdik. Türkiye'nin en önemli sorunu şu anda ekonomi olarak gözüküyor. Bu ekonomi sorununun arkasına baktığımız zaman ise yönetim istikrarsızlığı ortaya çıkıyor. Tüm bunlara ek olarak tarihçilerimizin de mutabık olduğu üzere Türkiye'nin çözülememiş en önemli meselesi yargı sorunudur. Yargı, dernek olarak üzerinde çalıştığımız bir sorun olduğu için cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken bu konuda bir çalışma yapma gayesiyle anayasa alanına değinmek istedik" diye konuştu.
“AMACIMIZ SÜRDÜRÜLEBİLİR YARGI BAĞIMSIZLIĞINI SAĞLAMAK"
Avukat Gün, “Dernek olarak, dünyanın en iyi yargılarından birine sahip olmak için özel olarak bu alanda yıllardan beri çalışıyoruz. 2021 yılında A'dan Z'ye Türk Yargı Reformu isimli bir eser yayınladık. Dünyada ve Türkiye'de tartışmaya açtığımız bu eser çok büyük kabul görüyor. Yargı reformu ile alakalı son çalışmamız ise sürdürülebilir yargı bağımsızlığını sağlamak. Sürdürülebilir yargı bağımsızlığı da memleketimizin yeni bir sivil anayasa sorunu olarak ortaya çıkıyor. Eğer halk mecliste adil olarak temsil edilmez ise mecliste oluşacak yapılarla anayasa kolayca değiştirilebilir, yargı bağımsızlığı kolaylıkla ortadan kalkabilir. Böyle bir anayasa en başta yönetimde istikrarı sağlayacak, yönetimde istikrar; ekonomik istikrarı sağlarken, ekonomide istikrar; refahımızın artmasına vesile olacak. Cumhuriyetimizin çok büyük başarılar elde ettiği eğitim, sağlık, ulaşım, iletişim gibi alanlarda daha iyisini yapabiliriz fakat bunu gerçekleştirebilmek; fırsat eşitliği, hukukun üstünlüğü gibi çözülemeyen konuları çözebilmek için sivil anayasa gerekiyor" ifadelerini kullandı.
“SİVİL ANAYASA İÇİN METODOLOJİ YASASI OLUŞTURULMASINI ÖNERİYORUZ"
2017'de yılında üyelerin katkısıyla Türkiye'nin Orta Demokrasi Sorunları ve Çözüm Yolu isimli bir kitap yayımladığını söyleyen Gün, “Orada da sivil anayasa konusuna değinmiştik. Daha önce mecliste sivil anayasa için bir çaba olmuştu. Toplum 2 yıl kadar epey bir birikim yaptı; herkes Ankara'ya gidip görüşlerini aktardı. Fakat anayasa yapım çalışmaları sonuçlanmadı ve boşa gitmiş oldu. Biz o zaman Türkiye'nin en önemli meselelerinden birisi olan sivil anayasanın nasıl yapılacağı ile ilgili bir metodoloji yasası çıkarmamız gerektiğini söylemiştik. Hangi konular nasıl tartışılır, insanlar görüşlerini nasıl ortaya koyar, farklı görüşler nasıl bir araya getirilir ve aralarındaki farklılıklar nasıl giderilir; herkesin erişebileceği bir kaynak haline nasıl getirilir diye hem sekretaryası hem de kaynakları belirli bir metodoloji yasası oluşturulmasını öneriyoruz. Bu sekretaryadaki çalışmaları yönetecek olan kişinin de tarafsız ve uzlaştırıcı olması gerekiyor" dedi.
“SİVİL ANAYASA DAYATILAMAZ, UZLAŞMA İLE OLUŞTURULUR"
Sivil anayasa için metodoloji yasasının çok önemli olduğunu vurgulayan gün, konuyla ilgili şöyle konuştu:
“Anayasa dayatılırsa hiçbir sorunu çözmez. Türkiye’de olduğu gibi belirli bir süre sonra sorunlar tekrar karşımıza çıkar. Biz sivil anayasa derken medeni şartlarda, uzlaşarak yapmamız gereken bir anayasadan bahsediyoruz. Anayasalar dayatılamaz ancak uzlaşarak oluşturulabilir. Bir ülkenin anayasasını o ülkenin mensupları yapar. Sivil anayasa diyor isek o ülkenin mensupları medeni şartlarda birbirine dayatma yapmaksızın karşısındakini dinleyerek uzlaşarak anayasa yapar. Bunun içinde 85 milyon kişiden anayasaya ilgi duyan herkes görüşlerini söyleyebilmeli ve bunlar için karşılık bulabilmeli. Böyle bir çalışmayı yapmak kolay değil. İlgi duyan herkesin hiçbir kısıtlama olmaksızın derdini anlatması, karşıdakini anlaması ve uzlaşması lazım. Tüm bunlar için metodoloji yasasının çok önemli olduğunun altını çizmek istiyorum.”
“DERNEK OLARAK BİR ANAYASA KOMİSYONU OLUŞTURMAYA KARAR VERDİK"
Avukat Gün, “Biz dernek olarak siyaseten tarafsız bir düşünce kuruluşuyuz. Ülkemizi seviyor, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı yoluyla dünyanın en ileri ülkelerinden biri olmasını istiyoruz. Ülkemizin sorunlarını kendimize dert edindik, çalışıyoruz. Bu çözümleri oluşturmak için, fikirlerimizi paylaşmak, bunları bir çerçeveye oturtmak lazım. Biz dernek olarak bir anayasa komisyonu oluşturmaya karar verdik. Bu komisyonu isteyen herkesin katılabileceği ve başvuracağı bir komisyon haline getirmek istiyoruz. Birlikte, çözüm üretip bunu sivil anayasa olarak sonuçlandırmak hedefi ile yola çıktık; cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılını sivil anayasa ile taçlandırmayı amaçlıyoruz" diye konuştu.
“SİVİL ANAYASA ÇALIŞMAMIZ HER KESİME AÇIK"
Avukat Gün, sözlerine şöyle son verdi:
“Oluşturacağımız bir 'Sivil Anayasa Komisyonu' ile ülkemizin temel meselelerini tartışacak, önerilerimizi kamuoyuna duyuracağız. Komisyona derneğimiz üyesi olması gerekmeden iş dünyası, STK'ler, akademi, medya ve ilgili kesimlerden üye kabul edilecektir. İlgilenenler katılmak için başvurabilirler. Mart 2022'de başlattığımız, 13 ilde ekonomi ve hukuk dünyasını bir araya getirdiğimiz, seçimler öncesinde ara verdiğimiz 'Ekonomi ve Hukuk Buluşmaları'nı, sivil anayasaya odaklanarak sürdüreceğiz. Sivil anayasa yapımının değişik yönlerine odaklanan ulusal ve uluslararası konferans, çalıştay ve benzeri etkinlikler düzenleyeceğiz. Cumhuriyetimizin ilk yüzyılının son adli yılının, A'dan Z'ye bir yargı reformu ile sivil bir anayasa gerekliliğinin her kesim tarafından ciddiye alınıp uzlaşma ile en iyi sonuca varıldığı bir çalışma yılı olmasını dilerim."
—DHA