23-29 Mayıs tarihleri arasında' Ahilik kültür Haftası’ etkinliğinde Esnaf Bayramı 81 ilde kutlandı.

Esnaf denince; aklıma çocukluk yıllarımdaki esnaf komşuluğu geldi... Bir zamanlar esnaf komşuluğu bir başkaydı... Sabahın erken saatlerinde, teneke kepenklerin çıkardığı kulak tırmalayan seslerle; esnaflar iş yerlerini açarlardı.  Dükkânların açılmasıyla başlayan içten ve samimi sohbetler gün boyu devam ederdi. Sabah temizliği yapıldıktan sonra esnaf, çarşı çay ocağından gelen çaylarla bir dükkânda toplanır; neşe dolu sohbetlerle çarşıyı şenlendirirdi. Hele terzi Davut Amca, bakkal Kürt Dağıstan amca, manifaturacı Ali Nazmi Amca, bakkal Mahir Dede bir araya geldiler mi; şakanın, neşenin tadına doyum olmazdı. Kahkaha sesleri çarşıyı inletirdi... Özellikle sözünü doğruluktan esirgemeyen, dürüstlük abidesi bakkal Mahir Dedeye şaka yapılır; onu konuşturur, gülünürdü...’Edepsizler, utanmazlar’ sözleri hal kulaklarımda...

İçilen çaylardan sonra esnaflarımızın olmazsa olmazı günlük gazetelerdi... Her esnaf günlük bir gazete alır; okuduğu gazeteyi komşusundan aldığı başka bir gazete ile değiştirirdi.

Müşterilerin sokağa adım atmasıyla herkes kendi işine dalardı. Alışverişe gelen insanlarla dostluklar kurulur, çekin- senedin olmadığı güven ortamları oluşturulurdu. Müşteriler alışveriş yapsın yapmasın çaylar ikram edilmeden olmazdı. Esnaf, kendisinde olmayan ürünleri komşusundan temin eder, farklı ürünler içinse müşteriyi komşusuna yönlendirirdi… Yeri gelir, dükkânda olmayan komşusunun malını satıp, parasını kasaya bırakacak kadar  güven ve dostluk ilişkileri bir başkaydı…

 Öğle yemeğinde esnaf komşular bazen etli pideler, bazen de fırın da pişirilen mis gibi güvecin etrafında bir araya gelirlerdi. Kaşık sesi ve sıcak ekmeklerin kokusu bütün sokağı kaplardı. Esnaflar karınlarını değil, gönüllerini duyururlardı.

Bazı zamanlarda da komşular bir araya gelir, dostça esnaf lokantalarına gidilirdi. O yıllarda ‘Turşunun Lokantası’ çok meşhurdu. Lezzetli ev yemekleri yapardı. Lokantanın kapısına gelindiğinde bacadan ve kapıdan sızan nefis yemek kokusu ciğerlerimize kadar dolardı. Özellikle tas kebabının üstüne pilav denince akan sular dururdu…

  Şimdi eski esnaflar da yok çarşıdan komşuların bir araya gelerek yedikleri yemeklerde yok... Herkes kendi dünyasında ekmek arası dönerle gönüllerini değil karınlarını doyuruyorlar…