Charlie Chaplin’i bilir misiniz? Ben bildiğim kadarıyla anlatayım sizlere. Charlie Chaplin Dünya sinemasına adını altın harflerle yazdırmış, sessiz sinema dönemine mizah anlayışıyla damga vurmuş bir isim. İngiltere’de sanatçı anne-babanın çocuğu olarak doğmuş. Tiyatral yeteneği de genlerden geliyor diyebiliriz. Charlie henüz 3 yaşında bile değilken anne ve babasının ayrılması onun zor bir çocukluk dönemi geçireceğine bir işaretti. Zaten Londra’nın fakir semtlerinden birinde doğmuştu, üstüne üstlük anne ve babanın ayrılması onun ruhsal olarak çökertmişti. Charlie ve kardeşi annesiyle beraber yaşamaya başladı, bir gün anne Hannah Chaplin sahnedeyken sesini kaybediyor ve rehabilitasyon da tedavi görmeye başlıyor. Çocuklar bu sefer, metresiyle beraber yaşayan babasının yanında yaşamaya başlıyor. Babası da Charlie daha 12 yaşındayken hayatını kaybediyor. Sonra kardeşi ile beraber yapayalnız yaşamak zorunda kalıyor. Bu kadar datayı neden verdim? Aşağıda anlarsınız…

***

Halk arasında derler ya feleğin çemberinden geçmiş, bir nebze olsun bu deyim Charlie Chaplin’e uyuyor. Fakir bir hayat, anne baba ayrı ama Charlie hayal kurmaktan geri kalmıyor. Zaman içerisinde öyle eserler yarattı ki, şuan günümüzde bile konuşuluyor. Büyük Diktatör filminde, Dünyayı ateşe veren 2. Dünya savaşını başlatan Nazi lideri Almanya Lideri Adolf Hitler’i iğneleyici bir şekilde anlatması. Modern zamanlar filminde makineleşmeyi iğnelemesi, makineleşme ile insanların nasıl birer tek tip insan olduğunu komedi ile anlatması. Bu iğnelemeleri harika zekâsıyla mizah yoluyla seyircilere aktarması onun ne kadar büyük sanatçı olduğunu gösterir. Bir yerde okumuştum ‘en iyi sanatçılar fakirlerden çıkar’ diye, işte Charlie Chaplin de tam olarak bu cümleye örnektir aslında. Eserlerinin çoğunda yoksulluğu ele alması, onun iç dünyasını dışa vuruyor. Yoksulları işlemesi, fakirlerin dertlerini eserlerini yansıtması onun gerçek bir sanatçı olduğunu gösteriyor bizlere. İnsanlığını da konuşacak olursak, iyi kalpli bir insan olduğunu bir örnekle anlatalım. Babası ölmeden önce beraber bir sirke gidiyorlar ve Charlie Chaplin şöyle anlatıyor “bilet gişesinde beklerken önümüzde, 2 çocuklu bir aile vardı. Çocuklar o sirke girecekleri için o kadar heyecanlıydılar ki, kıyafetleri eski ama temizdi, fakir oldukları aşikârdı. Sıra bu aile gelince baba çocuklarını biraz uzaklaştırdı, 4 bilet için parası çıkışmadı baba ne yapacağını bilemedi, çocuklarına ve ailesine mahcup olacağı için utanmıştı. Babam bu durumu fark etti cebindeki son 20 dolar yere bıraktı ve adama ‘bayım paranızı düşürmüşsünüz’ dedi. Adam Babama bu iyiliği kibarca yaptığı için teşekkür etti ve biletleri alıp ailesiyle beraber sirke girdi. Biz ise sirke giremedik, bu olayda asla babama kızmadım çünkü: babam bana en büyük gösteriyi sunmuştu. Bu gösteriyle zaten ben mest olmuştum’’ Örnek alınması gereken bir insan olduğunu daha iyi anladık.