Geçtiğimiz aylarda Sağlık Bakanlığı antidepresan kullanımın arttığını gösteren veriyi yayımlamıştı. Veriye göre; 2009’dan 2020 yılına kadar ki 11 yıllık süreçte antidepresan kullanımı yüzde 70 arttı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Burhanettin Bulut ise, 2021 yılında 59 milyon kutu antidepresan satıldığını açıklamıştı. 17-25 yaş arası gençlerin antidepresanı sık kullandığını ve antidepresan kullanımındaki en büyük faktörlerin pandemi, gelecek kaygısı ve ekonomik kaygı olduğunu ifade eden Psikolojik Danışman Ökkeş Gümüşoluk gazetemize özel açıklamalarda bulundu.Ökkeş Gümüşoluk

ANTİDEPRASAN DEPRESİF DÜŞÜNCELERİNİN HIZINI YAVAŞLATICI ETKİYE SAHİP

Antidepresan ve antidepresan kullanımının artması ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Psikolojik Danışman Ökkeş Gümüşoluk şu ifadeleri kaydetti: “Antidepresan kullanımının artmasını sağlayan üç farklı sebep söylemek istiyorum; birincisi covid-19’dan dolayı gelişen artış, ikincisi, zaten var olan bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan psikiyatrik ilaçların artması, üçüncüsü ise gençlerin gelecek anlamındaki belirsizlikleri. Gençler bunları netleştiremediği için antidepresana başvuruyor. İlaç kullanımında amaç şu; kişiler var olan sorunlarının yoğunluğunu azaltıp aldığı psikiyatrik ilaçla sorunlarını çözmesi için bir alan açılmalı. Fakat kişiler sorunlarının tedavisi için antidepresanlara başvuruyor. Aslında bu yanlış bir kanı. Antidepresanlar insana hastalığını çözmesi, mental açıdan sorunlarını daha sağlıklı ele alması için zaman aralığı veriyor. İnsan bu zaman aralığında bunu çözmek için çabalaması gerekiyor. İnsan bu zaman aralığında sorunu çözmek için çaba sarf ediyor. Örnekleyerek anlatacak olursam: Arabanın hızı 310 virajı alabilmesi için hızı 100 olması gerekiyor yani yavaşlaması gerekiyor. Antideprasan da kişinin depresif düşüncelerinin hızını yavaşlatıcı etkisine sahiptir.trfhfgjhghjhl

ANTİDEPRESANLAR BİR TÜR GEÇİŞTİRİCİDİR

Antidepresan, tıp fakültesinden mezun olan, psikiyatri uzmanları tarafından yani psikiyatri doktoru olan kişilerin kontrolünde kişinin hastalık tanı kriterlerine bakarak, kişinin sorunlarını biyo-psikolojik hormonlarını tetikleyebilen haplardır. Antidepresan ilaçlar, hormonları tetikleyen, bilişsel faaliyetleri etkileyebilen seratonin, dopamin, oksitosin gibi hormonları arttırıcı veya azaltıcı etkilere sahip ilaçlardır. Nöronlar arası akımları tetikleyen veya değiştirebilen ilaçlar mutlaka psikiyatri doktorunun kontrolünde olması gerekmektedir. Antidepresan isminden de anlaşıldığı gibi kişinin depresif durumlar karşısında korunmasını sağlayan, anti yani korunmasını sağlamaktadır. Yüzlerce antidepresan ilacı var. Her ilacın içeriğine göre farklılık göstererek miligramların bile değişmesi hastalıkların boyutlarının tedavisinde kullanılıyor. Fakat halkımızda yaygın olarak kullanılan hafif düzeyde olan antidepresanlar hastalığı iyileştirici değil, bir tür geçiştiricidir. Kişiler günlük yaşamlarında sorunlarını azaltmaya yönelik psikiyatrilerin kontrolünde kullanıyorlar. Ben genel olarak çocuklar ve yetişkin yaş grupları ile çalışıyorum, bu yaş gruplarında da psikiyatri ilaçları da çok etkili bir iz bırakıyor. Anksiyetesi (kaygısı) yüksek olan ebeveynlerinin çocuklarında da yine bazı kaygı sorunlarına yol açıyor. Ebeveynlerin bu tutumlarından dolayı ebeveynler arasında davranış tutarsızlıkları ortaya çıkıyor. Çocuklarda dikkat eksikliği, dürtüsel sorunlar, dil gelişimi gibi sorunlar ortaya çıkarak çocuklarda da kaygısı sorunları doğmaktadır. Ebeveynlerde çocuklarının küçük sorunlarında olsa dahi hemen psikiyatrinin yolunu tutmaktadır.

ghjjhkjkl

GENÇLER, BENLİKLERİNE DOĞRU BİR YATIRIM YAPAMIYOR

Antidepresanlar sıklıkla kullanılıyor. Antidepresan kullanımı 2021 yılında 60 milyon kutuyu aşan bir kullanım söz konusu. Birçok hastalığın temelinde kaygılar ve stres yatıyor. 2019 yılından itibaren pandemi dolayısıyla insanlarda hastalık kaygısı, pandeminin beraberinde getirdiği kişilerin çalışamadığı için girdiği ekonomik kaynaklı stres, kişilerin ev içinde kalıp kapalı alan korkusu olan kişilerin ya da gizli oluşan kaygı sorunlarının artması, kişilerin antidepresan almak için psikiyatri kliniklerine başvurmasını sağladı. Antidepresan kullanımında sıklıkla 17-25 yaş arasındaki gençlerde karşılaşıyoruz. Gençler, gelecekleri hakkında çok fazla ekonomik kaygı yaşıyorlar. Eskiden gençlerin derdi sevdiğine ulaşamamak, anne-baba ile anlaşamamaktı. Şu an gençler çok fazla ülke bürokrasisinin içerisinde kalarak benliklerine doğru bir yatırım yapamamaktadır.

BU ALANDA YATIRIMLARIN ARTMALI

Psikiyatr uzmanların sayısı nüfusumuza oranla çok az. Haftanın 5 gününün 3’ünü hastanenin bürokratik işlerinde, kalan 2 günde de kısa sürede çok hastayı alarak kişileri tedavi etmeye çalışıyorlar. Bazı kişiler kaygı veya streslerden kaynaklı rahatsızlıkların psikolojik danışma sürecinden geçerek sorunlarını rehabilite edebileceklerini görmektedir. Bu alanda yatırımların artması antidepresan kullanım oranlarının düşmesini sağlayacaktır. Önceden psikiyatriye, psikoloğa veya psikolojik danışmanlara giden insanlar deli diye damgalanırdı. Şimdi ise insanlar psikoloji bilimine merak sardı, psikoloji alanında araştırmalar artıyor. Hatta bir müzik uygulamasında da ülkemizde en çok dinlenen podcastlerin başında ruh sağlığı ile ilgili podcastler geliyor.jhgjkhjkjh

PSİKOLOGLAR VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLAR İLAÇ YAZAMAZ!

Psikoloji biliminden uzak, yaşam koçu, bir kaç konuda eğitim alan kişiler kendilerini terapist ilan ederek danışan almaya kalkıyor. Yarım doktor candan yarım hoca dinden eder tabirince insanlarımızın psikolojiye karşı bakış açılarını olumsuz olarak değiştiriyor, soğutuyor. Bu kişilerde yeterli donanım olmadığı halde insanlara psikoloji alanında tedavi etmeye çalışıyor. Psikolojik danışman, psikolog, psikiyatri uzmanı, psikiyatri hemşiresi dâhil hepsi aynı saf içerisinde olduğu için kendi uzmanlık alanında çalışıyorlar. Bu saydığımız grupların hepsi ruh sağlığı alanında hizmet veriyor. Bize bir kişi geldiği zaman, onun bilgilerini alıyoruz, çünkü hangi teşhisle hangi tanı kriterleriyle tanı koymuş ya da psikiyatri yanlış teşhis koymuş olabilir diye kontrol ediyoruz, deneyci olmamız gerekiyor. Bu alanda psikologlar ya da psikolojik danışmanlar olarak aynı çatı altında toplanarak insanlarımızın sorunlarının doğrultusunda insanlara yetkinliğimiz dahilinde psikolojik destek hizmet veriyoruz. Psikologlar ve psikolojik danışmanlar ilaç yazamaz. Bu bağlamda bizi arayıp ‘ilaç yazıyor musunuz, iğne vuruyor musunuz’ diye soruyorlar. Bu konuda sınırlı bilgimiz var ama ilaç yazma yetkinliğimiz yok. Yetkinliğe baktığımızda biz bunu değerlendirmiyoruz ve psikiyatri uzmanına yönlendiriyoruz.”

Haber: Ömer Harmankaya

Editör: Didem Kayabaşı