Andırın’ın Sumaklı Mahallesi’nde yükselen ve bölge halkı tarafından “manastır” adıyla da anılan Sumaklı Kalesi, zamana karşı direnmeye çalışan kadim yapılar arasında yer alıyor. Tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmese de, mimari özellikleri Bizans dönemini işaret ediyor. Özellikle 10. yüzyıla tarihlenen kale, sadece görkemli bir yapı değil; aynı zamanda dönemin stratejik askeri planlamasının da bir parçasını oluşturuyordu.

Ekran Görüntüsü 2025 05 02 120053

Bulunduğu konum itibarıyla batıya uzanan vadileri gözetleyen Sumaklı Kalesi, Andırın coğrafyasının doğal geçit noktalarından birini korumak amacıyla inşa edildi. Yalnızca bu kale değil, aynı bölgede yer alan Bossek (Tuğluca) ve Tırtatlı kaleleri de aynı savunma hattının parçaları olarak konumlandırıldı. Bu yapılar, birbirleriyle görsel irtibat kuracak şekilde yerleştirilerek o dönem askeri iletişim ve kontrol stratejisinin taşlara kazınan izlerini taşıyor. Bugün harabe hâlinde olsa da, kalede ayakta kalan bölümler ve plan şeması, dönemin mimarlık anlayışı ve savunma kurgusu hakkında çarpıcı ipuçları veriyor.

Ekran Görüntüsü 2025 05 02 120042

TAŞLAR ARASINDA GİZLENEN BİR TARİH

Doğu-batı doğrultusunda uzanan hafif eğimli bir tepe üzerine kurulan Sumaklı Kalesi, dıştan ölçüleri yaklaşık 11 buçuk metreye 13 metre olarak iki katlı olarak inşa edildi. Kireç harçla örülerek kaba yonu ve moloz taşlardan oluşan kalenin üst katı bugün tamamen yıkık durumda. Zemin katta ise örtü sistemi çökmüş olmasına rağmen duvarlar kısmen ayakta kalmayı başarıyor.  Kalenin üst katı tamamen yıkıldığı için o bölümle ilgili mimari detaylara ulaşmak mümkün değil. Ancak bölgedeki benzer yapılarla karşılaştırıldığında, Bossek ve Anacık kaleleriyle hem yapı tekniği hem de planlama açısından benzerlikler taşıdığı görülüyor. Bu benzerlik, bölgenin tarihî savunma hattı olarak bilinçli biçimde tasarlandığını gösteriyor. Bugün, Sumaklı Kalesi sessizliğini korusa da taşıdığı tarihî ve kültürel değer, Andırın'ın geçmişine ışık tutmaya devam ediyor.

Muhabir: MELİKE ALGAN