Kahramanmaraş merkezli asrın felaketinin üzerinde 6 ay geçti. Hayatın normale dönmesi için çalışmaların sürdüğü Kahramanmaraş’ta bina yıkımı ve enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken depreme dayanıklı olarak inşa edilen konutlarda yavaş yavaş yükseliyor. Bu kapsamda asrın felaketinin ardından Kahramanmaraş’ın yeniden ihya ve inşasında gelinen son durumu değerlendirmek üzere TRT Haber kanalında yayınlanan ve moderatörlüğünü Fuat Kozluklu'nun yaptığı Özel Yayın programına konuk olan AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Dr. Vahit Kirişci, Devlet Su İşleri (DSİ) ve Orman Genel Müdürlüğü (OGM) gibi kurumların depremin ilk gününden beri sahadaki çalışmalarının kesintisiz olarak sürdürdüğünü söyledi.

KAHRAMANMARAŞ CAN KAYIPLARININ DA YÜZDE 25’NİN YAŞANDIĞI BİR ŞEHİR

Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Dr. Vahit Kirişci, “Kahramanmaraş hem depremin merkez üssü hem de bu can kayıplarının da yüzde 25’nin yaşandığı bir şehir. Burada rakamları yarıştırmak da çok doğru değil. Çünkü tek bir can illa insan veya hayvan olması gerekmiyor. Bu tabiattaki her bir varlık bizim için çok kıymetli, çok değerli. Kahramanmaraş'ımız 6 kez Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ziyaret edilen şehir oldu. Deprem süresince altı kez Sayın Cumhurbaşkanımız 6 kez bu şehri ziyaret eden bir Cumhurbaşkanı olarak da tarihe geçmiş oldu. Bu 3-5 aylık bir süre zarfında olan bir hadise oldu. Tabii ki kendilerinin buraya ziyaretleri ister istemez kamunun, devletin, bütün birimlerinin, kurumlarının da buralarda ihya ve inşa konusunda yaraların sarılması konusunda, hem fiziki yaralar hem de psikolojik yaralar, diğer yaraların sarılması konusunda da çok büyük çabalarında startını vermiş oldu. Şu anda içinde bulunmuş olduğumuz bu yerleşkede toplamda 2 bin 62 konutun planlandığı ama 600 konutla ilgili çalışmaların devam ettiği ve bin 462 konutun inşaatı hızla sürdüğünü belirtmek istiyorum.  

DEPREMİN ÖNEMLİ OLAN BOYUTLARINDAN BİR TANESİ DE 110 BİN KİLOMETRE KARE GİBİ GENİŞ BİR ALANA YAYILMIŞ OLMASI

Burası Kahramanmaraş'ın orta ve üstü gelire sahip olan kesiminin bağ evi olarak adlandırdığı evlerinin olduğu bir muhit. Şimdi burada böylesine kısa bir sürede bu konutların hızla yükseliyor olması ve bunların inşallah bu yılın sonuna kadar ama resmi olarak da 2024 yılının Mart ayında teslim edilecek ve o 600 konut için de 1-2 aylık gecikmeyle de bunların tamamının teslim edilecek olması Cumhurbaşkanımızın bu ziyaretleri ve bu işi çok sıkı takip etmesinin de bir sonucudur. Kabinede koordinatör bakan olarak bizi Hatay'a görevlendirmişlerdi. Biz de Hatay'da bu yaşanılan depremin boyutunu, mesela bazen asrın depremi falan deniliyor. Ben asrın depremi kavramının hafif kaldığını düşünüyorum. Çünkü karada meydana gelen bu alanda uzman birisi değilim ama şöyle kayıtlara baktığımda bunun bir eşinin benzerinin olmadığını görüyoruz. Yani yüzyılların geride bıraktığı bir dünya tarihi içerisinde yaşanmış çok özel bir deprem. Tabii bu depremin bence önemli olan boyutlarından bir tanesi de 110 bin kilometre kare gibi geniş bir alana yayılmış olması. Bugün işte Hollanda'yı konuşursak Hollanda'nın yüzölçümünün neredeyse 3 katı. Avrupa'daki pek çok ülkenin yüz ölçümünün üzerinde bir yüzölçümü. Nüfus dersek 13 milyonun üzerinde bir nüfus. Can kaybı dediğimizde de yani insan olarak baktığımızda diğer canlılar için de aynı şey geçerli. 50 binin üzerinde bir kayıp.3 kopya

VATANDAŞLARIMIZ, BİZİM BU ÜLKEDE, BU ŞEHİRDE MUTLAKA ÜRETMEMİZ GEREKİR DEDİ

Kahramanmaraş'ta da 12 bin 659 vatandaşımız burada hayatını kaybetti. İnsanımızı ve canımızı kaybettik. Tabii böyle bir travmayı atlatmak böyle çok da kolay değildi. Ama şunu belirtmekte büyük yarar görüyorum. Milletimizin devletine olan güveni, bunun altını çiziyorum. Bu kader çizgisi içerisinde yaşadıklarını kabullenmeleri ve de mutlaka ki bizim taziye evlerimizde taziye günü 3 gündür malum. 3. günden sonra tekrar normal hayata dönmemiz gerekir. Kahramanmaraş'ta vatandaşlarımız, kayıplarımız oldu, canlarımızı kaybettik, malımızı kaybettik, iş yerimizi kaybettik. Ama bizim bu ülkede, bu şehirde mutlaka üretmemiz gerekir dedi. Üretimin peşine düştü. Ticaretini yapmaya başladı. İşte kendi fabrikalarının çarkını döndürmenin gayreti içerisinde oldu. Çalışanlarımız da buralarda görevlerini eksiksiz, noksansız yapmanın çabası içerisinde oldu. Dolayısıyla da Kahramanmaraş bu yönü itibariyle de ayrıştı. Son dönemde hükümetimizin aldığı pek çok tedbirlerde de artık bu 11 il içerisinde özellikle dört il Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya, sonrasında da Gaziantep'in İslahiye ve Nurdağ ilçelerinin mutlaka düzenlemeler kapsamında önceliklendirilmesi hususu gündeme geldi. Gerçekten de travma, yara her bakımdan bu 4 il ve iki ilçede anormal boyutlarda. Depremzede vatandaşlara buğday, arpa gibi hayvancılığın da önemli merkezlerinden birisi olan Kahramanmaraş’ın köylerine nakliye uçaklarıyla, helikopterlerle, havadan saman ve çadır, yem desteği verildi. Isınma amaçlı olarak vatandaşlarımızın odun ihtiyaçlarını karşıladık. Devlet Su İşleri'nin çok geniş bir makine parkı var biliyorsunuz. O kullanılan yeşil renkli işte bütün inşaatlarda, bütün yıkıntılarda önce o enkazın altındaki canlarımızı kurtarmak için büyük bir çaba sarf ettiler. Ondan sonra da diğer enkazla ilgili çalışmaları sürdürdüler. Bir diğer kurumumuz olan örneğin Orman Genel Müdürlüğü’müz burada üzerine düşeni yaptı.  Şimdi bu 12 bin 659 vatandaşımızın 10 binden fazlası Kahramanmaraş merkezde hayatını kaybetti. Şimdi 10 bin kişinin cenaze işlemleri, defin işlemleri bile tasavvur edemeyeceğiniz bir şey. Şimdi Ankara'da da ülkenin başka kentlerinde de musallada dört tane, beş tane cenazeyi gördüğümüzde orada bir izdiham olur. Yani şimdi bu 10 binin üzerinde sadece merkezdeki iki ilçede Dulkadiroğlu ve Onikişubat ilçelerimizde bu defin işlemlerinin de aksatılmadan Büyükşehir Belediyemiz tarafından yürütülmüş olması ve bu definde kullanılan araçları OGM sağladı. Orman Genel Müdürlüğü kendi araçlarıyla bunları gerçekleştirdi. DSİ, bu defnedilecek alanlardaki mezar kazım işlemlerini üstlendi. Yani şunu ifade etmeye çalışıyorum. Devlet o gün bütün kurumlarıyla seferber oldu. Tabii öncelikli hedefimiz neydi? Enkazın altından sağ bir vatandaşımız varsa, bir canımız varsa, sadece vatandaşımız da değil. Bir canı kurtarmak için büyük bir mücadele verildi. Şimdi Kahramanmaraş'ta 7 bin 300’ün üzerinde o gün depremle beraber yıkılmış bina var. Şimdi bunların her birine birer tane hilti lazım olacak olsa birer tane kurtarma ekibi görevlendirecek olsanız ki bunlar tek başına hiçbir şey yapamaz. Dolayısıyla olayın böyle tasavvur edilemeyen boyutları var.2-476

ÇARESİZ KALMAK BİZLERİ GERÇEKTEN ÇOK ÜZDÜ

Tabii o anları hatırlamak istemiyorum açıkçası. Ben Hatay'da görevliydim. Elektrik yok, doğal gaz yok, yollar kapalı. Ulaşım için hava aracınızı indirebileceğiniz bir havalimanı yok. Pist zarar görmüş. Siz kara yoluyla erişmeye çalışıyorsunuz. Aştığınız için bir şeyleri ulaştırabiliyorsunuz. Aşamazsanız neyi ulaştıracaksınız? Kimi hangi iş için görevlendirmiş olacaksınız? Ama beni en çok üzen şeylerden birisi, tabii ki hepsi bizim canımız, hepsi bizim kardeşlerimiz, hepsi bizim vatandaşlarımız, mesela kendi akrabalarımdan, kuzenlerimden, kuzenlerimin aile bireylerinden okul arkadaşlarımdan ne bileyim işte mahalle arkadaşlarımdan, benim ağabeyimin, ablalarımın, kardeşlerimin, babamın, annemin, tanıdıklarından arayıp da ya biz falanca tanırsınız. Enkazın altında buna lütfen bir yardım ekibi gönderin diye çığlık atanlara şahit olduk. O günkü şartlar içerisinde yani hiç görülmemiş bir kar yağışı ve karın yağmadığı yerlerde de bardaktan boşanırcasına bir yağmur. Dolayısıyla devletimizin gücünü biliyoruz. Özellikle devletimiz vatandaşlarımıza yardım ulaştırma ve bu krizleri yönetme konusunda gerçekten önemli süreçleri geride bıraktı. Ama o zihnimde kalan enlerin başında o hiçbir şey yapamamak, çaresiz kalmak sadece etrafınızdakilere bir şeyler söyleyebiliyor olmak daha ötesine ulaşamamak bizleri gerçekten çok üzdü. Ciddi bir yapı stoklarıyla ilgili problemlerimizin olduğu aşikar. Ama TOKİ marifetiyle dayanıklı konutları yapan ve bu konuda da bu zamana kadar 1 milyonun üzerinde konut üretmiş bir iktidar olarak inşallah kısa sürede bu yerinde dönüşümle de birlikte, çünkü sadece TOKİ konutlarına bakmamak Çevre Şehircilik İklim Bakanlığının yerinde dönüşüm çalışmasını da doğru buluyoruz. O çalışmanın da esin kaynağı da Kahramanmaraş'tır.”

Haber: Emrah Özdemir

Editör: Emrah Özdemir