Çalışmayı gerçekleştiren ekibin başında yer alan Prof. Dr. Devrim Gözüaçık, bu keşif sayesinde ileride bazı kanser türlerinde hastalığın nasıl seyredeceği ile ilgili daha tanı aşamasında önemli ipuçları elde etmenin mümkün olabileceğini belirtti. Gözüaçık, bu sayede yeni ilaçlar geliştirilebileceğini, kanserin ilerlemesinin ve yayılımın önlenebileceğini söyledi.

Türk bilim insanları kanserde yeni bir mekanizma keşfetti. Koç Üniversitesi Translasyonel Tıp Araştırma Merkezi (KUTTAM) Kıdemli Araştırmacısı ve Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Devrim Gözüaçık ve ekibi, daha önce doku gelişim ve onarımı ile alakalı bir molekül olarak tanımlanan CT-1'in, kanserde de önemli bir rol oynadığını keşfetti.638afb0650acca518c557a7f

Prof. Gözüaçık, kanser hücrelerinin CT-1'i çevre dokularla iletişim kurmak için kullandığını ve bu molekül sayesinde tümörün yaydığı sinyallerin, sağlıklı hücreleri "kansere hizmet etmek üzere köleleştirdiğini" gösterdi. "Köleleştirici" etkinin, 2016 yılında Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü'ne de konu olan otofajiye yani hücrelerin kendi kendini sindirmesine bağlı olduğunu kanıtladı. Dünyada ilk defa bilimsel olarak ortaya konan bu keşifle ilgili detayları ilk kez Demirören Haber Ajansı'na anlatan Prof. Dr. Gözüaçık, çalışma sonuçlarının devrim niteliğinde olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Gözüaçık, deneysel sistemler ve gerçek hasta dokularında da çalışarak elde ettikleri bu keşfin ileride, meme kanseri başta olmak üzere bazı kanser türlerinde teşhis ve tedavi açısından pek çok ezberi değiştirebileceğini kaydetti.638afb0650acca518c557a73

KANSERİN GELECEĞİNDE ÇOK ŞEY DEĞİŞTİREBİLİR 

Bu keşif sayesinde bazı kanser türlerinde hastalığın nasıl seyredeceği ile ilgili daha tanı aşamasında önemli ipuçları elde etmenin de mümkün olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Gözüaçık, "Kanser konusunda yeni konseptler var. Bunlardan bir tanesi, kanserin aslında sadece bozulmuş hücrelerden oluşmadığı. Çevre dokuların da kanserin oluşum, gelişim, yayılımı ile ilaç direncine katkı sağladığı konusunda veriler var.

Biz buna 'tümör mikro çevresi' diyoruz. Biz, kanser hücreleriyle tümör mikro çevresi arasında nasıl bir iletişim var, bununla ilgili çalışmalarımıza 8-10 yıl önce başlamıştık. Tümör hücrelerinden acaba nasıl mesajlar iletiliyor ki mikro çevresi de değişiyor ve kanseri destekleyici hale geliyor? Sanki tümör, çevredeki normal hücreleri kendisine köle ediyor, onların kendisine hizmet etmesini sağlıyor. Geniş gen taramaları yaptık, bunları test ettik, salgılanan proteinleri keşfettik. Bunlardan özellikle bir tanesine yoğunlaştık; bu proteinin (CT-1) kanserle bağlantısı daha önceden bilinmiyordu. Daha çok kalp, böbrek hastalıklarındaki etkileri biliniyordu. Biz gördük ki bu protein sadece meme kanseri hücrelerinden değil, genel birçok başka tür kanser hücrelerinden de salgılanıyor" dedi.

Editör: Didem Kayabaşı