Türkiye genelinde sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olayları son bir yıl içerisinde yüzde 30 arttı. Yaşanılan şiddet olaylarında kesici ve delici aletlerle fiziksel saldırılara, sözlü saldırılara ve tehdite sıkça başvuruluyor. Sağlık çalışanları, hastaların ve hasta yakınlarının stres, kaygı ve öfke nedeniyle daha fazla şiddet eylemine başvurduğunu söylerken, kamunun sağlık kuruluşlarında güvenlik denetimlerini artırmasını talep ediyor. Sağlık sektörü temsilcileri, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin kabul edilemez olduğunu ve daha sıkı tedbirlerin alınması gerektiğini belirtirken, konu kapsamında Kahramanmaraş Tabip Odası Başkanı Lütfi Tiyekli basın açıklaması yaptı.
VANDALİZM HABERLERİ YAĞMUR GİBİ YAĞMAKTADIR
Başkan Tiyekli, son günlerde artan sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarına dikkat çekmek ve toplumun bu tür olaylara karşı daha duyarlı olmasını sağlamak amacıyla yaptığı açıklamada, “Ülkemizde sağlık alanında yaşanan şiddet olaylarına maalesef her gün bir yenisi eklenmektedir. Sağlık sistemini işyeri-müşteri ilişkisine indirgeyen anlayış sağlık sistemimizi çalışılamaz hale getirmektedir. Türkiye’nin her bir tarafından vandalizm haberleri yağmur gibi yağmaktadır. Cuma günü Kocaeli’nin Körfez ilçesinde aile sağlığı merkezi sağlık teröristleri tarafından basılmıştır. Hekimlerin canlarına kast edilmeye çalışılmıştır. Arkadaşlarımızın hâlâ tedavisi devam etmektedir. Şanlıurfa’da bir hemşire arkadaşımızın burnu kırılmıştır.
SAĞLIK KURULUŞLARININ GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK KAMUNUN GÖREVİDİR
Sağlık kuruluşları, sağlık teröristlerinin terör alanı haline gelmiştir. Yetersiz sağlık sistemine rağmen vatandaşa sınırsızca sağlık sistemine başvuruyu telkin eden anlayış, bu sağlık teröristlerinin en büyük destekçisidir. Sağlık sistemi kamunun denetimi altındadır. Sağlık kuruluşlarının güvenliğini sağlamak kamunun görevidir. Hekimlerin, sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamak da kamunun görevidir. Kamu görevini yapmamaktadır. Sağlık kuruluşları bıçakların, silahların konuştuğu sağlık teröristlerinin güç gösterisi yaptığı mekânlar haline gelmiştir.
SAĞLIK KURULUŞLARI TERÖRİSTLERİNİN İSTEĞİNE GÖRE YÖNETİLMEYE BAŞLANDI
Sağlık kuruluşları artık kamu düzeni ve sağlık sistemine göre değil bu sağlık teröristlerinin isteğine göre yönetilmeye başlanmıştır. Olay çıkaranın nerde ise sırtının sıvazlanmadığı kalmaktadır. Sağlık çalışanları can korkularından artık sağlık sistemini düşünmeyi bırakmıştır. Kendi canlarını korumak önceliği haline gelmiştir. Sağlık kuruluşlarındaki bu vandalizm maalesef sıradan adli olay gibi görülmektedir. Bu vandallar sağlık sistemini işletilmez hale getirmektedir. Yaptıkları yanına kar kalmaktadır. Mahkemeler karşılıklı kavga gibi görmektedir. Bu anlayış terkedilmeden sözde düzenlemeler ile sağlıkta şiddeti önleyemezsiniz. Sağlık kuruluşlarındaki hakaret ve tehditler için dava bile açılmamaktadır. Adeta şiddet teşvik edilmektedir.
TÜRK CEZA KANUNUNA ÖZEL MADDE KONULMALIDIR
Bu sağlık teröristleri için türk ceza kanununa özel madde konulmalıdır. Sağlık hizmeti nedeni ile hekimlere sağlık çalışanlarına hakaret eden, tehdit edenler, şiddet uygulayanlara özel tanımlar yapılmalı, yaptıkları cezasız kalmamalıdır. Sağlıkta şiddet, kamuya karşı işlenmiş suç kabul edilmiştir. Kamu düzenini bozma suçu olarak tanımlanmalıdır. Sağlık teröristleri için mutlaka özel düzenleme yapılmalıdır. Sağlık sistemini baltalayanlar sağlık kuruluşlarına denetim altında girebilmelidir. Bugün bu ülkede hekimler, sağlık çalışanları çalışmak istemiyorsa en büyük sebebi bu vandalizmdir. Bu vandalizme göz yumanlardır. Bu vandalizmi teşvik edenlerdir.
HEKİMLER BAŞKA ÜLKELERE GÖÇ EDİYOR
Binlerce yetişmiş beyin ülke dışında çalışmaya karar vermiştir. Binlercesi de sıradadır. Hekimler, kamunun görevini yaptığı sağlık sistemini koruduğu ülkelerde çalışmak istemektedir. Can güvenliklerinin sağlandığı ülkelerde çalışmak istemektedir. Bu hekimlerimizin başka ülkelere göç etmesini teşvik edenler sağlık sistemimize ihanet etmektedir. Yapılan devasa binalar kadar yetişmiş insan gücü ile övünmemiz gerekir. Yetişmiş insan gücünüz yoksa o binalar sizi iyileştirmez. Binalara verilen değerin hekimlere layık görülmemesinin acısını ileride daha da acı bir şekilde yaşayacağız. Herşeyi bulabilirsiniz ama yetişmiş insan gücü kaybını yerine koyamazsınız” ifadelerini kullandı.
Haber: Eyüp Kağan Atlı