Antikacı Semih Aslan, işyerinde bulundurduğu binlerce antika ürünle geçmişi yaşatıyor. Merakla ve severek başladığı işine yarım asrı aşkın bir süredir aynı heyecanla devam eden ve tutkunu olduğu antikaya ömrünü adayan Aslan, küçük yaşlardan bu yana yaptığı onlarca antika koleksiyonuyla tarihin bilinmeyen dünyasını gözler önüne seriyor. Koleksiyon tutkusunun esas olarak devlet tarafından aşılanan bir kültür olduğunu dile getiren Aslan, Antikacılıktan ticari bir beklentisinin olmadığını “Bu işten para kazanmasam bile ben bu işi yapmaya devam ederim” sözüyle özetledi. Aslan, tarihi yaşamak ve yaşatmak istediğini belirtti. Küçük işyerinde Amerika-İngiltere-Fransa-Almanya-İsveç gibi ülkelerden topladığı binlerce ürünü bulunan Aslan’ın hedefi ise ilerleyen yaşına rağmen hala daha çok antika toplamak.
“ANTİKA VE KOLEKSİYON KÜLTÜRÜ ZOR BİR KÜLTÜRDÜR”
Koleksiyon kültürünün zor bir kültür olduğunu ve toplayıcılarla koleksiyoncuları birbirinden ayırt etmek gerektiğini anlatan Aslan, Türk Dil Kurumu’nun (TDK) koleksiyon tanımını ise şöyle açıkladı: “Öğrenme, yarar sağlama veya zevk amacıyla bir araya getirilmiş özelliklerine göre sınıflarına ayrılmış nesnelerin bütünü olarak belirtilmiştir. Yani daldan dala konular değil. Koleksiyoner ise aynı konuda değişik nesneleri, materyalleri, objeleri ve kitapları araştırmaya esas olacak her bir şeyi bir araya getiren kişi olarak nitelendirebiliriz. Her şeyi alıp bir araya koyan kişiler koleksiyoncu değil onlar toplayıcıdır yani stokçudur.”
“TARİHİ YAŞATMAYI ÇOK SEVİYORUM”
Bu işe çocukluktan beri merakım vardı. Eski tarihi ürünleri çok seviyorum. Tarihi yaşatmayı çok seviyorum. Bu işten para kazanmasam bile ben bu işi yapmaya devam ederim. Çünkü bu iş benim için bir hobi oldu. 30 yıldan beri ticaretini yaptığım antika işinde onlarca koleksiyon yaptım. 7 yaşında koleksiyon yapmaya başladım. Düşünün henüz 7 yaşındaydım ve arkadaşlarım sokakta oyun oynarken ben oradan, buradan antika eşyası toplardım. 1986 yılında ticaretini yapmaya başladığım bu işte gerçekten çok mutluyum ve gerçekten severek yapıyorum. Bir insanın işinde başarılı olması için ilk önce o işi benimsemesi ve o işi sevmesi gerekiyor. Bunun en iyi örneklerinden bir tanesi de benim. Bu işi inanılmaz derecede çok seviyorum. Hala içimde antika koleksiyonu yapma isteğim var ama malum yaşım 70 olunca bu tür şeylerde biraz zor oluyor. Bu yüzden bende işte bu işyerimde duruyorum. Az öncede dediğim gibi böyle değişik ilgi çeken antika ürünleri satın alıyorum. İnsanların ilgisini çeken güzel antika eşyaları da satıyorum.”
“ANTİKA VE KOLEKSİYONLAR TOPLUMA IŞIK TUTAR”
Aslan, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Pul toplar ama aynı puldan yüz tane alır. Bu kişi yine toplayıcıdır. Koleksiyoncu; araştırdığı ya da ilgilendiği konuyla ilgili sadece birer tane materyal alır. Koleksiyoncu elindeki koleksiyon hakkında kitap yazabilme yeteneğine sahip olmalı. Konferans verebilmeli ya da sergi açabilmeli. Koleksiyon ve antika işi yapanlar çoğaldıkça toplumuzun tarihine, sosyal – kültürel yaşamına ve coğrafyasına ışık tutan ciddi koleksiyoncular ve görsel ürünler ortaya çıkar. Öbür türlü her şeyi toplayan kişiden hiçbir şey çıkmaz.
“KAHRAMANMARAŞ’TA BU İŞİ YAPAN KİŞİ SAYISI ÇOK AZ”
Kütüphaneler, arşivler ve koleksiyoncular toplumun zor zamanlarında toplumu aydınlatan bilgi kaynaklarıdır. Esas olan halkı değişik konularda aydınlatmak. Koleksiyoncular geçmişin ve günümüzün uygarlık birikimini geleceğe taşıyan kişilerdir. Kahramanmaraş’ta koleksiyoncu yâda antikacı var ama sayısı çok az.”
Haber: Alpaslan Oğuz Davut