İçinden ne çıkacağının bilinmediği ve farklı karakter ya da figürlerin rastgele yer aldığı bu kutular, çocukların ödül arayışını bir bağımlılığa dönüştürebilirken, sürekli dopamin ve serotonin salgılanmasını tetikliyor.

Uzmanlara göre bu durum çocuklarda kısa vadede dikkat dağınıklığı ve sabırsızlık gibi davranış sorunlarına yol açarken, uzun vadede ise dijital bağımlılık, kumar, mutlu olamama, takıntı gibi ciddi psikolojik sorunlara zemin hazırlıyor.

Şirketlerin ve reklam ajanslarının "nadir oyuncak" ve "sürprizi yakalama" stratejisiyle bilinçli bir şekilde çocuklarda merak ve heyecan uyandırarak bağımlılık riskini artırdığına dikkati çeken uzmanlar, aileleri bu durumun farkında olup, dikkatli olmaları konusunda uyarıyor.

Uzman Klinik Psikolog Hacer Şahin, kör kutu oyuncakların çocuklar üzerindeki psikolojik etkilerini ve bu risklere karşı alınabilecek korunma yöntemlerini AA muhabirine anlattı.

"Kör kutu oyuncakları legal kumar gibi düşünebilirsiniz"

Psikolog Şahin, kör kutu ya da kara kutu olarak adlandırılan oyuncakların kumarla benzerliklerine dikkati çekerek, "Kör kutu oyuncakları ve koleksiyon kartlarını legal kumar gibi düşünebilirsiniz. Bir kişi kumar oynadığında parasını oraya yatırıyor ama ne zaman kazanacağını bilmiyor. Ona haz veren, dopamin salgılatan kısmı bekleme kısmı. Kör kutu oyuncaklarda da aynı. Kutuyu alıp, açma süreci tamamen beyinde kumarla eşdeğer bir mekanizmaya sahip. Aynı mekanizma uyarılıyor beyinde." diye konuştu.

Bu tarz oyuncakların genel olarak bağımlılık yaratma süreçlerinin önünü açtığını anlatan Şahin, gelişim çağındaki çocuklar için bu durumun önemli riskler taşıdığını söyledi.

Şahin, sürekli devam eden ödüle kavuşma hazzının çocuklar üzerindeki psikolojik etkilerine de değinerek, "Oyuncakta ne olduğunu bekleme süreci ile kumarda aynı beyin kimyasalları üretiliyor ve böylece belki 5 yaşında, belki 10 yaşından itibaren beynin o bağımlılık yapan bölümü çalışmaya başlıyor. O kapalı kutuyu açmak, içinden çıkacak karta ya da peluş oyuncağa ulaşmak dopamin seviyesini artırdığı için beyinde ödül ve haz sistemini uyarıyor. Böylece daha çok şans oyunlarında gördüğümüz beyin mekanizmasının bu ödüle ne zaman kavuşacağını bilemediği olay ortaya çıkıyor. Böylece çocuk bir takıntı ve obsesif bir döngüye girmiş oluyor." ifadelerini kullandı.

Bu açıdan kapalı kutu oyuncak deneyimini legal kumara benzettiğini ifade eden Şahin, kumarın reklamının yasak olmasına rağmen bu oyuncakların reklamının her yerde çocukların karşısına çıktığına dikkati çekti.

Daha fazla kamu spotu ya da yasaklar olabilir

Bu heyecanla biriktirilen oyuncakların birkaç yıl içinde çöpe atıldığını ve kimsenin hatırlamadığını söyleyen Şahin, fakat etkilerinin yıllarca sürdüğünü belirtti.

Psikolog Şahin, nadir oyuncak ve kart biriktirme trendine karşı ailelerin ve resmi kurumların daha hassas olması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Gerçekten daha fazla kamu spotları yapılabilir. Bunlar çocukların geleceğini ciddi anlamda etkileyen durumlar olduğu için biz toplumsal olarak burada daha duyarlı olmalıyız ve toplumsal olarak çalışmalıyız diye düşünüyorum. Bakın, çocuklar kendini koruyamazlar. Onların beyinleri gelişmeye devam ediyor. Onları koruması gereken, uzun vadede onların yararını düşünmesi gereken biziz. Onu korumakla mükellef benim. Belli yaştan önce almamak ya da daha fazla kamu spotlarıyla insanları bilgilendirmek ama baş edemediğimiz noktada eğer hani yasak gerekiyorsa çocuğu korumak evet yasaklanmalı."

Ailelere de tavsiyelerde bulunan Şahin şöyle devam etti:

"PR çalışanlar, reklamcılar bu durumu bildikleri için nadir nesne, nadir oyuncak, nadir kart üretip daha fazla çocukları o kısma yönelttiğini önce aileler bilmeli. Aslında onun nadir olmadığını, nadir olmasına onu üretenin karar verdiğini bilmeleri gerekir. Bunun gerçekten de bir pazarlama stratejisi ve uzun vadede de çocuklara beyinlerinde bazı kimyasalları değiştirdiğini fark edip ona göre hareket edilmeli, popüler olarak adlandırılan şeylerin peşinden önce kendileri gitmemeliler. Çocuklara rol model olmaları gerekiyor. Bazı sınırlandırmalar da yapılabilir. Ama bunu anlatmaları gerekiyor."

Kaynak: AA