İlimiz Kahramanmaraş’ta her yıl yaklaşık 8 bin düğün oluyor. Yani yaklaşık 16 bin gencimiz hayatın doğal teamülü gereği, hayatını sevdiği bir kadın yada erkek ile birleştiriyor.

Olsun tabi, evlilikte keramet vardır. Bu arada keramet kelimesi Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcı davranış veya durum” şeklinde tanımlanıyor. Sahi evlilikte özellikle ekonomik yönden keramet var mıdır bakalım.

Her yeni evlilik yeni bir yuva demek. Her evlenen çifte yeni bir ev gerekecek. Eskilerin devesi, atı, modern dünyanın ulaşım aracı otomobil gerek. Peki yeni evlenen bir çift günümüz ekonomik koşullarında 3+1 daireyi alabilir mi? Nasıl alır?

Ülke çalışanının yüzde yetmiş oranında olduğu gibi damadımız ortalama 7 bin lira gelir ile bir memur olsun. 3+1 daire 700 bin lira. Böyle bir daireyi alabilmesi için yaklaşık 10 yıl hiçbir şey yiyip içmemesi gerekecek. Tamam, ilk on yıl kirada oturdu, 300 bin lira biriktirdi. Geri kalan 400 bin lira için kredi çekti. Karşılığında on yıl ödemeli 800 bin lira daha ödeyecek.

Araç mı, yok aracı saymıyoruz bile.

4200 TL maaş alan asgari ücretli mi, yok onun hesabını yapamıyoruz bile.

Yapılan basit bir hesap ile birlikte, artık işçi ve memurun oturacak bir ev, kendine ait sıcak bir yuva sahibi olması artık hayal. Peki neden böyle oldu?

Örneğin 10 yıl önce de böyle miydi? İşçi, memurun ev alması imkansız mıydı?

Yok değildi. En azından şimdiki şartlar dahilindeki gibi imkansız değildi.

Zamanında rahmetli Kemal Sunal’ın filmlerine de konu olan bir ortadirek vardı. Halkın çoğunluğunu oluşturan bu ortadirek genelde işçi ve memur kesiminden oluşurdu. Maalesef ülkemizde ortadirek kesimi yok olmuş durumda. Halkın Yüzde 10’luk refah düzeyi yüksek üst direk sınıfı var. Yüzde 90 alt kesim. İşçi, memur, esnaf, emekli ortadirek sınıfından alt sınıf düzeyine transfer olmuş durumda.

Emekli denilince, onların açlık sınırına tekamül eden maaşlarını bir kenara koyarsak birde emekli ikramiye zulümleri var. Eskiden kamudan emekli olan bir memur, aldığı ikramiye ile başını sokacak bir ev, kapısına bir araba alabiliyordu. Şimdi aldıkları ikramiye ile 1+1 daire bile alamıyorlar.

Ortadirekin yerle yeksan oluşu, onların da artık dar, çok dar gelirli kişiler grubuna evrilmesi çokta uzun sayılmayacak bir zaman diliminde gerçekleşti. Ancak yeniden ortadirek bir halk topluluğunun oluşturulması çok uzun yıllar alacaktır. Bu pek çok sosyolojik sorunları birlikte getirecektir.

İnsanların yaşayabileceği bir ev lüks değil, temel ve yaşamsal ihtiyaçtır. Bir işçinin, bir memurun, bir esnafın yeniden 3+1 daire alabilme hayalini kurması, bozulan sosyal dengelerin yeniden oluşturulması kolay olmayacaktır.

Her yıl 16 bin çiftimiz evlenmeye devam edecek. Onlar bizim kardeşlerimiz, çocuklarımız. Onlar bizim geleceğimiz.

Çocuklarımız evet, evlenecekler ancak ev’lenemeyecekler…