Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta yaşanan depremlerden sonra sigortalı konut sayısında artış yaşanmaya devam ediyor. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından 2021 yılında yayınlanan faaliyet raporundan edinilen bilgilere göre, Kahramanmaraş’ta 188 bin 50 konutun 90 bin 381 tanesi sigortalı konut ve bu konutların sigortalılık oranının ise yüzde 48,1 olduğu kayıtlara geçti. Kentteki konutların toplam prim tutarı da 12 milyon 752 bin 752 TL olmuştu. Bu rakamlarda, büyük depremlerden sonra vatandaşların daha duyarlı ve bilinçlenmesiyle doğru orantılı olarak artış yaşandı. Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK) internet sitesindeki güncellenmiş verilere göre Kahramanmaraş’ta 210 bin konutun 116 bin 522 tanesi sigortalı konut ve bu konutların sigortalık oranı yüzde 55,50 olduğu öğrenildi. Bu bağlamda vatandaşlar, asrın felaketinden sonra konutlarının zorunlu deprem sigortasını yaptırmak için sigorta şirketlerinde yoğunluk oluşturuyor. Konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan Şentürk Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Can Şentürk, “Tüm sigortalılarımıza söylediğimiz gibi risk gerçekleştikten sonra satın alınamayacak tek ürün sigortadır. Sigorta sahada kaybettiğimizi masada kazanmamızı sağlıyor” diye konuştu.
İNSANLARDA DEPREMDEN ÖNCE SİGORTA YAPTIRMA İŞTAHI ÇOK YÜKSEK DEĞİLDİ
Kadir Can Şentürk, “Depremden önce biz zaten gerek basın aracılığıyla gerekse sosyal medya aracılığıyla vatandaşlarımızı bilgilendirmek için çalıyorduk. Bu anlamda kısa film ve afişler hazırladık. Özellikle geçen yıl Haziran ayında DASK’la alakalı bir kısa film çektik. Bu çektiğimiz kısa film çok ciddi ses getirdi. O kısa film sayesinde birçok insan deprem sigortasını yaptırdı. Biz tabi depremin olacağını tahmin ediyorduk. Buradaki jeoloji mühendisleriyle ve üniversitedeki fakülteler ile görüştüğümüz ve depremin olacağını da bildiğimiz içinde insanları tedbir almaya yönlendirdik. Çok sayıda insan çektiğimiz kısa filmden etkilenerek deprem sigortasını yaptırdı. Bazı vatandaşlar ise sizin gözünüzü para hırsı bürümüş dedi. Kimisi insanları korkutmayın dedi. Çevremizdeki insanlara deprem sigortası yaptırmaları konusunda uyarılarda bulunarak çalışmalarımızı sürdürdük. Ancak insanlarda depremden önce sigorta yaptırma iştahı çok yüksek değildi. Sigorta iştahı yüksek olmadığı için özellikle Doğu bölgelerindeki insanlarda -bunun içine kendimi de katıyorum- para verdiğimiz zaman onun karşılığını hemen almak istiyoruz. 3-5 yıl sonra karşılığını göremezsek o paranın çöpe gittiğini düşünüyoruz. Hatta birçok kez müşterilerimizden şunu duyduk; ‘ 5 yıldır kasko yaptırıyorum. Hiçbir işe yaradığını görmedim.’ İnsan oraya para verince oradan bir şey umuyor. Allah korusun herhalde arabasının uçurumdan uçmasını istiyor. Hâlbuki gelişmiş ülkelerde sigortalılık oranı yüksektir. Ülkelerinde gelişmişlik düzeyi sigortalılık oranıyla doğru orantılıdır. Japonya’da kişi başına 7 sigorta ürünü düşüyormuş. Türkiye’de bu rakam 0,5 o da zorunlu sigortalardan (trafik sigortası, deprem sigortası vb.) kaynaklı oluyor. Şimdi musibet başımıza geldi. Şuan insanların sigorta yaptırma iştahı çok yüksek. İnsanlar para bile sormuyor. Yeter ki sigortamı kes diyorlar. Şimdi sigorta şirketleri defans uyguluyor. Artçı sarsıntılar devam ediyor. O yüzden onlara da hak veriyorum, anlayabiliyorum. Çünkü onlarda ticari bir müessese, karlılık elde etmezse kendi ticari yaşamlarını uzun süre sürdüremezler. Şimdi şirketler defans uyguluyor ama bu durum birkaç aya rahatlayacak diye tahmin ediyorum. Tüm sigortalılarımıza söylediğimiz gibi risk gerçekleştikten sonra satın alınamayacak tek ürün sigortadır. Sigorta sahada kaybettiğimizi masada kazanmamızı sağlıyor. Ben özellikle geliri çok yüksek olmayanlara sigortayı daha çok tavsiye ediyorum. Çünkü çocuklarının rızkından artırarak bir ev, bir araba alıyor. O da giderse yerine koyması belki 20 yıl sürecek. Bu vatandaşlarımızın sigorta yapmasının önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
ŞUAN DEPREM SİGORTASI PİYASAYI ÇOK İYİ FONLADI
Zorunlu deprem sigortasının detaylarını aktaran Şentürk, “Şimdi şöyle deprem sigortasında devletin belirlemiş olduğu rakam 3 bin 16 Türk Lirası. 200 metrekare bir eve tam yıkılması halinde 600 bin TL. Ama az hasarlı evlerde exper geliyor, fotoğrafını çekiyor ve sisteme yüklüyor. Az hasarlı evlere çok ciddi paralar dağıtıldı. Çevremden biliyorum, bir akrabam az hasarlı evini 30-40 bin liraya yaptırdı. 77 bin TL sigorta bedeli aldı. Şuan deprem sigortası piyasayı çok iyi fonladı. İnsanlar rahat bir nefes aldı. Evlerini yaptırdılar. Tabi bu 3 bin 16 lira yeterli değil. Bu devletin uygun gördüğü rakam ama bu rakamda kalmak zorunda değiliz. O 3 bin 16 TL zorunlu olan bir rakam. Bunu isteğe bağlı sigortayla, konut sigortasıyla, iş yeri sigortasıyla metrekareye 14 bin TL’ye kadar yükseltebiliyoruz. Birde konut sigortası yapılırken vatandaşlarımız şöyle bir yanılgıya düşüyor. Mesela bir vatandaş evinin değerine 3 milyon lira diyor. Bu ev 200 metrekare. Biz o evin metrekaresine 10 bin TL versek, bina için 2 milyon TL girelim diyoruz. O vatandaş kabul etmiyor, benim evim 3 milyon diyor. Sonra bizde diyoruz ki sigorta binanın yeniden inşa bedelini öder. Eşyalar ise, bizde eşya listesi var, onun üzerinden tek tek işaretleyerek eşyaların bedellerini yazıyoruz. En altta topluyoruz. Bu toplam eşya bedelleri üzerinden sigortanın yapılması ehemmiyet arz ediyor” şeklinde konuştu.
Haber: Emrah Özdemir