Emekli olduktan sonra hobi olarak çocuklar için tahta oyuncak yapan Mustafa Tanır, zaman içerisinde kendini geliştirdi ve marangozluğu kendine meslek edindi. Yıllardır Kahramanmaraş’ın Tarihi Demirciler Çarşısında marangozluk yapan ve zaman içerisinde bel fıtığı rahatsızlığıyla karşılaşan Mustafa Tanır, bel fıtığı rahatsızlığı olan insanlar için özel sandalye tasarladı. Bel fıtığı sorununa tasarladığı sandalye ile çözüm bulan Tanır, yaptığı sandalyenin büyük beğeni topladığını, sandalyenin bel ağrılarına iyi geldiğini ve ağrıları azalttığını dile getirdi.IMG_8590-2

TÜRKİYE GENELİNDEN BİRÇOK SİPARİŞ ALDIM

Marangozluk işine emekli olduktan sonra hobi olarak başladığını ve yaptığı sandalyenin kullananların memnun kaldığını belirten Mustafa Tanır, “Emekli olduktan sonra, kıl testere ile hobi olarak marangozluk işine başladım. Çocuklar için tahta oyuncaklar yaptım. Yavaş yavaş marangozluk işinde kendimi geliştirdim. Bu işi yaptığım süre zarfında belimden rahatsızlandım, bel fıtığı oluştu. Bu rahatsızlığı yıllarca çektim, ameliyat olmama rağmen iyileşemedim, hala da iyi olamadım. Düşündüm ‘Ne yapabilirim’ diye, bu rahatsızlık için bir sandalye tasarladım ve yaptım. Bu sandalyeyi gören eş dost akraba sandalyeden istediler yaptım, kullandılar beğendiler. Sandalye medyada da yer aldı, tanınmaya başladı. İnternet üzerinden Türkiye genelinden birçok sipariş aldım, tüm talepleri karşıladım. Sandalyeyi kullananlar memnun kaldı, hep teşekkür ettiler. Sandalyeleri sipariş üzerine yapıyorum. İlk başlarda 250 liraya yapıyordum, şuan maliyetler arttığı için 400 lira oldu. Kerestenin fiyatı çok fazla arttı, bu yüzden fiyatı arttırmaya mecbur kaldık. Bu rakam yine de bana göre ucuz. Zorunda olmadıkça da fiyatı arttırmak istemiyorum” şeklinde konuştu.  

BEN BİLE MEMNUN KALDIM

Marangoz Mustafa Tanır, daha öncesinde bel fıtığına iyi gelen sandalye üretmek için birkaç sandalye yaptığını sonunda da bu sandalyeyi yaptığını ifade etti. Tanır konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Daha öncesinde bu sandalyeye benzer birkaç sandalye yaptım. Önceki yaptıklarımda istediğim sonucu alamadım, son yaptığım sandalye de istediğim sonucu aldım. Bu sandalyenin taşıması da kolay, açılır kapanır şekilde yaptık. Örneğin pikniğe gideceksiniz, çok rahat ve çok kolay bir şekilde taşınabiliyor. Sandalyeyi ilk kullanan benim, sandalyeyi yaptıktan sonra ilk kez oturduğumda ‘başardım’ dedim. Çok mutlu oldum, rahatsızlığımdan dolayı bana bile iyi geldi, ben bile memnun kaldım. Bu kadar sipariş geliyor, insanlar memnun kalmasa sipariş etmezler, talep etmezler. Burada ben de yorulduğum zaman 10-15 dakika dinlenmek için bu sandalyeyi kullanıyorum. Sandalyeye oturduğum zaman baya rahatlıyorum, iyi geliyor. Normal dik sandalyeye oturduğum zaman belimde uyuşma oluyor ama bu sandalyeye oturduğum zaman uyuşma olmuyor, belimi rahatlatıyor. Çalışırken çok fazla ayakta kaldığım zaman belli bir zaman zarfından sonra bel rahatsızlığı çekiyorum.”IMG_8597-1

SANDALYEYİ BAŞKASININ YAPMASINA MÜSAADE EDERİM

Sandalyeyi başka marangozların yapmasına müsaade edeceğinin altını çizen Tanır, “Patent almak gibi bir fikrim yok, bu yaştan sonra patent ile uğraşmak istemiyorum. Çocuklarım bu mesleğin içerisinde olsaydı, patentini almaya çalışırdım. Çocuklarım bu mesleğin içerisinde değil, tüm çocuklarım kendi işinde gücünde kendi hayatlarını idame ettiriyor. Sandalye konusunda benden sonra yapabilecek kimse yok. Başka meslektaşlarım benden görürler yaparlarsa ona bir şey diyemem. Bu sandalyeyi başkasının yapmasına müsaade ederim. Yeter ki bu iş yapılsın, insanlara faydalı olsunlar. Ben bugün varım, yarın yokum. Bu yaptığım sandalyenin de başkaları tarafından yapılmasını isterim, devam etsin” dedi.IMG_4398-1

KENDİ YAĞIMDA KAVRULUYORUM

Mustafa Tanır konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Biz burada daha öncesinde çırak yetiştirdik ama parayı kim çok verirse çıraklar oraya gidiyorlar. Çocuk, dükkâna ilk geldiğinde, ‘Kaç para vereceksin?’ diye soruyor. Bu yüzden çırakta yetişmiyor. Gelen çocuklar da elindeki akıllı telefonla oynuyor, ‘Oğlum gel şu işi yap’ diyorum. Çocuk, ‘Ben bu işten anlamam’ diyor. Ben de, ‘Gel öğren, öğreteyim’ diyorum, yapmıyorlar. Bu meslekte zanaatkâr yetişmiyor, insanlarımızda kanaat yok, bu yüzden de durum bu. Şimdiki nesil çalışkan değil, hep tüketmek istiyor. Ben de bu yüzden bu meslekte kendi yağımda kavruluyorum. Vatandaşlara önerim: Çocuklarını okula şartlamasınlar, çocuklarını zanaata yönlendirsinler. Çocuklar bir şeyler öğrensinler, yarın bir gün bu çocuklara zanaat gerek olacak. Bu çocuklar hep memur mu olacak, hiç mi esnaf olmayacak? Çocuklar okusun, okumasın demiyorum ama benim gibi emekli olduktan sonra zanaatına devam etsin.”

Marangoz Mustafa Tanır, sandalyeleri sipariş üzeri ürettiğini belirtti ve iletişim bilgilerini paylaştı: 0506 631 50 93

Haber: Alpaslan Oğuz Davut

Editör: Didem Kayabaşı