KAHRAMANMARAŞ AHİLİK HAREKETİ HAFTALIK KÜLTÜR-SANAT  EKİDİR

-AHİce-

Sayı 13

E posta: [email protected]

Ayın Ahisi Zafer Ayranpınar Üzerinden Bir ‘Cumhuriyet Lokantası’ Değerlendirmesi

Doğduğum günden bu yana merak ettiğim iki şey vardı. Biri “İlk suyu kim içti?”, “İlk ekmeği kim yedi?”, “Ateşe eti ilk kim attı?” diğeri de “Ne kadar yürüdüler?”, “Göbeklitepe’de doğan birisi Van’a vardı mı?”.

“İnsanlığın ilk menüsü?”

Yemeğin keşfi, daha doğrusu zengin yemek menüsünün ortaya çıkışı?

Bu ve bunun gibi sorular daimi zihnimi çalkalayan, cevabı bilinmez büyük düşünsel sorulardı. Bu sebepten Gastronomi kültürünü araştırma ve bu alanda okumalar yaptım.

Okudukça gördüm ki, “İnsan yemeden duramayan” lakin “ölçüsüz yedikçe bocalayan” bir varlık. Madem “Can boğazdan geçiyorsa” yemek gerekir, lakin ölçüyü kaçırmamak, sağlıklı ve düzenli beslenmek gerekir.

Bugün sizlere ölçülü, düzenli ve her şeyden öte sağlıklı beslenmenin tarihi bir mekanından bahsedeceğim.

Bir asrı geçen tarihiyle; “Tarihi Cumhuriyet Lokantası’ndan…”

*

Kahramanmaraş Ahilik Hareketi Derneği olarak her ay bir esnaf büyüğümüzü yılın ahisi olma onuruyla ödüllendirmek istedik. Bu ayın ahisi, Kahramanmaraş Cumhuriyet Lokantası İşletme sahibi sayın Zafer Ayranpınar. Kendisine hayırlı olsun diyor, ahilik ilke ve değer sistemine daima sahip olması dileklerimi yineleyerek, sizleri Tarihi Cumhuriyet Lokantasının tarihsel sürecine sürüklemek istiyorum.

*

5 Mayıs 1905 yılında Cumhuriyet Lokantası kuruldu. Kurucular arasında yer alan Çelebi ailesinin şu sözü etkileyicidir; diyor ki Mehmet Çelebi; “Öyle bir iş yeri kuracağım ki, nesilleri doyuracak, ocağı hiç sönmeyecek, çorbası bol, suyu berrak, tuzu beyaz olacak…”

Burada tuzun beyazlığı Gastronomi kültüründe “gönlü billur” olmak söyleyişinden gelir. Bu sebepten büyük tuz şirketleri, markayı; “Billur Tuz” olarak tanıtırlar.

*

Çelebi ailesiyle ilgili yapmış olduğum araştırmalarda, Çelebizâde Ali İlmî Efendi’ye rastlamıştım. Cumhuriyet Lokantasının kurucularının dedeleri olan bu zat, aynı zaman da bir divan şairidir. Maraş’ın köklü ailelerindendir. Torunu olan Mehmet Çelebi ise Maraş’a çok önceleri geliyor, Küçük Çavuşlu muhitinden bir konak alıyor ve Cumhuriyet Lokantası tarihini başlatıyor.

*

Mehmet Çelebi, gönlü yüreği temiz bir zat. Görmüş olduğu tüm fakirleri doyuruyor, iş yeri önünde muhtaçlara büyük maşeri kazanlarla yemekler kaynatıp onları doyuruyor, dualar alıyor, dualar ediyor.

*

Bu dualar, günümüze kadar devam eden bir tür ritüel –bir gelenek- olarak devam ediyor.

*

Böylesi bir iklimde çalışan Tarihi Sazlık Lokantası, 1923 yılı itibariyle bir isim değişikliğine gidiyor. İsim, “sazlıktan” “Cumhuriyet”’e evriliyor.

Mehmet Çelebi, Cumhuriyetçi.

Cumhuriyet değer ve yargılarına bağlı değerli, gelenekçi aynı zaman da modern bir tüccar/esnaf.

*

Cumhuriyetimizin 1923’de kurulmasıyla “Sazlık Lokantası” “Tarihi Cumhuriyet Lokantası” oluyor. Kim bilir? Belki de Gazi Mustafa Kemal Atatürk Maraş’ı ziyaret etseydi, bu lokantada yemekler yer, işletme sahibiyle muhabbet ederdi.

Ne de olsa, gönlü Ankara’daki Cumhuriyet meşalesiyle kavrulan bir işletme sahibi vardır.

*

1923’de kurulan “Tarihi Cumhuriyet Lokantası” milyonlarca insanı yediren, içiren bir mekan.

Bu isimlerden birisi de Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlarından Adnan Menderes.

13 Şubat 1960 tarihinde şehrin kurtuluş coşkusunu yaşamak için Kahramanmaraş’a gelen Adnan Menderes, lezzet durağı Tarihi Cumhuriyet Lokantasına gelir. Heyetiyle yemekler yer. Çıkışta Maraşlı tarafından tekrar coşkuyla karşılanır. Sonra meşhur Maraş konuşmasını yapar;

Aziz arkadaşlarım

  1. “Kahraman” Maraş’ın düşman istilasından kurtuluşunun kırkıncı yıl dönümünü Maraşlılar arasında kutladık. Maraş’ın kurtuluşu bütün bölgenin düşman istilasından kurtulmak için yaptığı çok kahramanca bir mücadelenin şanlı sahifelerinden birinin başlangıcını teşkil eder. Dün de Maraş’ta bir sohbet esnasında ifade ettiğim gibi (vatan istila altında iken) Maraş’ın ayaklandığı zaman, ecnebi bayrak altında yaşamayacağım dediği zaman, ecnebi bayrak altında namaz kılmak, ibadet etmek makbul olmaz diyerek ayaklandığı zaman, silaha sarıldığı zaman hiçbir taraftan, hiçbir kimseden ümidi yoktu.

Hakikaten bir küçük şehir, bir küçük bölge halkı koskoca galip bir devlete düşmanların en kuvvetlisine karşı silaha sarıldığı zaman “Kahraman” Maraş ne kimseden medet umabilir ne kimseden yardım bekleyebilirdi. Maraş sadece imanına sadece vatanperverliğine dayanarak silaha sarıldı. Daha doğrusu silahı bile yoktu istilaya karşı ayaklandı. Bu imanla bu vicdanla burada atıldıkları mücadele bir destan halinde yayılmış ve memleketin bütün kurtuluş mücadelesinde örnek olarak bütün dünyada Türk Mucizesi diye adlandırılan hadise vukua gelmiştir. Dünya asırlardan beri inhitat, yıkım halinde bulunan koskoca bir imparatorluğun son bulduğu zannedilen bir devirde yepyeni bir vatan ve taptaze ve canlı bir milletin tarih sahnesine çıkışına böylece şahit oldu. Kırk sene evvel yabancı bayrağı altında ibadet caiz değildir, namaz da makbul olmaz deyip büyük bir imanla kurtuluş mücadelesine nasıl kıyam etmiş idiyse yabancı bayrağı altında bugün de gene milletimiz bağrından kopup gelen bir aşk ve heyecanla, sefaleti milli hudutlar dışına çıkarmaya azm etmiş bulunuyor. “Hayır, hayır! Bu milletin kaderi sefalet değildir” demek suretiyle ikinci büyük hamlesini, tamamlayıcı hamlesini, medeni hamlesini zafere ulaştıracak yoldadır. Adet olan mümkün görünen herkesin yapabileceği işlerin peşinde olmak veyahut alelade kusurların ve tedbirlerin mahkûmu olmak kolay bir şeydir. Ama bu kadar geri bırakılmış olan bu kadar ileri zeki ve çalışkan bir milleti hareketsizlikle ve meskenetle layık olduğu seviyeye biran evvel hayır, hayır. Tıpkı bu kahraman milletin kırk yıl evvel yaptığı gibi hesaba gelmez, havsalaya sığmaz bir cesaret, azm ve irade ile adeta bu milletin kaderi gibi görünen yoksulluğu en kısa zamanda ve behemehâl mağlup etmesi lazımdır. Türlü imkânları olan bu vatan ve üzerinde yaşayan bu asil Türk Milletine yoksulluğun bir kader olduğu gibi bir düşünce asla kabul olunamaz.”

*

1960’dan 2022’ye Tarihi Cumhuriyet Lokantası

 Tarihi Cumhuriyet Lokantası’nın şu an ki işletme sahibi Zafer Ayranpınar.

1980 doğumlu.

Baba mesleğini devralıp, ailenin 4. kuşaktan çalıştıranı. 2000 yılında “Cumhuriyet ismine hassasiyetten dolayı” “Cumhuriyet bayrağını devralanlardan…”

Tarihi Cumhuriyet Lokantası, Zafer Ayranpınar’ın babası Nuri Ayranpınar, Hanifi Soğancı’nın vefatından sonra Mehmet Çelebi’nin damadı Yaşar Aytemiz’den satın almıştır. O günden beri Lokanta, “Aytemiz ailesinde…” Ay gibi temiz olan bu aile, her geçen gün eğitimler alan, lokantanın tarihi misyon ve vizyonuna uygun işler yapmaktadır.

İşletme sahibi Zafer Ayranpınar’ın şu sözleriyle bitirelim;

“İçimde bir ukde var arkadaşlar, bu markayı İtalya’dan İngiltere’ye uzanan bir marka haline getirmek…”

Getirirsin Sayın Ayranpınar.

Yeter ki, göğsünde taşıdığın “Cumhuriyet” kelimesini yüreğinde ve tabelanda hep muhafaza et.

Editör: Mahmut Beyaz