Osmanlı-Rus savaşları ve Kafkasya’daki baskılar nedeniyle Anadolu’ya göç eden Çeçen ailelerin bir kısmı, günümüzde Göksun ilçesine bağlı Gücüksu, Çardak ve Altınyayla (eski adıyla Sisne) köylerinde yerleşti. Bu köyler, hem bölgede yaşayan Çeçenlerin hem de geçmişten gelen kültürel mirasın önemli merkezleri arasında yer alıyor.
GÜCÜKSU
Gücüksu köyü, 1870’li yıllarda Çeçenistan’dan gelen 15 ailenin bölgeye yerleşmesiyle kuruldu. Kars üzerinden Göksun’a ulaşan bu ailelerin önderliğini “Behlii Şeyh” olarak bilinen bir din büyüğü üstlendi. Günümüzde köyde yaşayanların büyük çoğunluğu Çeçen kökenli ve geleneksel dayanışma yapısını sürdürmeye devam ediyor. Yaklaşık 400 kişilik nüfusa sahip köyde, genç nesillerin Çeçence bilme oranı azalsa da, 1994’te başlayan Çeçen-Rus savaşı bazı ailelerde kökenlerine ve dillerine yeniden sahip çıkma isteğini artırdı.
ÇARDAK’TA KÜLTÜR YAŞIYOR
1874 sonrası Şeyh Şamil döneminde kurulan Çardak kasabası, hâlâ önemli bir Çeçen nüfusunu barındırıyor. Şehirleşme ve dış göçlere rağmen, yaz aylarında kasabaya dönen aileler düğünler, yemekler ve çeşitli kültürel etkinliklerle geleneklerini yaşatıyor. Çeçence hâlâ bazı evlerde konuşuluyor, büyük aile yapısı ve yaşlı otoritesine dayalı sosyal düzen korunuyor.
SİSNE’DEN ALTINYAYLA’YA UZANAN YOLCULUK
Çeçen göçmenlerin ilk olarak Sivas üzerinden ulaştığı Sisne, zamanla kalıcı bir yerleşim yerine dönüştü ve Altınyayla adını aldı. İlk yerleşimler Dişnoy ve Sesinoy aileleri tarafından gerçekleştirildi. Yoğun sisli havasıyla bilinen köy, adını bu doğa özelliğinden aldı. Günümüzde Altınyayla hâlen Çeçen kültürünün izlerini taşımaya devam ediyor.
ÇEÇENLERİN GELENEKSEL YAPISI VE TOPLUMSAL DEĞERLERİ
Çeçen topluluklarında büyük aile yapısı hâlâ yaygın ve ailelerde beşten fazla çocuk olağan. Akraba evlilikleri yasak ve “yedi göbek kuralı” titizlikle uygulanıyor. Aile içi anlaşmazlıklar çoğunlukla köy içinde çözülüyor; yaşlılar meclisinin kararları bağlayıcı kabul ediliyor ve adli mercilere taşınmadan barış sağlanıyor. Bu nedenle Çeçen köylerinde adli vaka sayısı oldukça düşük.
GELENEKSEL GİYİM VE MUTFAĞIN İZLERİ
Erkekler “çerkeska” adlı geleneksel kıyafetleri giyerken, kadınlar bol şalvar ve diz altı elbiseler tercih ediyor. Bayramlarda kıyafetler sırmalarla süsleniyor. Çeçen mutfağı da kendine özgü yemekleriyle dikkat çekiyor; “Gılnış” (sarımsaklı, etli ve işkembeli lahmacun), “kurzunuş” ve “holtamaş” gibi hamur işi yemekler sofralardan eksik olmuyor. Kahramanmaraş’taki Çeçen topluluğu, sade yaşamı, devletine bağlılığı ve kültürel dayanıklılığıyla öne çıkıyor. Kendilerine özgü yaşam tarzlarını ve geleneklerini koruyarak, geçmişten günümüze uzanan bir kültürel köprü oluşturmayı başarıyorlar.