Vücut kitle indeksinin yüzde 30’un üzerinde olduğu kişiler obez olarak tanımlanıyor. Obezite bireyi hem psikolojik hem de fizyolojik olarak olumsuz etkileyebiliyor. Akran zorbalığına maruz kalan Obeziteli bireyler psikolojik olarak kötü etkilenebiliyorlar. Diğer taraftan fizyolojik olarak obezite, kalp ve karaciğer hastalıklarına davetiye çıkarabiliyor. Dünya Obezite Federasyonu’nun yayınladığı Dünya Obezite Atlası’ndaki verilere göre 2030 yılına kadar her beş kadından biri ve her yedi erkekten birinin obez olacağı ve dünya genelinde çocukların ve ergenlerin yüzde 13’ünün 2030’a gelindiğinde obeziteden etkilenmiş olacağı tahmin ediliyor. Obezitenin en hızlı artış gösterdiği yerlerin düşük ve orta gelirli ülkeler olduğu görülüyor. Bu ülkeler arasında Türkiye’de yer alıyor. Sosyo-ekonomik durumlardan dolayı bazı insanlar et gibi protein kaynağına ulaşamayabiliyor ama asıl sorun insanların yanlış beslenme alışkanlığı olmasında. Konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Uzman Diyetisyen Gülşah Erşan Yıldız, Obezitenin Multifaktöriyel bir hastalık olduğunu ve birçok hastalığı da beraberinde getirdiğini belirterek yapılan son araştırmalara göre obezite de Avrupa birincisi olduğumuzu söyledi.

1-78

OBEZİTE BİR HASTALIKTIR

Obezitenin bir hastalık olduğunu aktaran Uzman Diyetisyen Erşan Yıldız, “Son yapılan çalışma ile Türkiye, Avrupa’da obezite de birinci sırada. Biz maalesef yemek için yaşıyoruz, yemeğe bir anlam yüklüyoruz. Duygusal durum değişikliklerinde, mutlu olduğumuzda kutlamalarımızı yemekle yapıyoruz. Yemek sadece fizyolojik bir ihtiyaçtır, yemeğe anlam yüklememek lazım. Bunun yanında insanlar çok hareketsiz yaşıyor, her yere araba ile gidiliyor ya da uzak markete değil de en yakın markete gidiyoruz. Uzak bir markete gidip yürümek istemiyor insanlar. Gün içerisinde attığımız adım sayısını arttırmamız lazım, hayatımızda mutlaka hareket olmalı. Obezite bir hastalıktır, obezite ile mücadele etmemiz gerekiyor. Spor yapmama, hayat şartları, yanlış beslenme alışkanlıkları bunların hepsi birleştiğinde obeziteyi beraberinde getiriyor. Obezite tek başına obez olmakla insanı bırakmıyor. Multifaktöriyel bir hastalıktır ve birçok hastalığı da beraberinde getirir. Kalbe zarar verir, karaciğere zarar verir. Beraberinde birçok metabolik hastalığı getirir. Bu da bireyin yaşam kalitesini düşürüyor ve sağlıksız bir hayat yaşamasına sebep oluyor. Sosyo-ekonomik faktörler beslenmeyi etkiliyor ama bizim sorunumuz besine ulaşamamak değil, olması gerekenden fazla ve yanlış tüketim yapmak bizim sorunumuz. Birey sadece pilav yiyorsa, yanına bir şey tüketmek istemiyor. Meyve yiyecekse bir tane ile doyacağını düşünmüyor. Bir koca tabak hazırlıyor. Besine ulaşamama kaygısı olmadığı durumlarda çeşitli beslenme ile sağlıklı yaşam elde edilebilir. Her grup elde edebilir. Ete ulaşamıyordur ama peynirle bunu dengeleyebilir. Yumurtayla bunu dengeleyebilir. Yeter ki çoklu beslenmeyi hayatına katabilsin. Doğru beslenmeyi hayatına katabilsin. Mutlaka hayatında spor veya egzersiz aktivitesi olsun. Sadece zayıflamak için değil, sağlıklı yaşamak için hareket etsin” ifadelerini kullandı.

Ekran Alıntısı333

 

DİYET TAMAMEN KİŞİYE ÖZELDİR

Uzman Diyetisyen Gülşah Erşan Yıldız son olarak doğru diyetin nasıl olması gerektiğini anlattı. Yıldız, “Doğru diyet, kişinin kendini hazır hissettiği anda tam bir karar vermiş haliyle kişiye özel beslenme şekliyle yapılması lazım. Beslenme rehberi 4 yapraklı yoncadır, her besin grubundan faydalanmalıyız, tek tip beslenmenin dışına çıkmak için tüm öğünlerde süt grubu, tahıl grubu, meyve-sebze grubundan besin alıyor olmamız lazım ki doğru beslenme şeklini yakalayalım. Doğru beslenme tek bir kalıp değildir. Doğru beslenme, tamamen kişinin yaşam biçimine, hastalıklarına, boy-kilo endeksine ve kişinin sosyal yaşam kalitesini bozmayacak şekilde yapılması gerekiyor. Diyet tamamen kişiye özeldir, doğru diyet kesinlikle uzman kontrolünde yapılmalıdır. Amaç kilo kaybetmek değil, yağlarımız kaybedip kas dokularımızı koruyarak ilerlemektir. Bunu olayı sadece diyetle yapmak çok zordur, spor yapmak ve doğru şekilde beslenmek gerekir. Diyetin standart bir kalıbı yoktur, tamamen kişinin metabolizması, yaşam standartlarına uygun bir beslenme ile uzman kontrolünde yapılmalıdır” şeklinde konuştu.

Haber: Emrah Özdemir

 

Editör: Didem Kayabaşı