Hidradenitis suppurativa (HS). Yani halk arasında bilinen ismiyle köpek memesi hastalığı. Toplumda her 100 kişiden birinde görülen, ter bezlerinin bulunduğu yerlerde ağrılı ve iltihaplı apselerle ortaya çıkan kronik bir deri hastalığı olan HS, çoğunlukla koltuk altı, kasık, meme altı ve ortası, kalçalar, iç bacakların birbirine sürtünen bölgelerinde görülüyor. Kronik bir deri hastalığı olan HS’nin etkileri sebebiyle hastaların çekinip doktora gitmemesinden veya dermatologlara daha geç başvurmalarından dolayı tanısı çok geç konuyor ve bu hastalıkla birlikte yaşayan kişilerin yaşam kalitesi bozuluyor. Batma, yanma, ağrı, sıcaklık, kaşıntı ve aşırı terlemeyi takiben apse oluşumu yaşayanların en kısa sürede bir dermatoloji uzmanına gitmesi gerekiyor. HS hastalığına yakalanan Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde yaşayan 41 yaşındaki Fatih Kılınç, uzun süre hastalığına tanı bulunması amacıyla hastanelere taşındı. İlerlemesiyle birlikte yaşam kalitesinde büyük düşüş olan Kılıç, son kez tedavi olmak amacıyla Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Perihan Öztürk’e başvurdu. Öztürk, Kılınç’ın hastalığına tanıyı koymasının ardından tedavi sürecini başlattı. Kılınç, tedavi sonrası rahat bir nefes aldı.

“6-7 YIL ÇOK BÜYÜK RAHATSIZLIKLAR ÇEKTİM”

2011 yılından bu yana HS hastalığıyla mücadele ettiğini anlatan Kılınç, “Bu hastalıktan 2011 yılından beri muzdaribim. İlk başlarda çok fazla rahatsız etmemekle birlikte kısa dönemlerde çıkıyordu. Önemsemediğim için 10-15 günlük sürelerle tekrarladı, 2-3 aylık dönemlerde çıkmadığı oldu. Bu ilerledikçe çok aşırı rahatsızlık vermeye, hayat kalitemi çok düşürmeye başladı, özellikle iş yeri ve aile ortamında hayatı yaşanmaz bir hale getiriyor. Doğru tedaviyi bulana kadar çok uzunca bir süre, yaklaşık 6-7 yıl çok büyük rahatsızlıklar çektim. Sürekli akıntılar, sürekli iltihaplanma, sürekli kötü bir koku vardı. Doğru tedaviyi bulana kadar çok sıkıntı çektim. Doğru tedaviyi bulduktan sonra hayatımda olumlu yönde çok büyük iyileşmeler oldu. Hayat kalitem arttı, iş yerinde çalışma performansım arttı, çocuklarıma ayırabildiğim vakitler çok daha geniş oldu” dedi.

“HAYAT KALİTEM YÜZDE 90 İYİLEŞTİ”

Hastalık ilerledikçe yaşam kalitesinin düştüğünü dile getiren Kılınç, “İlk başlarda acil servislere giderek oluşan apseleri açtırmakla tedaviye başladım. Tanı konmadığı için önemsiz bir şeymiş gibi görünüyordu. Hastalık ilerledikçe, yaşam kalitem düştükçe daha alternatif tedaviler aramaya başladım ama hiçbirinde kesin bir sonuca ulaşamadım. Daha ileri seviyelere geldi, sağ taraftan ameliyat oldum. O da çözüm olmadı. En son buraya gelerek, doğru tedaviye başlamış oldum. Şuan da hayat kalitem rahatsız olduğum döneme göre yüzde 90 oranında iyileşti. Şuan çok memnunum” şeklinde konuştu.

“CİDDİ PSİKOLOJİK PROBLEMLERE SEBEP OLUYOR”

Kılınç’ın tedavisini gerçekleştiren KSÜ Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Perihan Öztürk ise HS hastalığını ve yapılması gerekenleri anlattı. Hastalığın tedavi edilmediği süreçte ciddi psikolojik sorunlara sebep olduğuna vurgu yapan Öztürk, “Halk arasında köpek memesi hastalığı olarak bilenen hidradenitis suppurativa, ter bezleri ve kıl polipillerinin kronik infilimasyonuyla ortaya çıkan bir deri hastalığı. Çok erken dönemde teşhis konulamadığı için bize gelen hastaların çoğunluğu ilerleyen dönemlerde hastalar olarak karşımıza çıkıyor. Hastalık, kapalı alanlarda ter bezlerinin ve kılların yoğun olduğu alanlar olarak bilinen koltuk altı, kasık, perianal bölge, meme arası ve meme altı bölgelerinde daha sık gözleniyor. Köpek memesi hastalığı koltuk altında ya da kasıklarda küçük kızarıklıklar ve kaşıntı şeklinde başlıyor. Bunlar zaman zaman iyileşip, zaman zaman kötüleşen kızarıklıklar şeklinde oluyor. Arkasından kızarıklıkların her biri büyük sivilceler şekline dönüyor ve akıntılı iltihaplı modüller halini alıyor tedavi edilmediği takdirde. Yine tedavi edilmediği takdirde bu modüllerin arasında iltihaplı apseleşen lezyonların arasında bantlar oluşuyor. Bu bantlar kontraktüre ve hareket kısıtlığına sebep oluyor. Aynı zamanda bu modüller açılarak kötü kokuya sebep oluyor ki bu da hastanın sosyal ortamdan uzaklaştırması, iş gücü kaybı, ailesel şikayetler gibi ciddi psikolojik problemlere sebep oluyor” dedi.

“ERKEN TEŞHİŞ ÇOK ÖNEMLİ AMA...”

Hastalığın sebeplerini ve tetikleyen faktörleri anlatan Öztürk,erken teşhis edilmediği takdirde önemli sorunlara yol açtığını belirterek, “Öncelikle hastalığın sebeplerini sorgulamak gerekiyor çünkü hastalığı tetikleyen bazı faktörler var, bunların başında sigara, yeme-içme alışkanlığı geliyor. Sigara içenlerde bu hastalık daha fazla görülüyor. Glisemik endeksi yüksek gıdalar dediğimiz karbonhidrattan zengin beslenen kişilerde, obez insanlarda çok daha fazla gözleniyor. Bunun yanında ergenlik döneminden sonra başladığı için hormonlar da bu hastalığın sebeplerinden bir tanesi. Kadınlarda hastalık erkeklere göre 3 kat daha fazla gözleniyor ama erkeklerde hastalık ortaya çıktığında çok daha şiddetli seyrediyor. Erken teşhiş çok önemli ama maalesef ki bilinçlenmediğimiz için erken teşhisi çoğu zaman atlıyoruz. Hasta bize geldiğinde farklı kliniklerde, farklı tedavi ve tanılarla ortalama 6-7 yıl kaybetmiş oluyor. Eğer erken teşhis konulamazsa hastalarda, klinik tablo yani kontraktürlerin geliştiği, hareket kaybının olduğu, kötü kokulu akıntıların ortaya çıktığı, sosyal fobinin oluştuğu tabloya kadar geliyor ama erken teşhis konulup tedaviye düzenli başlanırsa hastanın hem yaşam kalitesi artıyor hem de bu bahsettiğimiz hareket kısıtlılığına kadar giden tabloların oluşması engellenmiş oluyor” şeklinde konuştu.

“NORMAL HAYATINA GERİ DÖNDÜ”

Fatih Kılınç’ın ikinci evrede kendilerine geldiğini ve tedavinin ardından yaşam kalitesinin yükseldiğini ifade eden Öztürk, “Fatih Bey bize geldiğinde köpek memesi hastalığının ikinci evresindeydi, defalarca kez koltuk altında ve kasıklarında oluşan apselerden dolayı, apseleri boşalttırmış ve antibiyotik tedavisi kullanmıştı. Sigara içmesi halen devam ediyordu ve evresine göre hastalığın tedavisiyle ilgili gelişmeleri takip ederek, biyolojik tedaviler, aşı tedavileri uyguladık. Hastamızın şuan klinik tablosu iyi, yaşam kalitesi de arttı. Normal hayatına geri döndü diyebiliriz” açıklamalarında bulundu.

Son olarak vatandaşlara uyarılarda bulunan Öztürk, “Toplum için verilecek en önemli mesaj şu olmalı; Son 6 ay içerisinde koltuk altı ya da kasığınızda tekrarlayan, tedavilere rağmen tekrar tekrar çıkan sivilcelenme şikayetiniz varsa en yakın dermatoloji uzmanına başvurmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz