Kahramanmaraş’ın genç ve vizyoner isimlerinden Yüksek Ziraat Mühendisi Beyza Nur Mungan, hem kadın girişimci kimliğiyle hem de tarıma kattığı yeniliklerle adından söz ettiriyor. Ceviz Diyarı Kooperatifi ve AgroNut Ar-Ge Tarım Danışmanlık ile kente değer katan Mungan, Kahramanmaraş’ta tarımın geleceğine dair umut verici çalışmalar yürütürken özellikle bu yıl tüm kent genelinde yaşanan zirai don felaketine ilişkin

Kahramanmaraş’ta bu yıl yaşanan zirai don olayı, özellikle ceviz ve diğer meyve ağaçlarında büyük kayıplara yol açtı. Nisan ayında etkili olan düşük sıcaklıklar, birçok üreticinin bahçesinde ciddi hasara neden oldu. Bu durum sadece çiftçileri değil, zincirleme etkisiyle tüketicileri de olumsuz etkiledi. Üretimdeki düşüş, yerel ve bölgesel gıda fiyatlarının yükselmesine sebep oldu. Kahramanmaraş’ın genç ve vizyoner isimlerinden Ceviz Diyarı Kooperatifi Başkanı Yüksek Ziraat Mühendisi Beyza Nur Mungan, bölgenin son 20 yılda üç kez ciddi zirai don afeti yaşadığını vurgulayarak, bu sürecin aslında tarımsal üretim için sistematik bir tehdit olduğunu belirterek; “20 yıllık bir meyve bahçesi bu sürede üç kez don afeti yaşadı. Bu da demek oluyor ki, yaklaşık her 8-10 yılda bir üreticiler don riskiyle karşı karşıya. Bu gerçeği artık kabul edip, bilime dayalı sistematik önlemler geliştirmemiz gerekiyor” dedi.

T A R I M1

KÖK UYANMASINI GECİKTİRME VE REHABİLİTASYON ŞART

Mungan, Şubat ile Mayıs ayları arasında yaşanan sıcaklık dalgalanmalarının, ağaç köklerinde erken uyanmaya yol açtığını; bunun da don olaylarına karşı ağaçları savunmasız bıraktığını ifade ediyor. Bu nedenle öncelikle kök uyanmasını geciktirici kültürel uygulamaların yaygınlaştırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Aynı zamanda don sonrası zarar gören ağaçların tedavi edilmesi ve tekrar üretime kazandırılması yönünde de bilimsel ve pratik yöntemlerin geliştirilmesinin şart olduğunu vurguluyor. “Zirai don sadece o yılın ürününü değil, ağacın tüm fizyolojik dengesini de etkiliyor. Bu nedenle hem öncesinde önlem alınmalı, hem de sonrasında rehabilitasyon süreci iyi yönetilmelidir.”

DONLA MÜCADELEDE EĞİTİM VE ERKEN UYARI SİSTEMİ ÖNEMLİ

Çiftçilerin bireysel olarak aldığı önlemler (örneğin naylonla ağaç sarma, soba yakma, rüzgar makineleri kullanma gibi) donun etkisi uzun sürdüğünde yetersiz kalabiliyor. Bu nedenle kurumsal desteklerin artırılması gerektiğini belirten Mungan, Tarım ve Orman Bakanlığı ile ilgili kurumların çiftçilere yönelik düzenli eğitim programları düzenlemesinin hayati öneme sahip olduğunu söylüyor. Ayrıca erken uyarı sistemlerinin kurulmasıyla çiftçilerin don olaylarından önce haberdar edilmesi gerektiğini de vurguluyor.

Yüksek Ziraat Mühendisi Beyza Nur Mungan

TARSİM’E KRİTİK ÇAĞRI: SİGORTA KAPSAMI GENİŞLETİLMELİ

Zirai don afetinin yıkıcı etkilerine karşı alınabilecek en önemli önlemlerden biri ise tarım sigortası. Ancak birçok çiftçi hâlâ bu sigortadan yararlanmıyor ya da mevcut sigorta kapsamı yetersiz kalıyor. Mungan, özellikle TARSİM’in poliçe kapsamını sadece hasat dönemini değil, çiçeklenmeden meyve oluşumuna kadar olan tüm süreci içine alacak şekilde genişletmesi gerektiğini belirtiyor: “Şu anda birçok poliçe sadece meyve oluşumuna odaklanıyor. Oysa don olayları çiçeklenme aşamasında bile tüm yılın verimini yok edebiliyor. Eğer üreticiyi gerçekten korumak istiyorsak, üretim sürecinin tamamı sigorta kapsamına alınmalı.” Bu öneriyle daha fazla çiftçinin sigorta yaptırmaya teşvik edileceğini, böylece doğal afetlerin ekonomik zararlarının en aza indirilebileceğini ifade ediyor.

BİLİMSEL ÇÖZÜM VE POLİTİKA ŞART

Beyza Nur Mungan’ın vurguladığı gibi, zirai don artık “istisnai” değil, periyodik bir tehdit hâline gelmiş durumda. Bu nedenle üniversiteler, araştırma kurumları ve devlet politikalarının bu gerçekle yüzleşip, uzun vadeli, iklim değişikliğiyle uyumlu ve çiftçi dostu stratejiler geliştirmesi gerekiyor. Mungan, konuya ilişkin “Artık sadece üretim değil, üretimin sürdürülebilirliği için bilimsel ve entegre çözümlere ihtiyaç var. Don riski yönetimi, sadece çiftçinin değil, ülkenin gıda güvenliği meselesidir” diyerek sözlerini tamamladı.

Muhabir: Fatma Tecirli