Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan dünyaca ünlü Louvre Müzesi, geçtiğimiz günlerde tarihin en dikkat çekici hırsızlık olaylarından birine sahne oldu. Müzenin özel koleksiyonunda yer alan, Fransız kraliyet ailesine ait paha biçilemez mücevherler kimliği belirsiz kişiler tarafından çalındı. Olay, sadece Fransa’yı değil, kültür ve sanat dünyasını da sarstı. Bu soygun, Türkiye’nin kültür mirası tarihine kara bir leke olarak geçen bir olayı yeniden gündeme taşıdı.

2006 Yılında Kahramanmaraş Müzesi’nde Yaşanan Sikke Hırsızlığı

Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, 2006 yılında bir genelge yayınlayarak tüm müzelerde tarihi eserlerin uzmanlarca incelenmesini istedi. Bunun sonucunda Kahramanmaraş Müzesi’nde Pers Dönemine ait nadide bulunan M.Ö. 333-361 yılları arasına ait 545 adet gümüş sikkenin kayıp olduğu ortaya çıkarken, 1947 yılında kurulan ve 24 bin tarihi eser olduğu bilinen müzenin güvenlik kamera sistemi olmadığı belirtildi. Hem Louvre’daki hem de Kahramanmaraş’taki bu iki hırsızlık vakası, kültürel mirasın güvenliği konusunda önemli soru işaretlerini beraberinde getiriyor.

Uzmanlara göre, Louvre gibi dünyanın en iyi korunan müzelerinde bile güvenlik açıkları bulunabiliyor. Tarihi eserlerin yasa dışı yollarla el değiştirmesi, yalnızca ulusal değil, uluslararası bir kültür mirası sorunu olarak değerlendiriliyor.

Kültür ve sanat çevreleri, bu olayların ardından müze güvenliğinin yeniden yapılandırılması ve uluslararası iş birliğinin artırılması çağrısında bulundu.

Muhabir: Selma Erdemgür