Şehir merkezine yaklaşık 70 kilometre uzaklıktaki Çukurhisar Mahallesi’nin güneyinde, 150 metre yükseklikteki kayalık bir tepenin zirvesinde yükselen Çukurhisar Kalesi, bölgenin stratejik noktalarından biri olarak tarihe damga vurdu. Roma döneminde 4. yüzyılda inşa edildiği düşünülen kale, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde yapılan eklemelerle günümüzdeki görünümünü kazandı. Çukurhisar Kalesi bulunduğu konum itibarıyla Göksun ve Maraş arasındaki geçit yollarını kontrol altında tutan önemli bir savunma noktasıydı. Aynı zamanda bölgedeki diğer kalelerle bağlantılı olması, onun askeri önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

Ekran Görüntüsü 2025 09 25 100259

MİMARİ İZLER VE YAPI ÖZELLİKLERİ

Çukurhisar Kalesi, kuzey-güney doğrultusunda eğimli bir kayalık üzerine yerleştirilmiş olup, iç kale ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Yaklaşık 33x120 metre ölçülerindeki yapıda yarım daire planlı burçlar ve özenle tasarlanmış giriş kapısı, dönemin mimari anlayışını günümüze taşıyor.

Ekran Görüntüsü 2025 09 25 100233

YIKINTILAR ARASINDA YAŞAYAN TARİH

Günümüzde kalenin iç yapılarından geriye hiçbir şey kalmadı. Sur duvarlarının büyük bölümü yıkılmış olsa da kalenin ihtişamını hayal etmek mümkün. Kale tepesinin güney ve batı yamacından akan çay, hem geçmişte su ihtiyacını karşıladı hem de ovayı sulayarak bölgeye hayat vermişti. Günümüzde ise bu doğal akış, harabelerin etrafına ayrı bir estetik katıyor. Zamana karşı verdiği mücadelede ayakta kalmaya çalışan Çukurhisar Kalesi, yalnızca taş duvarlardan ibaret değil; aynı zamanda bölgenin köklü tarihini ve kültürel mirasını yansıtan sessiz bir tanık olarak varlığını sürdürüyor.

Muhabir: MELİKE ALGAN