Milli Mücadele'nin simgesi haline gelen ve süt sattığı için "Sütçü İmam" olarak bilinen milli mücadele kahramanı, 1872'de Fevzipaşa (Bektutiye) Mahallesi'nde doğdu.
"Kireçcioğulları"ndan Ömer Efendi ve "Tiyeklioğulları"ndan Emine Hanım çiftinin oğlu Sütçü İmam, Uzunoluk Camisi'nde gönüllü imamlık yaptı.
Kentin işgal edildiği dönem, 31 Ekim 1919'da düşmana ilk kurşunu atan Sütçü İmam, düşmanın kovulmasından sonra Maraş Kalesi'ndeki topun idaresini yürüttü.
Abdülmecit halife olunca 101 pare top atmak için kaleye çıkan ve barutun ateş alması sonucu vücudunda yanıklar oluşan Sütçü İmam, kaldırıldığı Alman Eğitim Hastanesi'nde 25 Kasım 1922'de hayatını kaybetti. Üç kız, bir erkek çocuğu olan Sütçü İmam, Bektutiye Çınarlı Camisi bahçesindeki asırlık çınarın yanına defnedildi.
Sütçü İmam adına, ilk kurşunun atıldığı Uzunoluk Meydanı'nda bir anıt ve çeşme, Kıbrıs Meydanı'na Kurtuluş Anıtı yaptırıldı. 1980'den sonra Sıkıyönetim Komutanlığınca Sütçü İmam'ın Bektutiye Çınarlı Camisi avlusundaki mezarı türbe haline getirildi.
Kahramanın adı, kentte Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi ile mahalle, cadde, sokak ve okullarda da yaşatılıyor.
Akademik çalışmalar başta olmak üzere, Sütçü İmam adına yazılmış çok sayıda kitap ve makale bulunuyor.

Düşmana ilk kurşunu 31 Ekim 1919'da attı
Kaynaklara göre, Maraş'ın işgal girişimi 22 Şubat 1919'da İngiliz işgal kuvvetlerinin Albay Max Andriyo komutasında şehre girişiyle başladı. Maraş, 8 ay süren İngiliz işgalinden sonra 29 Ekim 1919'da Fransızlar tarafından işgal edildi.
Fransız askerlerinin Türk kadınlarının peçesini açmaya teşebbüs etmesinin ardından şehir merkezinde Müslümanlara zulmeden işgalci askerlere karşı çıkan Çakmakçı Said ve arkadaşlarının yaralandığını gören Sütçü İmam, düşmana karşı ilk kurşunu 31 Ekim 1919'da ateşledi.
Her seferinde yeniden duygulanıyorum
Sütçü İmam'ın torununun kızı Fatma Zehra Elbistanlı, AA muhabirine, dedelerini her zaman dualarla yad ettiklerini söyledi.
Her ziyaretinde dedesiyle uzun uzun sohbet ettiğini anlatan Elbistanlı, şunları kaydetti:
"Her seferinde yeniden duygulanıyorum. Gerçekten o kadar minnettarım ki, yaşananları tekrar düşünüyorum. Onları hissediyorum. İyi ki bu vatanı bize bırakmak için bu kadar güzel mücadele etmişler. Sütçü İmam ve diğer tüm şehitlerimize çok minnettarız. Çok gurur duyuyoruz. Sütçü İmam'ın torunu olmaktan büyük bir iftihar yaşıyoruz. Bunun sorumluluğu bilinciyle yaşıyoruz bu yüzden yaptığımız her davranışta daha bilinçli olmalıyız. Kötü örnek olabilecek en ufak bir davranışta bulunmamalıyız. Hep bu bilinçle büyüdük ve öyle yetiştik."

"Sütçü İmam'ın torunu olmak büyük bir sorumluluk"
Sütçü İmam'ın torununun torunu Mehmet Elbistanlı da Sütçü İmam'ın torunu olmanın büyük bir sorumluluk ve gurur kaynağı olduğunu belirterek, "Bu gurur kaynağı sadece ailemizle sınırlı değil. Biz büyük bir aileyiz, sadece bizim ailemiz değil. Kahramanmaraş ve hatta tüm Türkiye’nin dedesi olan Sütçü İmam'ın torunuyuz." ifadelerini kullandı.
Fevzipaşa Mahallesi Muhtarı Sıddık Gemci de Sütçü İmam gibi bir kahramanın doğup büyüdüğü mahallede muhtarlık yapabilmenin onurunu yaşadığını söyledi.
Türkiye'nin çeşitli illerinden çok sayıda vatandaşın türbeyi ziyarete geldiğini anlatan Gemci, "Kahraman çok ama ilk kurşunu sıkan Sütçü İmam olması bizim için şereftir. Sütçü İmam'ın bulunduğu yerde muhtarlık yapmak benim için büyük onur vericidir." dedi.

Maraş Milli Mücadelesi
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Cengiz Şavkılı da Sütçü İmam'ın, Maraş Milli Mücadelesini başlattığını hatırlattı.
Şavkılı, şunları söyledi:
"Türk kadınını peçesini açmaya çalışan Fransızlar, bu alaya müdahale eden üç Türk'e ateş ediyor ve Çakmakçı Sait orada şehit oluyor, Gaffar Kabuloğlu ve Osman ise yaralanıyor. Bunun üzerine Sütçü İmam daha fazla dayanamayarak silahını çekerek düşmana 'Durun bre densizler, köpek soyları, gün hesap günüdür' diyerek ateş ediyor. İşgalci üç asker yaralanıyor bunlardan biri sonra ölüyor. Sonra Sütçü İmam evine gidiyor. Bu arada düşman kuvvetleri her yerde onu arıyor ama bulamıyor. Çünkü o zamanki evler birbirine bitişikti ve millet onu sır gibi sakladı."




