Osmanlı-Rus savaşları ve Kafkasya’daki siyasi baskılar nedeniyle 19. yüzyılın ikinci yarısında Anadolu’ya göç eden Çeçen ailelerin bir bölümü, bugün Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesine bağlı köy ve beldelerine yerleştirildi. Gücüksu, Çardak ve Altınyayla (eski adıyla Sisne) gibi yerleşim yerlerinde yaşamaya başlayan Çeçen topluluklar, geldikleri günden bu yana hem kültürel kimliklerini korumaya hem de bulundukları coğrafyaya uyum sağlamaya çalıştı. Günümüzde ise Göksun’a bağlı Gücüksu, Çardak ve Altınyayla (eski adıyla Sisne) köyleri, hem bölgedeki Çeçen diasporasının hem de kültürel hafızanın önemli merkezleri arasında yer alıyor.

465279018 9123870787657313 3894717048230613550 N

SÜRGÜNLE BAŞLAYAN YOLCULUK, GÜCÜKSU’DA YENİ BİR HAYATA DÖNÜŞTÜ

Gücüksu köyünün temelleri, 1870’li yıllarda Çeçenistan’dan Osmanlı topraklarına göç eden 15 Çeçen ailenin bölgeye yerleştirilmesiyle atıldı. Kars üzerinden Göksun’a gelen bu ailelerin önderi olarak “Behlii Şeyh” adıyla bilinen bir Çeçen din büyüğü gösteriliyor. Bugün köyde yaşayanların büyük bölümü Çeçen asıllı olup, hâlâ köy kültürü ve dayanışma yapısını sürdürüyor. Köyde 140 haneye yakın yerleşim bulunurken, sürekli yaşayan nüfus yaklaşık 400 kişi civarında. Ancak genç kuşaklarda Çeçence bilme oranı oldukça düşük. 16 yaş altı çocukların büyük çoğunluğu anadilini konuşamıyor. 1994 yılında başlayan Çeçen-Rus savaşı, bazı ailelerde köklerine ve diline yeniden yönelme isteğini de beraberinde getirdi.

ÇARDAK’TA ÇEÇEN KÜLTÜRÜ HÂLÂ YAŞIYOR

1874 sonrası Şeyh Şamil dönemindeki Kafkas göçleriyle kurulan Çardak kasabası (şimdilerde Göksun’a bağlı mahalle), bugün hâlâ önemli bir Çeçen nüfusuna ev sahipliği yapıyor. Dış göç ve şehirleşmeye rağmen, yaz aylarında kasabaya dönen Çardak kökenli aileler düğünler, yemekler ve kültürel etkinliklerle geleneklerini yaşatıyor. Çeçence hâlâ bazı evlerde konuşuluyor ve büyük aile yapısı ile yaşlı otoritesine dayalı geleneksel düzen büyük ölçüde korunuyor.

SİSNE’DEN ALTINYAYLA’YA UZANAN GÖÇ HİKÂYESİ

Çeçen göçmenlerin ilk olarak Sivas üzerinden ulaştığı Sisne, zamanla kalıcı bir yerleşim yerine dönüşerek Altınyayla adını aldı. Bu köyde de ilk yerleşim, Dişnoy ve Sesinoy teyp (sülale) aileleri tarafından gerçekleştirildi. Yoğun sisli havasıyla bilinen köy, adını da bu doğa özelliğinden aldı. Bugün Kahramanmaraş merkeze bağlı olan Altınyayla, hâlen Çeçen kültürünün izlerini taşıyor.

ÇEÇENLERİN AİLE YAPISI VE TOPLUMSAL DEĞERLERİ

Çeçen toplulukları geleneksel yapılarıyla da dikkat çekmeye devam ediyor. Büyük aile yapısı hâlâ yaygın; ailelerde beşten fazla çocuk oldukça olağan. Akraba evlilikleri yasak, “yedi göbek kuralı” sıkı biçimde uygulanıyor. Aile içinde yaşlılara saygı temel bir ilke ve aile reisi konumundaki erkek hâlen yönetsel otoriteyi elinde tutuyor. Topluluk içinde çıkan anlaşmazlıklar genellikle köy içinde çözülüyor. Yaşlılar meclisinin verdiği kararlar bağlayıcı kabul ediliyor ve adliyeye taşınmadan barış sağlanıyor. Bu nedenle Çeçen köylerinde neredeyse hiç dava ya da adli vaka bulunmuyor.

GELENEKSEL GİYİM VE SOFRALAR HÂLÂ HAFIZALARDA

Geleneksel erkek kıyafetleri arasında “çerkeska” adı verilen zarif elbiseler yer alıyor. Kadınlar ise bol şalvar ve diz altı elbiseler giyer, bayramlarda kıyafetler sırmalarla süslenirdi. Günümüzde ise modern şehir giyimi yaygınlaştı.

Çeçen mutfağı da kendine özgü yemekleriyle dikkat çekiyor. “Gılnış” (sarımsaklı, etli ve işkembeli lahmacun) her evde sıklıkla tüketilirken, “kurzunuş” ve “holtamaş” gibi hamur işi yemekler de sofraların vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Kahramanmaraş’taki Çeçen topluluğu, devletine bağlılığı, sade yaşamı ve sessiz kültürel direnciyle dikkat çekiyor. Kendilerine özgü yaşam tarzlarını, geleneklerini ve dayanışma yapılarını koruyarak, tarihten günümüze uzanan kültürel bir köprü oluşturuyorlar.

Muhabir: MELİKE ALGAN