Modernleşme ve teknolojinin hızla ilerlemesiyle, yıllarca sürekliliğini koruyan pek çok geleneksel meslek giderek unutuluyor. Bu mesleklerden biri de, yüzyıllardır süregelen ve derin bir kültürel mirasa sahip olan Bakırcılık mesleği. Ancak günümüzde, bu el emeği meslek, eski ihtişamını kaybetmiş ve büyük bir tehlike altına girmiş durumda. Hem geleneksel üretim yöntemlerinin hem de bu mesleğin sahip olduğu kültürel değerlerin geleceği, modern yaşamın getirdiği değişimlerle tehdit altına giriyor. Bakırcılık, Kahramanmaraş gibi yerel kültürlerin zenginliğini yansıtan önemli bir meslek olmasına rağmen, artık yeterli ilgi görmemekte ve bu alandaki ustalar hızla azalıyor. Bu durum, sadece bu mesleğin kaybolması değil, aynı zamanda bölgenin kültürel kimliğinin de zarar görmesi anlamına geliyor.
O DÖNEMDE OKUMAYI DEĞİL, ESNAFLIĞI TERCİH ETTİK
Tarihi Bakırcılar Çarşısında Bakırıcılık mesleği yapan Orhan Kavasoğlu mesleğin unutulmaya yüz tuttuğunu belirterek şu ifadeleri kullandı; “12 yaşından beri bu mesleği yapıyorum, yani 56 yaşındayım. 40 yıldan fazla oldu. Çıraklık ve kalfalık işleriyle uğraşıyorum. Aslında bu meslek aileden gelmedi. Çevremdeki esnaflardan etkilenerek başladım. O zamanlar, 30-40 yıl önce Kahramanmaraş’ta meslek çeşitliliği oldukça azdı. Kuyumculuk, bakırcılık, keçecilik ve kalaycılık gibi meslekler öne çıkıyordu. Biz de o dönemde okumayı değil, esnaflığı tercih ettik. Çevremizdeki herkesin iş kolu buydu; demirci, kuyumcu, bakırcı. Biz de bakırcılığı seçtik.
TEKNOLOJİNİN İLERLEMESİYLE İNSANLAR ÜRETİM YAPMAYI UNUTTULAR
Ancak zamanla teknoloji çok hızlı gelişti ve bakırcılık gibi geleneksel meslekler unutulmaya başladı. Teknolojinin ilerlemesiyle insanlar üretim yapmayı unuttular. Artık okudukları yerden para kazanmayı tercih ediyorlar, ama üretim yapmıyorlar. İnsanlar hareketsizleşti, üretimden uzaklaştı. Teknoloji faydalı olabilir, ama bir yandan insanları körleştiriyor. Oysa Osmanlı'dan gelen kültürümüz bizlere üretim ve çalışmayı öğretiyordu. Eğer biz o kültüre sahip çıksaydık, bugün çok daha farklı bir yerde olabilirdik.
GELENEKSEL MESLEKLERDE USTALAR AZALIYOR
Gençlere tavsiyem, sanatla uğraşmaları, meslek sahibi olmalarıdır. Sanat, bir şeyler üretmek demektir. Bir şeyi yaratmak, bir şey öğrenmek ve onu insanlara sunmak anlamına gelir. Bir ağacı dikmek ve ona bakarak meyve almak gibi bir şeydir bu. Eğer insan bir şeyler üretirse, hem geçimini sağlar hem de toplum için bir şeyler yapmış olur. Bu da aslında bir amaçtır. Ama tek başına bu işler olmuyor. Sistem ve yönetim de önemli. Bugün Türkiye’de meslek eğitimleri yetersiz. Çok sayıda meslek var, ama her biri için eğitim almamız çok kolay değil. Özellikle geleneksel mesleklerde ustalar azalıyor, bu da gelecekte bu işlerin kaybolması riskiyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
GENÇLER ARTIK BU MESLEKLERİ ÖĞRENMEKTE ZORLANIYOR
Devletin yaptığı meslek eğitimleri de çok yeterli değil. Bakırcılık gibi geleneksel mesleklerdeki eğitimler azalıyor ve bu işler giderek kayboluyor. Gençler artık bu meslekleri öğrenmekte zorlanıyor. Bu işlerin yaşatılması için yeni neslin eğitilmesi, araştırmalar yapılması gerekiyor. Gençlerin bu mesleklerle ilgilenmeleri ve onları yaşatmaya çalışmaları lazım. Eğer bunu başarabilirsek, belki bu meslekler kaybolmaz. Biz yaşlandık, ama gençlerin bu meslekleri öğrenmesi, toplum için önemli bir değer olacaktır. Son olarak, bizler de günlerimizi geçiriyoruz, şükür ki sağlıklıyız. Ama bu işlerin yok olmaması için gençlerin bu geleneksel mesleklere sahip çıkmaları gerektiğini düşünüyorum. Eğer buna özen gösterirlerse, bu işler devam edebilir.”