Kahramanmaraş’ın önde gelen edebiyatçılarından Şair – Yazar Ali Büyükçapar, edebiyat yolculuğunun 55 yıllık birikimini “Mülk-i Beka” adlı kitabında topladı. Kitabın imza ve tanıtım günü ise Yaşar Pastanesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Düzenlenen etkinliğe Büyükçapar’ın dostları, edebiyat severler ve çok sayıda okuru katıldı. Gün boyunca samimi bir atmosferde geçen buluşmada yazar, kitabında yer verdiği hatıralar üzerine sohbetler etti. Yoğun ilginin yaşandığı organizasyonda Ali Büyükçapar, “Mülk-i Beka”yı okurları için tek tek imzalayarak onlarla yakından ilgilendi. Edebiyatseverler, hem 55 yıllık hatıraları hakkında bilgiler edinme hem de yazarla birebir muhabbet etme fırsatı buldu. Yazar Ali Büyükçapar, Mülk-i Beka’nın 12. Kitabı olduğunu söyleyerek, bazı sayıların şahsı için önemini vurguladı. Yazar Büyükçapar; “Buraya gelen misafirlerime çok teşekkür ediyorum. Kitabımın Kahramanmaraş’ın tasavvuf ve kültür hayatına yenilikler getireceğini ve Kahramanmaraş’ın 50 yıllık tasavvuf hayatında neler olduğuna canlı bir belge olacağına inanıyorum. Bu vesileyle kitabımın hayırlara vesile olmasını istiyorum. Bundan sonra kitabım miri malıdır, biz 12. Kitaba ulaştık inşallah bundan sonrası rahmettir” dedi.

ZITLAR ARASINDAKİ AHENK
“Mülk-i Beka” kitabının imza ve tanıtım gününde konuşan Şair-Yazar Ali Büyükçapar; “Bu kitap iki binli yıllara ulaşan bir çilekeş insanın “zıtlar arasındaki ahengi” anlattığı bir hatıra eseridir. Sonsuzluğu yaşadığı her an zerrelerinde hisseden ses ve rengin meftunu olan yazar vaktin kendine armağan edilen boyutunda yaşamış öğrenme ve bilgilenmenin zorlu sınavlarından geçerek bu satırları kaleme almıştır. Hayatımı göz açıp kapayıncaya kadar geçirmedim. Zaman beni bir anda kuşatmadı kendimi helezonik yapının içinde buldum. Mekana ayaklarımı bastı ama varlığımı alemlerin farklı boyutlarında seyir ederken buldum. Dün gibi hatırladığım demlerin yoldaşları bana veda edip geldikleri aleme tekrar gittiler. Babam annem ve nice sevdiğim insan yanımda değil. Maraş bile o kadar çok değişti ki. Varlığıma vuran motifleri tek tek ortaya çıkardım güzellikleri hayatıma kattım Cemal ve Celal tecellisine mazhar oldum.

ZITLAR ARASINDAKİ AHENGİ ÇÖZÜP SEYRE DALDIM.
Hayata baktığım pencereler hayli fazla her demi kendi boyutunda yaşadım. Bilgi ve irfanın yoldaşlığında ömür sürdüm. Bildiğim her şeyin bedelini ödedim. Zekam ve aklım dünyanın sırlarını açtı bitti mi? Asla sanıyorum. Dünya sahnesi bitti bile yeni perdeler açılacak sonsuz tecelliler devam edip gidecektir. İki binli yıllara ulaşan benliğimden denilen zamana tanıklık ettim. Değişimler arasında yer alan metafizik öğretimini tamamladım buna el verdiğince fizik aleminin malumatına kattım değer olgularına da aşina oldum. Üç yüzyıl süren imanı kurtarma davasının ötesine geçmenin gerekli olduğunu biliyorum. Dünya hayatının cazibesi ortada buradan ötelere gitmenin yolda olmanın ve gayretin yeni dünyaları bize armağan edeceğini müjdeliyorum. Allah’a ve Peygamberlere iman eden veli ve azizlerin önünde saygı ile eğilen yazar metafizik çağrılara aşina olan her insanı kendine yol arkadaşı bilmiş, kadim kültür ve medeniyetlerden bugüne intikal eden sayısız eserleri okuyup kendi dağarcığına katmıştır.
CAN SUYUNA SAHİP OLAN HER İNSANI KENDİME YOLDAŞ KABUL ETTİM
Okunması gereken ne varsa onları okudum. Doğudan batıya kuzeyden güneye dört bir tarafta yaşayan kahramanları tanıdım, çilelerini yaşayıp onlarla kol kola yürüdüm ve kendi benliğimde emsal bildim. Sosyal depremleri de gördüm büyük Maraş depremine de bizzat yaşadım. Her şeye sahip olmanın kıvancıyla bir ömür sürdüm ama hiçbir şeyim olmasın da istedim. Mala mülke malumata tapan insanlardan uzak durdum Can suyuna sahip olan her insanı kendime yoldaş kabul ettim. Şeyh Galip’in dizeleri gönlümün ışığıdır:
“Aşıkta Keder Neyler Gam Halkı Cihanındır / Koyma Kadehi Elden Söz Piri Muğanidir”.
Dostluk hazinem yağma olsun! Zülfikar ile yaralanan gönül dünyamın izlerini şerif biliyor ve gönleniyorum” ifadelerini kullandı.

TEŞEKKÜR VE MİNNET
Ali Büyükçapar, tanıtım gününde ev sahipliği yapan Yaşar Pastanesi sahipleri Kanbur ailesine, kitabın çıkarılmasında katkıları olan, desteklerini esirgemeyen Tayyip Atmaca ve Şaban Sözbilir’e teşekkürlerini iletti. Büyükçapar; “En büyük minnettarlığım da bu kitabın hazırlanmasında bana gönülden destek olan kendisi ahirete intikal eden merhum Mahmut Dokumacı Bey’i rahmetle anıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.


