Oruç, Antalya'da düzenlenen "Uluslararası 20. Adli Tıp Günleri"nde, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremleri yaşamalarına rağmen hızla koordine olarak adli işlemlere başladıklarını söyledi.

Uluslararası geçerliliği olan kimliklendirme işlemi yaparken ikinci depreme yakalandıklarını vurgulayan Oruç, beden bütünlüğü bozulan ve aile yakınları olmayan cenazelerin otopsilerini de yaptıklarını ifade etti.

Parmak izinden kimliklendirmelerin hızlı yapıldığını ifade eden Oruç, beden bütünlüğü bozulmuş olanlardan kan örnekleri de aldıklarını kaydetti.

Doğru cenazenin sahibine teslim edilmesi için titiz çalıştıklarını belirten Oruç, "Türkiye'deki doğru sayıya ulaşmamız da önemliydi. Çünkü 'binlerce insanın öldüğü, hiçbirine ulaşılamadığı' şeklinde çok bilgi kirliliği vardı. Çalışmalar sonucunda, doğru sayıyı da vatandaşlarımıza Adli Tıp Kurum Başkanlığı aracılığıyla ulaştırabildik. Bu konuda insanların yanlış bilgilendirmesinin önüne geçtik." diye konuştu.

Adsız Tasarım (22)-18

Adli işlemlerde titizlikle çalıştıklarını vurgulayan Oruç, şunları kaydetti:

"Depremde vefat eden, vücut bütünlüğü bozulduğu için kimliklendirilemeyen yaklaşık 10 bin vatandaşımızın biyoloji şubedeki çalışmalarla tespiti yapılarak, yüzde 96 doğrulukla cenazelerini yakınlarına teslim ettik. Depremlerde bu Türk'tür, Suriyeli'dir, Iraklı'dır ya da yabancı uyrukludur diye bir ayrıma hiç gitmedik, herkese aynı hassasiyetle baktık. Depremlerde yaptığımız adli işlemleri, kongremizde Amerika'dan Güney Afrika'ya, Orta Asya'dan Rusya'ya çok farklı ülkelerden gelen bilim insanlarıyla paylaştık. Türkiye genelindeki 11 ilde iki hafta içinde kimliklendirme işlemini büyük başarı oranıyla bitirdik. Bu kadar kısa sürede ve bu kadar doğruluk payıyla yapabilmemize yabancı adli tıp uzmanları şaşırdı. Türkiye'nin özellikle Adli Tıp Kurumunun altyapısının gücünün farkına vardılar."

Oruç, depremde özellikle yurt dışından gelen ve kayıp başvurusu olmayan yabancıların kimliklendirilmesini, gümrükten geçerken alınan parmak iziyle eşleştirilerek yaptıklarını anlattı.

Cesedin kimliği belindeki platinden tespit edildi

Adli tıp alanındaki kaynak aktarımı, yeni cihaz alımı ve tecrübenin avantaj sağladığını bildiren Oruç, şöyle konuştu:

"Zorlandığımız, vücut bütünlüğü bozulmuş cenazeler de vardı. Beton blokların arasında iki parçaya ayrılmış cenaze getirildi. Yüz ve gövde kısmı yoktu. Üst kısmı önceden çıkartılmış, kimliklendirilip defnediliyor. Sonrasında da bacak kısmı getirildi. Belden ameliyat olduğunu ve platin takıldığını gördük. Cenazenin hangi mahalleden ve binadan getirildiğini tespit ettik. O binada yaşayanların tıbbi kayıtlarına ulaştık. Bir kadının daha önceden bel fıtığından ameliyat olduğunu, vücuduna platin takıldığını gördük. Sonra yakınlarını çağırdık, eşiyle görüştük. Eşleştirme yaparak, kimliklendirdik. Biyolojik örnek alabilirdik ancak en az 3-5 gün sürecekti. Daha kısa sürede kimliklendirerek, cenazeyi aileye teslim ettik."

Yabancı uyruklu 16 yaşındaki kız çocuğunun yakını olmadığından kimliklendirilecek kimsesinin olmadığını belirten Oruç, aldıkları parmak izini çocuğun Suriye'den Türkiye'ye girerken verdiği parmak iziyle eşleştirerek kimlik tespiti yaptıklarını kaydetti.

Kaynak: AA