Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, yaptığı yazılı açıklamada, istikrarlı büyümeye devam ederek sanayi ve ihracatta yükseliş trendine girilmesi gerektiğini belirtti.

Olpak, "Bugün açıklanan büyüme rakamlarına göre, 2023'ün ikinci çeyreğinde GSYH'nin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,8 artış göstermesi, istikrarlı ve sürdürülebilir büyüme açısından oldukça pozitif bir tablo ortaya koyuyor. İlk çeyrekteki yüzde 3,9'luk büyümenin ardından ikinci çeyrekte de büyümenin devam etmesi ile birlikte 2010 yılından beri kesintisiz büyüme performansı gösteren Türkiye ekonomisi, 2023 yılının ilk yarısında küresel ve bölgesel zorluklara rağmen büyümesini sürdürmeyi başardı." ifadelerini kullandı.

Özellikle küresel olarak ekonomik ve ticari faaliyetlerin azaldığı bir dönemde olunduğunun da göz önünde bulundurulması gerektiğini aktaran Olpak, şunları kaydetti:

"ABD, Çin ve Avrupa Birliği gibi küresel ekonominin lokomotifi olan bölgelerin iktisadi faaliyetlerinin azaldığı, küresel ticaretteki büyümenin tarihsel ortalamanın altında olduğu zor bir dönemde, bu umut verici büyüme performansımızı elbette iş dünyası temsilcileri olarak memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak detaylara baktığımızda ise sanayinin ve ihracatın daralması gibi arzu etmediğimiz gelişmelerin yaşandığına da tanık oluyoruz. Büyümenin detaylarına baktığımızda, talep tarafını değerlendirdiğimizde GSYİH'nin yaklaşık yüzde 60'ını oluşturan hanehalkı tüketimi yüzde 15,6 oranında artarken, yatırımlar yüzde 5,1 oranında artış göstermiştir. Mal ve hizmet ihracatı yüzde 9 oranında daralırken, ithalatın yüzde 20,3 artmasıyla net ihracatın büyümeye negatif katkıda bulunduğunu görüyoruz. İhracatta son 2 çeyrekte de bir düşüş vardı ancak bu sefer makasın biraz daha açıldığını gözlemlemekteyiz ki küresel ticaretteki daralmanın bunda etkili olduğunu değerlendiriyoruz.

Üretim tarafında ise sanayideki üretimin daraldığını görmekteyiz ki bu veri de bize ev ödevlerimizin olduğunu gösteriyor. Sanayi daralırken, büyümenin sürükleyicisi inşaat, perakende ticaret ve hizmet sektörleri oldu. Önümüzdeki dönemde büyümenin istikrarlı olması, iç ve dış talep açısından dengeli bir şekilde artması son derece önemli. Bunun için de yatırım ve ihracata dayalı büyüme performansı için iş dünyası olarak elimizden gelen gayreti göstermenin çabası içindeyiz. Ayrıca DEİK olarak hazırlık çalışmalarına katkı sağladığımız Orta Vadeli Programın yakın bir zamanda açıklanmasını bekliyoruz. Söz konusu program ile cari açık, bütçe açığı ve enflasyon gibi sorunlarımızın ile orta vadeli bir bakış açısı ile makul bir dengeye getirilmesini ve atılacak yapısal reform adımları ile en önemlisi güven unsurunu pekiştirmesini bekliyoruz. Böylece sanayideki üretimin artırılarak daha fazla ihracat yapılmasının da önümüzdeki dönemde mümkün olacağına inanıyoruz."

"Türkiye ekonomisi rotasını normalleşmeye çevirdi"

Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın da mevcut şartlarda beklediklerinin de ötesinde büyüyen bir Türkiye ekonomisi gördüklerini belirterek, "Bunun yanı sıra sanayide görülen daralmanın da devam ettiğini de görmekteyiz. Sürdürülebilir sağlıklı büyüme açısından sanayicimizin cesaretlendirilerek yeniden üretime yönlendirilmesi gerekmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye ekonomisinin genel seçimler sonrası ekonomik olarak rotasını normalleşmeye çevirdiğini vurgulayan Aydın, şu ifadeleri kullandı:

"Bu da enflasyonun öncelendiği; tasarruf, kısıtlama, tedbir, baskılama gibi yöntemleri de beraberinde getirdi. 3,8'lik büyümede 6,8 ile hizmet ve 6,4 ile inşaat sektörünün büyük tesiri olduğunu görürken, sanayi sektörünün eksi 2.6 olarak daraldığını gözlemlemekteyiz. Üçüncü çeyrekte de turizm mevsiminin etkisiyle hizmet sektörünün büyüme katkısının yine yüksek olacağını şimdiden söyleyebiliriz.

Büyümede özellikle iç talepten dolayı tüketim malı ihracatında yüksek artış gözlemlemekteyiz. Sürdürülebilir büyüme açısından dıştan ziyade yerli üretime odaklanarak sağlıklı bir büyüme ekonomik çıkarlarımız açsından daha yerinde olacaktır. Bu nedenle sanayicilerimizin cesaretlendirilerek yeniden üretime odaklanması sağlanmalıdır. Bu da her zaman dile getirdiğimiz üzere finansa erişim kaynaklarının açılmasıyla gerçekleşecektir. Üretim demek ayakları yere basan sağlam, sürdürülebilir büyüme ve istihdam demektir. Bu konuda iş insanları olarak her daim taleplerimiz olacaktır ve de olmaya devam edecektir."

AA

Editör: Didem Kayabaşı