Reform “daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, iyileştirme veya ıslahat” karşılığında kullanılmaktadır.

Bu düşünce iyileştirmecilik (düzeltimcilik) olarakta bilinmektedir. Bu köşeyi takip edenler reform yapılması gerektiği düşüncesini sıkça savunduğumu bilirler. 2018 yılında bu köşede bu başlıkta bir yazıda yayımlamıştım. Reformizm karşılığı eskiden ıslahatçılık kulalnılırdı. Islahatcılık toplumsal yaşayışın hangi bölümünde olursa olsun, istenen değişme ve gelişmelerin, devrimsel girişimler yerine, birbirini izleyen ve aşamalı biçimde uygulanan düzeltici önlemlerle gerçekleşebileceğini savunan görüş olarak açıklanmaktadır. Kısaca devletin yönetimsel ve hukuksal düzenini yeniden yapılandırmayı temel alan anlayışa denilmektedir.

Zaman zaman bu köşede reform dediğimizde bazı dostlar hemen alınganlık gösteriyorlardı. Ama haklı olduğumuz en üst makamdan gelen çağrı ile onaylandı.

Reform Çağrısı

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın eğitim ve yargı vd. bazı alanlarda reform çağrısı epeyce ilgi gördü. Bu ilginin bir kısmı olumlu iken bir kısmı olumsuzdu.

 Şimdi bu açıklamadan sonra eğitim ve yargının her kademesinden görev alanlara büyük görev düşmektedir.

Değişim ve reform yapılmasını ülkemiz için kıymetli bulmaktayım.

AK Parti ilk kuruluş yıllarında mevcut sistemin dönüşüm ve reformunu öncelikli gören bir politik anlayışı benimsemişti. Nitekim 2002 AK Parti Seçim Beyannamesi’nin sunuş bölümündeki bazı başlıklar şu şekildedir: “Hukuk ve Adalet Reformu, Yönetimin Yeniden Yapılandırılması, Devlette Şeffaf Yönetim, Dönüşüm Türkiye Projesi, Merkezi İdare Reformu, Yerel Yönetimlerin Güçlendirilmesi, Nitelikli Eğitim…”

Bu anlayışın o günden günümüze AK Partinin başarısında payı oldukça yüksektir…

Zikredilen başlıklardan “Eğitim reformu” konusuna biraz daha ayrıntılı bakmak istiyorum.

Eğitim Reformu

2002 yılı AK Parti Seçim Beyannamesinde “Yaşadığımız sıkıntıların çoğunun kaynağı ve çözümü eğitimde saklıdır” denilmekte. Bir akademisyen olarak bu tespiti doğru bulduğumu ifade etmeliyim.

2020 yılında eğitimde hangi alanlarda değişim ve reform yapılması gerekir?  

Bu soruya verilebilecek cevaplardan bazılarını 2002 beyannamesini (bir kısmı yapılmış olmakla birlikte) incelememize devam ettiğimizde bulabiliyoruz…

2002 yılı Seçim Beyannamesinde (S: 79-81) nitelikli eğitim hedefine ulaşılabilmesi için yapılması gerekenler özet olarak şunlar:

-MEB merkez teşkilatı yeniden yapılandırılacak; üst kademelerde toplanan yetkiler, alt birimlere ve taşra yönetimine dengeli olarak aktarılacak;

-Yerel yönetimlerin eğitimdeki rolü artırılacak;

-Ortaöğretim, hem mesleğe hem de yükseköğretime hazırlayan mesleki ve teknik liselerle, sadece üniversiteye hazırlayan liselerden oluşacak;

-Müfredat programları sürekli olarak yenilenecek;

-Çağdaş eğitim yöntemleri ve teknolojileri yakından izlenecek, eğitimin her aşamasında e-eğitim yürürlüğe konulacak;

-Türkçe'nin çok iyi öğretilmesi;

-Yabancı dil ile eğitim yerine, bir yabancı dilin iyi bir şekilde öğretilmesi;

-Öğretmenlerin nitelikleri artırılacak;

-Eğitime daha çok kaynak ayrılacak ve

-Eğitimin her alanında özel teşebbüs desteklenecektir.

Üniversitelerde reform…

Üniversitelerle ilgili olarak “Üniversitelerde köklü bir reforma ihtiyaç vardır” ifadesine yer verilmiştir. Bunu günümüzde de önemli bulmaktayım. Yükseköğretimde yapılacaklar ise özetle şu şekildedir:

-YÖK’ün, üniversiteler arasında koordinasyon sağlayan, standartlar belirleyen bir yapıya kavuşturulması;

-Üniversiteler idari ve akademik özerkliğin güçlendirilmesi; demokratik bir ortam özgür bir foruma dönüştürülmesi,

-Öğretim elemanı, fiziki altyapı, dokümantasyon ve donanım ihtiyacının karşılanması;

-Akademik yöneticinin seçimle işbaşına gelmesi;  

-Yeni üniversitelerin kurulmasında objektif kriterler geliştirilmesi;

-Meslek yüksekokulları, üniversite bünyeleri dışında, ara insan gücü yetiştirecek bir şekilde ayrı bir grupta toplanması...

Son söz: Reform yapılan da zamanı gelince reforme edilmeli.