Kış aylarında insanlar üşümemek için kapalı ayakkabıları tercih ediyorlar. Ayaklar bu kapalı ayakkabıların içinde havasız kalıyor. Bu durum ayaklarda mantar oluşmasında en büyük etkenler arasında yer alıyor. Ayak mantarı; uzun süre kapalı ayakkabı kullanan, ayağı terleyen, banyo, yüzme ve abdest sonrasında ayaklarını kurutmayan kişilerde daha sık gözlemleniyor. Konu hakkında gazetemize açıklamalarda bulunan Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Mustafa Kaan Taşolar, “Ayak mantarı tedavisinde dermatoloji polikliniklerimize gelen hastaları muayene edip mantar tanısını koyuyoruz. Ondan sonra önleyici yöntemleri anlatıyoruz. Çeşitli kremler, şampuanlar ve haplar ile hastalarımızı mantar enfeksiyonundan kurtarmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

IMG_9727-2

AYAK MANTAR ENFEKSİYONU BULAŞICIDIR

Uzm. Dr. Mustafa Kaan Taşolar, “Ayak mantarı, ayaklarda Dermatofit denilen mantarla oluşan yüzeysel deri enfeksiyonudur. Genellikle erkeklerde görülmekle birlikte kadın ve çocuklarda da görülebilmektedir. Hastalığın belirtilerine bakıldığında ayak kenarlarında ve ayak tabanında kuru, beyaz renkte kabuklanma, kalınlaşma ve çatlama şeklinde görülebilir. Ayak parmak uçlarındaki kabuklanma da ayak mantarı belirtileri arasındadır. Ayak mantarının oluşmasını kolaylaştıran etkenler nelerdir diye bakıldığında; ayağı terleyen kişilerde daha çok görülür, banyo, yüzme ve abdest sonrasında yeterli kurutmayan kişilerde, uzun süre kapalı ve terleten ayakkabı giyen kişilerde görülür. Ayağı terleten çoraplar giyen kişilerde ayağın nem oranı arttığından mantar bulguları görülebilir. Ayak mantar enfeksiyonu bulaşıcıdır. Aynı kişinin belirli bölgelerinden başka bölgelerine bulaşabilir. Yani ayaktan kasık bölgesine bulaşabilir. İnsandan başka bir insana da mantar enfeksiyonları bulaşabilir. Ayak mantarı tedavisinde dermatoloji polikliniklerimize gelen hastaları muayene edip mantar tanısını koyuyoruz. Ondan sonra önleyici yöntemleri anlatıyoruz. Çeşitli kremler, şampuanlar ve haplar ile hastalarımız mantar enfeksiyonundan kurtarmaya çalışıyoruz. Eğer hastalarımız önerilerimizi dikkatle uygular ve verdiğimiz tedavileri düzenli kullanırsa mantar enfeksiyondan kurtulabilir” ifadelerini kullandı.

Ekran Alıntısı 2-1

NEMLİ OLMASINI ENGELLEMEK

Taşolar, “Özellikle kış aylarında kapalı ayakkabıları mecburen giyiyoruz. Ayakkabıları günlük havalandırmayı öneriyoruz. Eğer çok sık mantar enfeksiyonu tekrarlayan hastalar varsa ayakkabılarının içine de mantar spreyi sıkmayı tavsiye ediyoruz. Bunun yanında ayağı çok terleyen kişilerin mutlaka gün içerisinde 3 defa çoraplarını değiştirmeleri gerekiyor. Burada temel mantık ayağımızı daha kuru tutmak. Nemli olmasını engellemek. Abdest sonrasında ayakların kâğıt peçeteler ile kurutmamak gerektiğini ve penye havlular ile kurutmamak gerektiğini anlatıyoruz. Penye havlular ile ayakları kuruttuğumuzda mantar enfeksiyonları havluda birikiyor ve ikinci defa kuruttuğumuzda tekrardan ayaklarımıza temas ettirmiş oluyoruz. O yüzden kâğıt havlular ile kurutup atmalarını söylüyoruz. Bunun yanında kremleri düzenli olarak sürmek çok önemli, ben şahsım olarak sabah – akşam krem sürmelerini ve bazen de sprey kullanmalarını ifade ediyoruz” dedi.

Ekran Alıntısı 3-3

KİŞİNİN KENDİ AYAK HAVLUSU AYRI OLMALI

Taşolar son olarak şunları kaydetti, “Çok şiddetli ve tırnaklarında da mantar enfeksiyonu varsa mutlaka bir hap tedavisi başlatıyoruz. Ayağımızda mantar enfeksiyonu varsa evin içinde ayak yalın dolaşmamamız gerekiyor. Çünkü bulaşıcı olduğu için ev halkına da bulaşabilir, o yüzden terlik giymek gerekiyor. Banyo da mutlaka kişinin kendi ayak havlusu ayrı olmalı. Bunun yanında banyoya terlikle girip terlikle çıkmalı. Mantar dışında bakterilerinde sebep olduğu kötü kokuyla giden ayağın altında beyaz noktalar şeklinde oluşan bir hastalık daha var. Bunun tanısını koymak için mutlaka dermatoloğa başvurmak gerekiyor. Bu hastalığın adı Pitted keratolizis.  Bu hastalığın tedavisi de tamamen başka şekilde yapılıyor. Burada da yine ayağımızı kuru tutmak, ayağımızı çok yıkıyorsak kurulamasını yapmak çok önemli. Herkese sağlıklı günler dileriz!”

Haber: Emrah Özdemir

Editör: Didem Kayabaşı