6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki 11 ilde etkili olan asrın felaketi olarak kayıtlara geçen depremde, binaların yıkılmasıyla binlerce vatandaş hayatını kaybetti. Kahramanmaraş kent genelinde depremden en büyük yarayı; Trabzon Caddesi, Azerbaycan Bulvarı, Hayrullah Mahallesi, 12 Şubat Stadyumu, Pınarbaşı ve Doğukent çevresinde bulunan binalar aldı. Yıllar önce sert zemin üzerine inşa edilen Mağralı, Serintepe, Osmangazi, Çamlık, Saçaklızade, Fatih, Akçakoyunlu, Yörükselim gibi mahalleler depremden pek fazla etkilenmedi. Deprem sonrası evsiz kalan birçok vatandaş bu bölgelerde ikamet eden yakınlarının evlerine sığınırken mahallelerde nüfuslar iki katına çıktı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Onikişubat Muhtarları Dernek Başkanı ve Serintepe Mahalle Muhtarı Ramazan Gürbak, kendi mahallesinde nüfusun 20 bine dayandığını ifade etti. ÇOK ZOR BİR GECEYDİ Onikişubat Muhtarları Dernek Başkanı ve Serintepe Mahalle Muhtarı Ramazan Gürbak açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: “Bilim adamlarının ifade ettiği şekilde karasal olarak en büyük depremi yaşadığımız söyleniyor. Hasar coğrafyasının çok olduğu bir günde yaşıyoruz. Türkiye’de 11 ili etkileyen bir depremden bahsediyoruz. Nüfus olarak da 13 milyon nüfusu etkileyen bir depremden bahsediyoruz. Dolayısıyla özellikle eski binalarımız olmak üzere ciddi sayıda bina yıkıklarımız var. Bağımsız bölüme vurduğunuz zaman çok ciddi rakamlar ortaya çıkıyor. Yıkılan, acil yıkılacak olan çok ciddi durumlar ortaya çıkıyor. Çok zor bir geceydi. Sokaklarıma doğru yöneldim. Yağmur yağıyor, ortalık karanlık. Her sokağın başından hasar var mı diye bağırarak mahallemin en başına ve diğer bölgelere bağırarak ve öncelikle hasarımız var mı diye ona bakmaya çalıştım. Anladığım kadarıyla hasar yoktu. Mahallemizde bir evimiz yıkılmadı hasar almadı. Daha sonra çocuklarımı aldım ve muhtarlık büroma geldim. Muhtarlık büromuz hasar almamıştı. Taziye evini açtım. Vatandaşlara sığınacak bir yer olsun şeklinde. Aynı zamanda muhtarlık büromuzu açtık. İlk defa hayatımda ‘Allah’ım bu gece sabah olmasın ‘ diye dua ettiğim bir durum oldu. Çünkü gelen haberlere bakıldığı zaman şehrimiz çok büyük bir hasar aldığı gözlemlenebiliyor ve söyleniyordu. Sabah olduğu zaman vatandaşlarımız tedirgindi hepimiz tedirgindik. Birçok kişiyi Batıpark Stadına yönlendirdim. Batıpark Stadımız bir toplanma alanıydı. Bazılarını okullara gönderdim. Vatandaşlar kendi imkanlarıyla orada sabaha kadar sığınmaya çalıştılar. Hava aydınlandığı zaman tek tek sokakları dolaştım. Vatandaşlarımıza maalesef acı bir bilançoyla karşı karşıya olduğumuzu, Serin Tepe, Mağaralı, Çamlık, Saçaklızade, Akçakoyunlu, Yörükselim, Osmangazi, Fatihlerde sadece bir binamız yıkıldı. Buralarda zeminden kaynaklı hasar almadık. Sadece Fatih Mahallesinde 1 bina yıkılmıştı. Onun haricinde bir hasar yok. Dolayısıyla bu konuda biraz daha rahattık. DEVLETİMİZİN VARLIĞINI HİSSETTİRMEYE ÇALIŞTIM Mahalle sakinlerini ve tek tek sokakları dolaştım. Bugün o günün olduğunu, bugün Türk Milletinin alicenaplığını bildiğim için, vatandaşlarımıza dedim ki, aşağılarda hasar çok bizim buralarda yok. Onun için biraz daha sükunetli davranmalarını, devletimizin varlığını hissettirmeye çalıştım. Vatandaşlarımızla bir bir sokak sokak gezdim. Devletimizi temsilen, devletimizin güçlü olduğunu, ayakta olduğunu herkese de ulaşacağını da biliyordum. Çünkü daha depremin öğle saatleriydi. Mahallemizde biraz toparlandıktan sonra tabi benim amirim kaymakamdır. Zar zor kaymakamlığa gittim. Çünkü yollarda yıkılmış binalar vardı. Kaymakamlığa gittiğimde kapalıydı. 112 Acil Merkezinde olacaklarını düşündüm. 112 Acil Merkezine gittiğimde devletimizin bağlı kuruluşları, il müdürlükleri herkes bir telaş içerisinde kriz masası oluşturulmuş gibiydi. Kaymakam Bey’i bekledim. O da tesadüf oldu geldi. Onunla konuşurken yanımdan bir insan kalabalığının geçtiğini hissettim. Arkama baktığım zaman Süleyman Soylu Bakanımız gelmişti. Mahir Ünal’ı gördüm, Hayrettin Güngör’ü gördüm. Bakanımızın konuşmalarından anladığım kadarıyla, Süleyman Soylu Bakanımızın sabahın erken saatlerinde şehrimize geldiğini, gelir gelmez hemen Pazarcık’a intikal ettiğini ve Pazarcık’tan sonra tekrar gelip kriz masasına başkanlık etmeye geldiğini konuşmalarından anlıyordum. Acı bir bilanço var. Hepimiz gördük. Maalesef acı bir tabloyla karşı karşıyaydık. Bunu yönetmek de çok kolay değildi. TÜM TÜRKİYEYE VE DOST ÜLKELERE TEŞEKKÜR EDİYORUZ Biz her zaman diyoruz, güçlü bir devletin aynı zamanda feraset sahibi bir milletin temsilcisiyiz. Ecdadımızla da, milletimizle de gurur duyuyoruz. Deprem olduğu andan itibaren tüm Türkiye’den ve dost ülkelerden hasar alan bölgelere çok ivedi bir şekilde yardımlar gelmeye başladı. Zaman zaman bazı yardımların geliş şeklini gördükçe, insan inanın kendini tutamadı. Ağlamaktan gözlerimiz kurudu. Her bir binada zaten gördüğümde ağlıyordum. Bununla birlikte de yardım getiren vatandaşlarımızı, insanlarımızı veya dost ülkeden insanları gördükçe, onları da görüp duygulanıp ağladığımız zamanlar oldu. Azerbaycan’da hatırlarsanız eski model arabasıyla, evinde elinde ne varsa onu arabasına yüklemiş. Yardım bölgesine ulaştırmaya çalışan bir Azerbaycan’lı bir kardeşimiz. Aynı zamanda 40 ton Beko yüklü tırını adete freni unutmuş şekilde azami ölçülerle süratli bir şekilde olay yerine intikal ettirmek, bir canı daha kurtarmak adına bütün gayretini canı pahasına sayarak, yolları reva eden tır şoförünü de unutmayacağız. Aynı zamanda bana gelen yardım kolilerininin içerisinden çıkan, bir Trabzonlu öğrenci kardeşimizin içerisinde not da gönderdiği, kendi kullandığı kalemliği, kalemleri ve içerisinde 80 TL ve 3-4 adet çikolatasını koyup göndermiş. Bize de not yazmış sizinleyiz, acınızı paylaşıyoruz şeklinde. Bu durumda bizim aynı zamanda sevinmemiz veya bizim acımıza bir nokta da olsa ortak olan insanları görünce umudumuzu arttırdı. Dolayısıyla böyle büyük bir enkazın içerisinden zaten böyle alicenap bir milletin destekleriyle ve devletimizin gücüyle ayakta kalabileceğimizi biliyorduk. Bundan da hiçbir zaman şüphe etmedik. Tüm Türkiye’ye ve dost ülkelere buradan teşekkür ediyoruz. BERABERCE BU ACIYI UNUTMAYA ÇALIŞTIK Özellikle bizim Binevler bölgesi dediğimiz yüksek katlı yerlerde, tabi orada da yıkılan evlerimiz var ama aşağı da daha çok. Ağır hasarlı ve yüksek katlı olunca insanlarımız tedirgin oldular. Bizim buralarda yaşayan akrabalarımın, tanıdıklarımın veya tanımadıklarımın, oradaki vatandaşlarımız bizim buralar güvenli olunca, ya zeminden kaynaklı ya evlerden kaynaklı onu bilim adamları açıklasın. Ama ben zeminden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Buradaki vatandaşlarımız, Yörükselim, Mağaralı, Serintepe, Osmangazi, Çamlık, Saçaklızade, Fatih, Akçakoyunlu özellikle bu bölgelere insanlarımız geldiler. Buraların güvenli olduğunu anladıkları ve bildikleri için buralara geldiler. Dolayısıyla bizim burada nüfusumuz örnek vermek gerekirse; Serintepe’de 10 bine yakın yaşayan nüfusum vardı. Depremle birlikte nüfusumuz, 20 binin üzerine geçmiştir diye düşünüyorum. Çünkü bir evde 3-4-5 aile kalmak zorunda olup hatta ben kendi şahsım, abim gilin evinde 6 aile beraber kaldık. Beraberce bu acıyı unutmaya çalıştık. Dolayısıyla buradaki nüfusumuz çok ciddi şekilde arttığını söyleyebilirim.” Haber: Yunus Emre Bayır