Kahramanmaraş’ta 35 yıldır fırıncılık yapan Altun Pide ve Lahmacun Fırını İşletme Sahibi Halil Altun, Kahramanmaraş Fırıncılar Odası başkanlığına aday olduğunu düzenlediği basın toplantısıyla duyurdu. Mesleğin karşı karşıya kaldığı sorunlara çözüm üretmek ve fırıncıların sesi olmak amacıyla yola çıktığını belirten Altun, tüm meslektaşlarını bu sürece destek vermeye davet etti.
GENÇLER, “İSTİRAHATİ OLMAYAN İŞTE BEN NİYE ÇALIŞAYIM?” DİYOR
Kahramanmaraş Fırıncılar Odası Başkan Adayı Halil Altun, yaptığı konuşmada şunları söyledi; “İstirahatı olmayan yani sosyal imkanı olmayan bir meslekle mücadele verdik. Bu arada ben bu mesleğin 35. yılındayım. Sene 1990'da başladığım meslek hayatımın bu yıl 35. yılı. Buna çözüm üretme düşüncesi içerisine girdiğimizde dedik ki biz ilk önce kendi nefsimizi bir ayarlayalım. Buradan yola çıkarak haftada bir gün iş yerimizi kapatma kararı aldık. Haftada bir gün fırın kapatma uygulamasını ilk zamanlar farklı günlerde denedik, sonra mantıklı olan bir güne oturttuk. Buradaki amaç aslında sadece dinlenmek değildi. Bu işin en büyük sıkıntılarından biri personel yetişmemesi. Gençler diyor ki, “İstirahat olmayan işte ben niye çalışayım?” Biz de bunu fark ettik ve haftada bir gün kapatma fikriyle hem kendimize nefes aldık hem de bu mesleğe olan ilgiyi artırdık. Şu an Kahramanmaraş genelinde 150’ye yakın fırın var ve çoğu bu uygulamayı benimsedi.
USTA BELGESİ, EĞİTİCİ BELGESİ GİBİ KONULARDA CİDDİ EKSİKLİKLER VAR
Yıllardır bu işin içindeyim. 4 yıldır çıraklık eğitim merkeziyle iş birliği içindeyim. Usta belgesi, eğitici belgesi gibi konularda ciddi eksiklikler var. Mevcut sistemde usta belge alıyor ama resmi anlamda eğitici olarak geçmiyor. Halbuki bir çırağı eğitmek için bu belge lazım. Ben kendi çocuklarımdan başladım, ikisini de çıraklık eğitimine gönderiyorum. Hem okuyup hem bu mesleği öğreniyorlar. Yarın bir gün başka çocuklara da faydası olacak. Yani ben önce kendim deniyorum her şeyi.
DEPREMDE BU MESLEĞİN KIYMETİ BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKTI
Depremde de bu mesleğin kıymeti bir kez daha ortaya çıktı. Allah razı olsun, yıllarca bu mesleğe emek vermiş Emrullah abimizle o sabah bir araya geldik. Daha depremin üstünden iki saat geçmeden ben çocuklarımı güvenli bir yere bıraktım ve hemen ona gittim. “Ağabey biz ne yapabiliriz?” dedim. O da bizi yönlendirdi. Hüseyin Usta, Cafer abim, Duran Usta gibi birçok arkadaşımızla organize olup ekmek çıkarmaya çalıştık. Enkazın başında bile çalışan fırıncı arkadaşlarımız vardı. Çünkü biz biliyoruz ki bu işin durmaya hakkı yok. İnsanlar aç kalmasın diye elimizden geleni yaptık. Herkes yazlıklarına çekilebilirdi, kimse onları suçlayamazdı. Ama biz kalıp çalıştık.
HİÇ KİMSE “HALİL ALTUN BİZİMLE İLGİLENMEDİ” DİYEMEZ
Şunu net söyleyeyim; bu mesleği daha ileriye taşıyacak biri olacaksa, bunu fırıncı yapsın. Çiçekçi, kebapçı, pazarcı değil. Herkes kendi işinde uzmanlaşmalı. Simitçiyi simitçi savunsun, somuncuyu somuncu anlatsın. Pideyle ilgisi olmayan birinin “Ben adayım” demesi bizi düşündürür. Çünkü biz yarın hangi sorunu onunla çözeceğiz? Bizim derdimiz bu mesleğe değer katmak. Daha iyi şartlarda çalışmak. Ruhsat sorunları, sistem eksiklikleri gibi dertlerimiz var. Bürokrasinin kapısını da çaldık, siyasilerin de. Çözüm için uğraşıyoruz ve çoğu zaman da sonuç alıyoruz. Kimse diyemez ki “Halil Altun bizimle ilgilenmedi.” Dört yıldır herkesin telefonuna döndüm, elimden geleni yaptım.
DEĞER VERELİM Kİ DEĞER GÖRELİM
Bu süreçte Fırıncılar Odası Başkanlığı için adaylığımı açıklıyorum. Eğer bu iş bizim için hayırlıysa, Allah nasip etsin. Yok, dostlarımıza, meslektaşlarımıza mahcup olacaksak zaten bu yola çıkmayız. Tek isteğimiz şu: Gelin bu mesleği birlikte büyütelim, fırıncının derdini yine fırıncı çözsün. Değer verelim ki değer görelim.”