Bir zamanlar bankerler furyası vardı. Ülkemizi 1980'li yıllarda kasıp kavurmuşlardı.

Biraz hafızamızı yoklayalım mı?

Özellikle benim kuşağın belleğinde öyle isimler var ki günümüzde dahi unutulmaz: …Banker Kastelli… Banker Yalçın… Banker Bako…Banker Servet…Daha niceleri…

Banker Yalçın… Daha 18 yaşındayken, bir bankanın çay ocağını işletirken, Türkiye’nin bir numaralı bankerlerinden biri oldu.

İzmir’de bir berber, yüksek faiz vaadiyle İzmirlilere evini-barkını sattırdı.

İnsanlar, para yatırmak için banker kapılarında kuyruk oluyordu.

Öyle ki banker reklamlarının yıldızları ünlü sanatçılardı...

Televizyonlar siyah-beyaz, hayaller rengârenkti.

Zaman geldi, saadet zinciri koptu. Arkasından iflaslar… İntiharlar… Ve nice sönen ocaklar…

Ama emek harcamadan kolay para kazanma hırsı, her dönemde güncelliğini korudu.

1990 yıllarda, piramit sistemi çıktı. Kenan Şeranoğlu Sisteme giren herkes zengin olma umudu ile yüklü miktarda para yatırıyordu.

30 bin kişiden 8,6 trilyon lira topladı.16 bin kişiyi dolandırdı.

Tosuncuk… Çiftlik Bank… Kurucusu Mehmet Aydın 132 bin kişiyi dolandırdı

Son olarak İstanbul’a yerleşen İranlı dolandırıcılık şebekesi… 'Titan' benzeri kurduğu saadet zinciriyle, aylık yüzde 10 kar payı…

Paraya 2 yıl dokunulmaması halinde kazancın yüzde 640'ı bulacağını söylüyorlardı.

Binlerce kişiden toplanan para:100 milyon dolar…

Taze bir haber: Kripto para ile saadet zinciri kurdular: 15 milyon liralık vurgun…

Ve her dönemin kanayan yarasıBatık müteahhitler

Adana'da 60 daireyi, 120 aileye sattığı iddia edilen müteahhit

Kahramanmaraş’ta onlarca kişiyi ev sahibi yapma vaadiyle kandırıp, 6 milyon TL ile kayıplara karışan müteahhit…

Gaziantep'te 850 aileyi dolandırıp kaçan müteahhit…

Örnekler çok…

Peki, sadece bildik dolandırıcılar mı suçlu?

Mağdurların hiç suçu yok mu?

Değerinin çok altında konut sahibi olabilmek arzusu…

Yüksek faizle, emeksiz- çok para kazanma hırsı…

Aç gözlülük… Hırs… Kolay para kazanma… Hep bana hep bana…

Tabi ki bol kazançla gelen riski düşünmemek…

Ne dersiniz? Suçu biraz da kendimizde arayalım mı?