Okulların açılmasına sayılı günler kaldı.

Yeni öğretim yılı, pandemi ilgili kaygılar, aşı ve test tartışmaları, kalabalık sınıflar gibi bir dolu sorunun gölgesinde açılıyor.

Kafaları karıştıran belirsizlikler ve endişeler, her kesimi rahatsız ediyor.

Herkesin aklında, derin bir soru var: Acaba kısa bir süre sonra, vaka patlamasıyla okullar tekrar kapanır mı?

İNŞALLAH, KORKULAN OLMAZ!

Ama hepimize düşen görevleri de unutmamalıyız.

Vatandaş olarak yapmamız gereken sorumluluklarımızı da göz ardı edemeyiz.

Aşı, maske, mesafe, temizlik en büyük silahlarımız.

Asla bu kurallardan taviz vermemeliyiz.

Fakat direnen bir kesim var ki anlamak mümkün değil.

Aşı ve maske karşıtları!

Resmen bilime karşı savaş açmışlar!

AKILLARINDAKİ ÇEŞİTLİ KOMPLO TEORİLERİ İLE KENDİLERİNİ, SEVDİKLERİNİ VE ÇEVRESİNİ TEHLİKEYE SÜRÜKLÜYORLAR.

Dünyanın gelişmiş ülkelerine bakalım…

Amerika, Kanada, Avrupa ülkeleri, Rusya, Japonya, Çin, Güney Kore gibi devler, pandemiye karşı en büyük silahın aşı, maske, mesafe ve temizlik kuralları olduğunu haykırırken, içimizdeki akıllılara sadece pes diyorum!

Öyle çatlak sesler duyuyorum ki inanamıyorum…

Bir eğitimci:’ Aşı olacağıma emekli olurum daha iyi!’

Bir veli: ’Demokrasi varsa, aşı olmama özgürlüğüm de var! Gerekirse, çocuğumu okula göndermem.’

Nereye hanımlar- beyler, nereye?

Hiç mi kaybettiğimiz canları düşünmüyorsunuz?

Hiç mi yoğun bakımda yatan insanların seslerini işitmiyorsunuz?

Ortada dünyayı tehdit eden bir salgın var. Hala mahalle dedikodularıyla vakit geçirerek, toplum sağlığını tehlikeye atmak insanlık suçudur.

Bunun da Türkçesi ‘Kul hakkıdır.’

Başka söze gerek var mı?