Anne-babaların çocuklar üzerindeki sorumlulukları onları dünyaya getirmek ve ihtiyaçlarını karşılamakla bitmiyor. Aileler, bu esas görevle çocuğun kişilik özelliklerinin gelişmesi, bedensel ve psikolojik olarak sağlıklı, başarılı ve olgun bir birey olması çaba göstermesi ve üzerine düşen görevleri eksiksiz olarak yerine getirmesi gerekmektedir. Çocukların gelişiminde ailenin etkisi bir ömür boyu sürmektedir. Ailenin olmazsa olmazı, insanların gördüğü ilk melek olan annelerin davranışları çocukların gelişimini de etkiliyor. Annelerin davranışlarının etkileri de bireylerin üzerinde bir ömür boyu da sürebiliyor. Aile Danışmanı ve BDT Terapisti Rabia Yurtsever, annelerin davranışlarının çocuklar üzerindeki etkileriyle ilgili gazetemize açıklamalarda bulundu.Rabia Yurtsever-1

ANNENİN DAHA RAHAT VE STRESSİZ BİR ORTAMDA OLMASI LAZIM

Rabia Yurtsever, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bebeğin Dünya’ya gelmesiyle, bakımı, barınmasıyla annesi ve babası ilgilenmektedir. Anne Babanın ilk görevi çocuğun güvende olduğunu hissetmesini sağlamaktır. Özellikle annenin bu dönemde aktif ve etkili olduğunu düşünürsek öncelikle annenin zihinsel, duyusal, bedensel ve ruhsal olarak sağlıklı olması gerekir. Bu durumun gerçekleşmesi için aile içi iletişimin olumlu olması gerekir. Sağlıklı bir aile içi iletişimde çocuk doğduktan sonra babaya daha da çok görev düşmektedir.  Ev ortamının rahat, sakin ve stressiz olması aile içi iletişimi sağlıklı hale getireceği için çocuk gelişiminde 0 – 7 yaş döneminde sağlam temellerin atılmasını sağlar. Rahat bir anne bebeği ağladığında hızlı ve isteki şekilde ilgisini bebeğine hissettirir. Konuşamadığı için bebekler isteklerini ağlayarak anlatmaya çalışır. Soruları çözmek için anne bebeğin yanına geç gittiği zaman bu sefer bebek kendisini güvensiz bir ortamda hissedecek ve anneyle güvenli bağlanmayı gerçekleştiremeyecektir. Altını değiştirme esnasında anne sinirli bir şekilde altını açtığında ya da emzirirken sinirli ve stresli bir şekilde emzirdiği zaman, bu stres ve sinirlilik hali bebeğe yansıdığı için bebekte ileri ki yaşlarda olumsuz davranışların temeli olan duyguların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.dfgdfhghjjhk

TUVALET EĞİTİMİNE ÖNEM GÖSTERMEK LAZIM

 Özellikle tuvalet eğitiminde çatışma yaşanmaması için farklılıklar olsa da 18 – 36 ay arasında tamamlanması uygun olandır. Bu aylarda çocuk kaba kas gelişimi geliştiği için kontrolü sağlayabiliyor. Ailenin çok sabırlı olması gerekiyor. Kızma, bağırma ya da cezalandırma olduğu için çocuk bu sefer farkında olmadığı için ilk defa kendi bir şeyini kontrol etmeye çalışıyor. Burada sıkıntı olursa ileride yaşlarda takıntılı ve hatta cimri oluyorlar. Tuvalet eğitimine önem göstermek lazım. 0-3 yaşlarda ön ergenlik oluyor. 3 yaşında ben kavramı oluşuyor. Her şeyi kendileri yapmak istiyor. Bu konuda anneler, özellikle titiz anneler olduğu zaman, yemesin, dökmesin ben yedireyim diyor. Bu sefer de anneyle çocuk inatlaştığı zaman çocukta yine problemler ortaya çıkıyor. İlk ergenliği olduğu için bunu güzel bir şekilde atlatamazsa orta ergenlikte sorunlar tekrar ortaya çıkabiliyor.gjjhlki.ş;

ÇOCUKLARA SEÇENEK SUNUN

4-5 yaşında artık yavaş yavaş kendi kıyafetlerini, ayakkabısını giyinme konusunda desteklenmelidir. Bazı aileler çocuklarının yerine onların görevlerinin kendileri yaptıkça güçlerini kullanmalarını engellediklerinin farkında değiller. Bu tür davranışlar çocuğun kas becerilerini kısıtlamış oluyor, kendi gücünü gösteremiyor ve özgüven eksiklikleri de ortaya çıkmaya başlıyor. Bu durum olmaması için seçenek sunun, çekmeceden hangisini giymek istersin veya iki tane kıyafet çıkarın, bunlardan hangisini giymek istersin şeklinde sorun. Seçenek sunulduğu zaman çocuk kendini birey olarak görüyor ve özgüven gelişimi sağlanıyor. Anaokuluna başladığı zaman çocukla anne arasında güvenli bağlantı oluşmazsa çocuk anaokuluna gidiş gelişlerde zorlanıyor. Güvenli bağlanma oluşması için anaokuluna dönemine kadar anne koşulsuz sevgisini çocuğuna aktarması gerekiyor. Altını açmada, emzirmede, ön ergenlikte olsun, ben oluşumunda, anne sakin, sabırlı olması gerekiyor. Bazı anneler çocuk uyurken hemen işimi yapıp geleyim diyor. Çocuk uyandığı zaman anneyi bulamıyor. Anneyi bulamadığı zaman orda güvensizlik oluşuyor. Güvenli bağlanmada çocuk biliyor ki annem gelecek. Annesinin her koşulda kendisini sevdiğini ve yanında olduğunu bildiği için o çocuklar okula daha rahat gidebiliyorlar. Bazen şahit oluyoruz, çocuk annesini bırakmak istemez, eteğine yapışır, ağlar. Bu durumda anne ile çocuk arasında güvenli bağlanma oluşmamıştır. Bazı aileler de ödül, ceza şeklinde gidiyor. Bu durumda güvenli bağlanmayı etkiliyor.

 KEŞFETMESİ LAZIM

Anaokulu döneminde baktığımız zaman çok serbest aileler var, çok koruyucu kollayıcı aileler var. Koruyucu ailelerde şu durumları görüyorum: her şeyi kendileri hazırlıyor, yapıyor, okula gidiyor, saatlerce orda bekliyorlar. Anaokulunda veya 1.sınıfta ailelerin bahçede beklediğini görüyorum. Bu durum da yanlış, çocukların kendini idare etmesi, keşfetmesi kendi gücünü bulması gerekiyor. Çocuğun yerine ödev yapmak, çantasını hazırlamak, kalemini, silgisini her şeyini hazır etmek ise çocukta sorumluluk duygusunun oluşmasını engelliyor. Şu bir gerçek ki sorumluluk alışkanlığa dönüşmeyen çocuklar sorunlu çocuklara dönüşüyor. Bu nedenle aileler, okul vb. kurumların ilk görevi çocuklarına sorumluluk kazandırmalı ki sorunlar azalabilsin.ghjhjkjklş

DENGEDE TUTMAK GEREKİYOR

Bazı aileler de çok serbest, çocuk okula gitmiş mi, ödevi nasıl, beslenmesine ne konmuş, bu durumlardan haberleri yok. Gereğinden fazla koruyucu olmakta gereğinden fazla serbest bırakmak sağlıklı bir anne baba tutumu değildir. Denge huzurdur. Çocuklarımıza yaklaşımlarımızda dengeli davranmalıyız. Anne babalar çocuklarına karşı ne fazla otokratik ne de aşırı serbest olmamalıdır. Demokratik anne baba tutumları en sağlıklı olandır. Bazı anne-babalar çok aceleci olduklara için ödevleri kendileri yapıyor, hazırlıyor, bu yaklaşım ilkokul da bütün dersleri çok iyi, ortaokula geçtiği zaman bir düşüş yaşanmasını sağlıyor. Bu ileri ki zamanlarda kas gelişmediğinden yazı yazarken zorluk çekmesine neden oluyor. Dengeli yaklaşım gösteren aileler ise; ergenlikte olsun daha sakin, çocuğunu da artık birey olarak kabul ettiği için ona seçenekler sunuyor. Sorumluluklar veriyor. Sorumluluk bilincinde olan çocuklar ileriki yıllarda sorumluluk alıyorlar ve gereklerini yerine getiriyorlar.

OBEZİTEYE SEBEP OLUYOR

Anne babalar çocuklarını besleme esnasında rahat dursunlar diye Televizyon, Bilgisayar şimdilerde ise telefon karşısında yemek yediriyorlar. Bu da çok sakıncalı bir durum çünkü teknolojik aletler karşısında yemek yediği zaman doyma hissi olmuyor. Bu da obeziteye sebep oluyor. Bazı aileler de başımdan gitsin diye saatlerce telefon, tablet, bilgisayar oynamasına izin veriyor. Bu durum dil, bilişsel ve bütün gelişim alanlarını olumsuz etkiliyor. Günde yarım saat ya da bir saat sınır koymaları gerekiyor. Ailelere son olarak söyleyemek istediğim; 0-12 yaş grubu için, bebeklik, çocukluk, ön ergenlik dönemlerinde anaokulu ve ilkokul yıllarında sakin ve sabırlı davranmaları, çok korumacı ve baskıcı aile tutumlarından kaçınmalarını istiyorum. Dengeli davranmalarını istiyorum. Çocuklarımıza emir vermek yerine onlara model olmak nasıl yapılacağını göstererek yaptıklarını takip etmek sorumluluk sahibi çocukların yetişmesine mükemmel katkılar sağlayacaktır.”

Haber: Ömer Harmankaya

Editör: Didem Kayabaşı