Uzun süredir mücadele ettiği kanser hastalığının ardından 69 yaşında vefat eden sanatçı, 17 Ekim 1953 yılında İstanbul'da dünyaya geldi.

Tam adı Raif Özkan Uğur olan sanatçı, Hurşit ve Nahide Uğur çiftinin beşinci çocuğuydu.

Reşat Nuri Güntekin İlkokulu'nda ilk öğrenimini tamamlayan Uğur, burada mandolin ile tanıştı. Fenerbahçe Lisesi'nde okurken müziğe gittikçe bağlanan Özkan Uğur, ilk olarak "Atomikler" adında amatör bir grup kurdu ve dönemin popüler şarkılarını yorumladı.

Müzik hayatına 1970'te başladı

Profesyonel müzik hayatına 1970'te birçok ünlü ismin de zaman zaman yer aldığı Şerif Yüzbaşıoğlu Orkestrası'nda başlayan Uğur, 1971'de Mazhar Alanson ve Fuat Güner ile ilk grubu "Kaygısızlar"la bas gitaristliğe başladı.

O dönem Sadık Kuyaş da grupta bas gitaristlik yapmaktaydı. Bir süre beraber çaldıktan sonra Kuyaş gruptan ayrıldı ve Uğur grubun tek bas gitaristi oldu.

Uğur, "Kaygısızlar"ın dağılmasından sonra 1972'de Barış Manço'nun kendisine eşlik etmesi için kurduğu rock grubu "Kurtalan Ekspres" adlı grubun ilk kadrosunda yer aldı.

Grubun ilk plaklarından sonra Barış Manço askere gitti. Manço'nun askere gitmesinin ardından grup bir süreliğine dağılınca Özkan Uğur, Aydın Çakuş ve Nur Yenal ile birlikte "Ter" grubunu kurdu. Grup, o dönem kendi grubunu dağıttı ve Erkin Koray ile birleşti, ayrıca 1972'de "Hor Görme Garibi / Züleyha" 45'liğini çıkardı.

MFÖ ile "Ele Güne Karşı Yapayalnız" albümüyle üne kavuştu

Nevi şahsına münhasır kişiliği, sempatikliği ve canlı performanslardaki hareketliliğiyle oldukça renkli bir sanatçı profili çizen Özkan Uğur, 1980'lerin başında Mazhar Alanson ve Fuat Güner'le birlikte ünlü isimlerle çalıştı.

Uğur, 1980-1983 arasında Fuat Güner'le birlikte ayrıca Ferhan Şensoy'un "Şahları da Vururlar" ve "Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı" adlı oyunlarında müzisyen ve oyuncu olarak bulundu.

Sanatçı, o günleri bir söyleşide anlatmıştı:

"Ben askerden geldikten sonra Fuat, Ferhan Şensoy'un 'Şahları Da Vururlar' oyununun müziklerini yapmıştı. Bana, 'gel birlikte icra edelim bunu' demişti. Biz de arada oyunun bazı sahnelerinde oyunculuk denemelerinde bulunmuştuk. Benim için oyunculuk orada başladı. Tiyatronun tozunu yutmuş oldum. Sonrasında da devamı geldi. Sinema, birkaç sezon da Devlet Tiyatrosu. Ardından 'İkinci Bahar' dizisi geldi, benim için bir okuldur. 'Küçük Bir İş İçin Yaşlı Bir Palyaço Aranıyor' oyununu 2 sezon oynadım."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan açıklamalar Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan açıklamalar

Mazhar, Fuat ve Özkan üçlüsü olarak MFÖ topluluğu 1984'te çıkardıkları ilk albümleri "Ele Güne Karşı Yapayalnız" ile üne kavuştu.

Bunu, 1985 yılında "Peki Peki Anladık", 1986'da "Vak The Rock", 1987'de "No Problem", 1989'da "Best of MFÖ", 1990'da "Geldiler", 1992'de "Agannaga" ve "Dönmem Yolumdan", 1995'te rock sound ağırlıklı "M.V.A.B", 2003'te 2 şarkılık maksi single "MFÖ" ve tamamıyla yeni parçalardan oluşan "MFÖ Collection", 2006'da "AGU" ve 2011 yılında "Ve MFÖ" izledi.

MFÖ'nin 12 akustik şarkıdan oluşan yeni albümü "Kendi Kendine" de 30 Mayıs 2017 tarihinde müzik marketlerdeki yerini aldı.

Topluluk, 1985'te "Diday Diday Day" ve 1988'de "Sufi" şarkısı ile olmak üzere iki kez Türkiye'yi Eurovision'da da temsil etti.

Aynı zamanda 2019 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'nde "Müzik" alanındaki ödülün, "Türk pop ve rock müziğinde kültürel kimliğin temsiline verdikleri önem ve kırk yılı aşkın süredir devam ettirdikleri müzik çizgilerindeki istikrar ve başarıları dolayısıyla" MFÖ'ye verilmesi kararlaştırılmıştı.

Birçok dizi ve filmde rol aldı

Sinema alanında ise usta sanatçı 1988'de Fuat Güner ve Mazhar Alanson'un da rol aldığı "Arkadaşım Şeytan" filmiyle beyazperdeye adım attı.

Uğur, aralarında 1996'da Yavuz Turgul'un yönettiği "Eşkiya"nın yanı sıra "Komser Şekspir", "Alacakaranlık", "A.R.O.G.", "G.O.R.A.", "Yahşi Batı" ve "Pek Yakında"nın bulunduğu birçok filmde rol aldı.

"İkinci Bahar", "Yeter Anne", "İstanbul Şahidimdir", "Cennet Mahallesi", "Kısık Ateşte 15 Dakika" ve "Türk Malı" dizilerinde de oynayan Uğur, "Ağırlığınca Altın" ve "Özkan'la Kaç Para" yarışmalarını da başarıyla sundu.

Sanat hayatı boyunca oyunculukla müziği birlikte sürdüren ünlü müzisyen, kendisiyle yapılan röportajlarda müziğin kendisi için her zaman öncelikli bir yerde durduğunu dile getirdi.

Küçüklükten beri müziğe ilgi duysa da oyuncu olmak isteyen Özkan Uğur, bir röportajında ise şunları kaydetmişti:

"Anneme, babama zamanında çok yalvarmıştım 'beni konservatuara yazdırın' diye ama iyi ki de yazdırmamışlar. MFÖ olmazdı bu sefer de. MFÖ'süz bir hayat da düşünemiyorum, bunu her zaman söylerim. Müzik benim en önde düşündüğüm bir hadisedir. Hani oyunculuk mu ön plana geçti, müzik mi? İkisi de beraber yürüyor şimdi ama benim kendimi en iyi ifade edebildiğim kısım müziktir. Ama oynamaktan da keyif alıyorum. Yalnızca o karakteri benim içime sindirmem lazım. O karakterin içine giriyorsam, zaten olayı da kabul ediyorum. Ama giremiyorsam kabul etmiyorum."

Özkan Uğur, Devlet Opera ve Bale sanatçısı Aysun Aslan ile evlendi ve çiftin Alişan isimli bir oğlu oldu.

Usta sanatçı, 2013'te yakalandığı lenf kanserini atlattıktan sonra 2020'de tekrar kanser tedavisi görmeye başlamıştı. Yaklaşık birbuçuk aydır yoğun bakım ünitesinde takip ve tedavi edilen Uğur, akciğerinde oluşan farklı problemler nedeniyle tedavilere yanıt vermedi ve bugün hayata veda etti.

Özkan Uğur için 11 Temmuz'da saat 11.00'de Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) anma töreni düzenlenecek. Uğur'un cenazesi, aynı gün Taksim Camisi'nde kılınacak cenaze namazının ardından, Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilecek.

-AA