Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerde yıkılan binalarda binlerce insan enkaz altında kalarak hayatlarını kaybetti. Deprem sonrası Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında yıkılan binaların müteahhitleri gözaltına alınarak çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Tutuklanmalar sonrası Kahramanmaraş Müteahhitler Birliği Başkanı Mehmet Kaya, üyeleriyle birlikte iftar yemeğinde bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Kaya, İşini layıkıyla yapmış, devletine ve milletine hizmet etmiş, yaptığı birçok inşaatta hasar bulunmayan, zeminden dolayı yıkılan binalardan dolayı müteahhitlerin tutuklandığını ifade ederek, müteahhitlerin tutuksuz yargılanmaları gerektiğini söyledi.

IMG_5271-1

MESLEKTAŞLARIMIZIN TUTUKSUZ YARGILANMASINI TALEP EDİYORUM

Kahramanmaraş’ta ağırlıklı 2000 yılı öncesi inşa edilen binaların yıkıldığına işaret eden Mehmet Kaya, “6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen 11 ilimizde etkisini gösteren, iki büyük depremin merkez üssü maalesef Kahramanmaraş’tı. Deprem nedeni ile hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar ve hemşerilerime başsağlığı diliyorum. Üzülerek söylüyoruz ki bir deprem ülkesinde yaşıyoruz. Nitekim yaşadığımız depremin, şiddeti ve büyüklüğü ile ilgili uzman bilim adamlarının açıklamaları, şiddetin beklenenden çok çok üstünde olduğu halde kamuoyunda tek suçlu müteahhit firmaları gibi gösterilmektedir. Oysa Kahramanmaraş'ta deprem yönetmeliğine uygun yapılan yeni Maraş'taki binalardan iki bina yıkıldı, ağır hasarlı olanlar var ama yıkılan ve insanları öldüren bina yok. 2000 öncesi yapılan binalar yıkıldı. İşini layıkıyla yapmış, devletine ve milletine hizmet etmiş, yaptığı birçok inşaatta hasar bulunmayan, zeminden dolayı yıkılan binalardan dolayı müteahhitler gözaltına alınmıştır. Yapının Kimliği dediğimiz, ilgili belediyelerden aldığımız İmar Çapında; yapılacak inşaatın kaç katlı olacağı, ne kadar yoğunluğa sahip olacağı ve benzeri unsurlar yazmaktadır. Verilen çapa göre Mimar planı çizmekte, İnşaat Mühendisi devletin uyulması zorunlu olduğu yönetmeliğe göre statik projeyi yapmaktadır. Daha sonra ilgili belediyeler bu projeleri uygunluk açısından denetleyip onay verdikten sonra, bakanlığın belirlediği havuz sistemi ile atanan yapı denetimlerin kontrolünde inşaatlar tamamlanmaktır. Bu minvalde Müteahhit firmalar işin finansmanını sağlayan organizatörlerdir. Bunlar göz önünde bulundurularak gözaltında bulunan meslektaşlarımızın suçları kesinleşinceye kadar tutuksuz yargılanmasını talep etmekteyiz.


 

EĞER SUÇLU ARANACAKSA, SUÇLULAR UYGULAYAN DEĞİL YÖNETMENLİĞİ YAPANLARDIR

Müteahhitler yaptığı binalarda ömür boyu sorumlu olmalı diye bir algı oluşmuş! Bir araba alıyoruz 2 yıl garanti. Bir mobilya alıyoruz 2 yıl garanti ve bunların garantisi belirli şartlarda ve yüzeyseldir. Bizler bakanlığın belirlediği çerçevede binaları yapıp teslim ettikten sonra, şahıslar duvarı yıkıp kapı açıyorlar, kolonu kesiyorlar alanı genişletiyor vesaire. Burada müteahhit nasıl ömür boyu sorumlu olabilir? Müteahhitler teslim ettikten sonra binaların araçlar gibi belirli aralıklarla denetlenmesi ve müteahhittin sorumluluğunun sınırları netleştirilmeli. Eğer burada suçlu aranacaksa suçlu belediyelerdir; bizlere 2 katlı yap dedi de bizler 10 katlı mı yaptık, buraya bina yapma dedi bizler mi yaptık? İmara açtığı yerlere, belediyenin belirlediği kat yüksekliğinde binalar yapıldı. Eğer suçlu aranacaksa, suçlular uygulayan değil yönetmenliği yapanlardır. Depremden sonra Urfa da sel felaketi oldu, onlarca kişi hayatını kaybetti. Peki, bu felaketin sorumlusu önlem alamadığından dolayı belediye mi? Benim vicdanımca ise suçlu yoktur, ön görülemeyen bir felaket olmuştur. Biz bu büyük depremlerden dolayı 2 büyük deprem daha yaşadık; birincisi yapılan TOKİ’lerde bizlerden görüş alınmadan, bizlere bunları yapar mısın diye sorulmadan birilerine ihale edildi. İkinci depremimizde hiç bir suçu olmayan müteahhit arkadaşlarımıza tutuklanma gelmesi. Bu arkadaşlarımız yargılanabilirdi, yargılanmalarında sorun yok. Eğer suçlu ise, yargılama sonrası içeri alınmalıydı. Müteahhitlerin eline projeleri verilmiş, ruhsatı verilmiş, kaç kat yapılacağı verilmiş, nasıl bir beton döküleceği nasıl bir demir bağlanacağı verilmiş ve müteahhit bunu yapı denetim kontrolünde harfiyen yerine getirmiş. Ancak bunlar göz önüne alınmadan, hiçbir şey sorulmadan müteahhitleri içeri aldılar. Bunlarda bize ayrıca iki deprem yaşattı. İmar düzenlenmelerini bakanlığın devralıp, il il, ilçe ilçe kaç katlı olacağını, yoğunluğun 1 üstünde olmayarak, adaları 50-60 dönüm yaparak belediyenin yükünü azaltması lazım. Belediye neticede bizim belediyemiz ve bunları yaparken Müteahhitler birliğinden görüş ve önerilerin alınması gerekmektedir. İmarı belediyelere bıraktığımız takdirde, yerel menfaatler girerek, belediyelerimiz yoğunluğu 2-3 ve hatta 10-12 emsal vermekte. Örneğin Ankara Togo kulelerinde 9600 m2 arsaya 124.000 m2 inşaat yapılmıştır. Bunların örneği çoktur’’ ifadelerini kullandı.

Haber: Yunus Emre Bayır