Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği 10. Uluslararası Kahramanmaraş Kitap Fuarı, son gününde de dolu dolu programlarla devam ediyor. Kitapseverlerin yoğun ilgi gösterdiği fuarda, araştırmacı-yazar Taha Kılınç da bir söyleşiyle okurlarıyla buluştu. KAFUM’da gerçekleştirilen programda, tarih, medeniyet ve kimlik ekseninde bir konuşma yapan Kılınç, İslam dünyasının geçmişten bugüne uzanan birikimini hatırlatarak, “Tarihi sadece kronolojik bir olaylar dizisi olarak değil; medeniyetimizin hafızasını, yön duygusunu ve tecrübemizi barındıran bir yol haritası olarak okumalıyız” dedi. Yoğun katılımla gerçekleştirilen söyleşide, Kılınç farklı coğrafyalardan örneklerle medeniyet bilinci, şehirlerin hafızası ve kültürel süreklilik konularını işledi. Geçmişin bir övünç değil, bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Kılınç, “Medeniyet dediğimiz şey, taş binalar ya da büyük fetihlerden ibaret değildir; asıl medeniyet, insanın insana yaklaşımında, hakikate gösterdiği sadakattedir” ifadelerini kullandı. Programın sonunda dinleyicilerin sorularını da yanıtlayan Taha Kılınç, tarih bilincinin günümüz meselelerini anlamada anahtar rol oynadığını belirtti. Soru-cevap bölümüyle interaktif bir hale gelen söyleşi, katılımcıların büyük beğenisini kazandı.

Adsız Tasarım (24)-18

“Geçmiş, Bir Sığınak Değil; Bir Pusuladır”

Programda konuşan Taha Kılınç, “Tarihi yalnızca geçmişte kalmış bir hatıralar zinciri olarak değil, bugünün anlamını kuran bir rehber olarak görmek zorundayız. Bizim tarihimiz, yalnızca zaferlerle, kahramanlıklarla değil; insana, ilme, adalete ve merhamete dayalı bir anlayışın eseridir. Ne yazık ki modern çağda, zamanla yarışırken köklerimizi unutur hale geldik. Oysa medeniyet dediğimiz şey, bir mimari üslup, bir sanat dili ya da bir diplomasi başarısından çok daha fazlasıdır. Medeniyet, bir bakışın adıdır. Bugün İslam dünyasının farklı köşelerinde yaşanan sancıları anlamak için, tarihin derin akışına dönüp bakmak gerekir. Çünkü hiçbir kriz, birdenbire ortaya çıkmaz. Her olayın arkasında unutulmuş bir ilke, terk edilmiş bir değer vardır.

Eğer yeniden bir dirilişten bahsedeceksek, bunu geçmişi romantikleştirerek değil; geçmişin ruhunu bugünün diline tercüme ederek yapmalıyız. Geçmiş, bir sığınak değil; bir pusuladır” cümlelerini kaydetti.

Kaynak: Haber Merkezi