FAİZ BORÇLARI SİLİNMELİ Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş'ta birçok görüşme yaptıklarını ve kendilerine pek çok sorun aktarıldığını belirtti. Sorunların nasıl aşılacağı, nasıl çözüleceği konusunda düşüncelerini aktardıklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Kısa, orta ve uzun vadeli programların mutlaka yapılması ve kamuoyuyla paylaşılması lazım. Kısa vadede esnafın, sanayicinin, tüccarın, evi yıkılan, dükkanı yıkılan insanın faiz borçlarının mutlaka silinmesi lazım. Bunu kendilerine aktardık. Kredi borçları ise onların kaldırabilecekleri bir zaman dilimine göre bir ayarlanması ve takside bağlanması lazım. Ciddi sorun yaşayan sanayi kuruluşları var. Bu sanayi kuruluşlarının da yeniden ayağa kaldırılması lazım ve bu konuda da kredi desteğine ihtiyaçları var. Bu ihtiyaçların da mutlaka sağlanması gerekiyor. Bankaların şu konuda iktidarla oturup, konuşarak bu sorunu aşması için ya proje üretmeleri gerekir, veya siyasal iktidarın belli konuda bankalara güvence vermesi gerekir. Bu sorunu bu şekilde aşabilirler. En önemli sorunlardan birisi de nitelikli eleman sorunu. Çok sayıda insan Malatya'yı terk ettiği gibi, Hatay'ı terk ettiği gibi, Kahramanmaraş'ı da terk etmiş durumda. Bunlar büyük ölçüde Kahramanmaraş'ın dışındalar ve çocuklarını da okullara verdiler. Nitelikli personel, yani usta, mühendis gibi pek çok nitelikli personel olmadığı için bazı fabrikalar hiç çalışamıyor. Dolayısıyla nitelikli personelin tekrar iş başına dönmesi, fabrikalara dönmesi ve çalışması için de belli teşviklerin getirilmesi ifade edildi. Bir sanayici, bir maaşı biz verelim, en azından bir maaşı da devlet versin diye ifade etti. En azından bu olursa insanlar gelirler, 'biz onlara konteyner imkanı sağlayabiliriz' diye ifade ettiler. Ben de bunu dillendireceğimi ve kamuoyuna yansıtacağımı ifade ettim." dedi. DEVLETİ YÖNETENLER, KISA, ORTA VE UZUN VADEDE NE YAPACAKLARINI AÇIKLASINLAR Çiftçilerin bir takım sorunları olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Akrara Büyükşehir Belediye Başkanımız bir protokol yaptı. Burada esnafla ilgili, çiftçilerle ilgili. Bazı düzenlemeler olacak. Başkanımız kendilerini destekleyecek protokol çerçevesinde kendileri Ankara'ya gelecek ve belli imkanlar sağlanacak. Gübre, yem desteği verilecek. Bütün bunların tamamını yapacağız. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Kahramanmaraş'a verdiği desteği, diğer büyükşehir belediyelerimiz de sorumlu oldukları illere aynı destekleri verecek. İşin özü şu: Devleti yönetenler kısa vadede, orta vadede, uzun vadede ne yapacaklarını açıklasınlar. Devlet dediğiniz kurum liyakatle yönetilir, devlet dediğiniz kurum bir riskle, bir tehlikeyle karşı karşıya kalındığında neyi nasıl yapacağını, hangi vadede yapacağını oturup topluma aktarır, ifade eder. Kendilerine sordum, sanayici arkadaşlara sordum. Acaba devletin nitelikli bürokratları gelip değişik alanlarda Maliyeden, Hazineden, Bayındırlık Bakanlığından, planlamadan gelip acaba sizinle konuştular mı? Var olan sorunlarınız için size bir proje sundular mı? diye sordum. Yok arkadaşlar, yok. Devlet yönetimi ciddiyet ister. Günübirlik kararlarla devlet yönetilmez. Var olan sorunlara çok daha büyük yeni sorunlar eklenir." diye konuştu. HİÇ KİMSE UMUTSUZLUĞA KAPILMASIN Vatandaşlara seslenen Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Var olan sorunların tamamını sırtlanacağız. Millet İttifakı olarak sırtlanacağız. Bütün sorunları çözeceğiz. Bütün vatandaşlarım emin olsunlar. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Türkiye güçlü ve yeterli kaynakları olan bir ülkedir. Eğer iyi bir yönetim, halkına hesap veren bir yönetim, saydan bir yönetim olduğu taktirde pek çok kuruluştan yardım da alabiliriz. Pek çok kuruluştan düşündüğümüzden çok daha iyi kredi yardımı da alabiliriz. Dolayısıysa Türkiye bu sorunu aşar. Deprem bölgesiyle ilgili alınacak kararların bir bütün halinde alınması lazım. Burada evler, yıkıldı, konutlar yıkıldı, fabrikalar zarar gördü. Aynı şey Adıyaman'da, Hatay'da da oldu. Dolayısıyla kararların bir bütünlük içerisinde ele alınıp değerlendirilmesi lazım. Bu bütünlükten uzak parça parça kararlar alınırsa yine sorunlar çözülemez." 'SORUMLULARIN ELLERİNİ KOLLARINI SALLAYARAK GEZMESİNİ KABUL ETMİYORUM' Kılıçdaroğlu, yıkılan binaların inşasında sorumlu olanlarla ilgili yaptığı değerlendirmede ise "Bir binanın yapımında, bir iş yerinin yapımında sadece bir kişinin sorumluluğu yoktur. O binanın, o işyerinin yapımından eve taşınıncaya kadar olan süreçte onlarca kişinin imzası vardır ve onlarca kişinin her birinin de ayrı ayrı sorumluluğu vardır. Sorumlular hakkında da davaların açılması lazım. Yani, bu kadar insanın ölümünden sorumlu olanların, imza atanların, ellerini kollarını sallayarak kentlerin sokaklarında gezmesini asla kabul etmiyorum. Yeri geldiğinde onların da hesap vermesi lazım. Yazıktır, günahtır. Bu kadar insanın kanı yerde kalmamalı. Eğer bu kadar insanın kanı yerde kalıyorsa biz güzel bir gelecek, inançlı bir gelecek, adaletli bir gelecek inşa edemeyiz. Biz güzel bir gelecek inşa ediyoruz ki, hesap versin ki o imzayı atanlar, bir daha imza atarken o binayı, o dükkanı, o evi satın alacak kişinin sağlığını düşünebilsin, ona göre imza atabilsin." ifadesini kullandı.