El işçiliği ve emeği fazla olan meslek gruplarının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu günümüzde, kasket şapka da bu meslek gruplarından bir tanesi olarak dikkat çekiyor.
Kimilerine göre kıyafeti tamamlayan bir aksesuar, kimilerine göre de soğuk havalarda yoldaş olan kasketleri, günümüzde özellikle 60 yaş üstü erkekler tercih ediyor. Unutulan mesleklerden olan kasketçiliğin Kahramanmaraş’taki son temsilcisi Şükrü Erbaş, Dulkadiroğlu ilçesi Kurtuluş Mahallesi Saraçhane Çarşısı’ndaki küçük iş yerinde 55 yıldır kasket üretiyor. Günde ortalama 10 adet kasket üreten Erbaş, 8 ve 5 köşeli kasketlerin yanı sıra, spor kesim şapkaları müşterilerin beğenisine sunuyor. Mesleği kentte sadece kendisinin yaptığını belirten Erşan, kalifiye eleman bulunmamasından da yakınıyor. Hazır kumaşlarla üretilen kasketleri, 5 ila 30 lira arasında sattığını söyleyen Şükrü Erbaş, kasketlerini Avrupa ülkelerine de ihraç ediyor.
“DOKTORLAR GÖZ RAHATSIZLIĞI OLANLARA TAVSİYE EDİYOR”
Kasket şapka hakkında bilgiler veren Şükrü Erbaş, “Baba mesleğimi yapıyorum. Mesleğimi okul günlerim dışında hiçbir zaman bırakmadım. Aşağı yukarı 55 yıldır bu mesleği yapıyorum. Mesleğimi seviyorum. Kahramanmaraş’ta 5-6 tane meslektaşım vardı. Onların hepsi mesleği bıraktılar. Kahramanmaraş’ta bu mesleği yapan tek kişi kaldım. Kahramanmaraş’ta imalat olaraktan bu mesleği yapan tek kişi benim. Kahramanmaraş ziraat memleketi, tarlaya gidenler bu kasketleri kullanır. Yazın keplerimiz var, kışın farklı şapkalarımız var. 3 çeşit şapkamız var 8 köşe, 5 köşe ve düğmeli olarak. Yaşlı kesim özellikle 8 köşeyi tercih ediyor. Fiyatlarımız 15 liradan başlıyor, 40 liraya kadar satıyoruz. Doktorlarımız özellikle göz rahatsızlığı bulunan insanların şapka takmalarını öneriyor. Hollanda’da müşterilerimiz var onlara gönderiyoruz. Buradan toptan alıp oradaki çiftçilere satıyorlar” diye konuştu.
“1925 YILINDA HAYATIMIZA GİRDİ”
Kasket kullanımının 1925 yılında çıkan Şapka Kanunu ile başladığını dile getiren Erbaş, hava sıcaklıklarının artmasıyla satışların da artacağını belirterek, “1925 yılındaki ‘Şapka Kanunu’ çıktığından bu yana şapka takmak yaşlı insanların bir alışkanlığıdır. Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üstüne çıkması kasket ve şapka satışlarını arttırdı. Bundan ziyade promosyon şapka dediğimiz ürünler var. Bu ürünlerin satışı bugünler de arttı. Onlar güneşten daha fazla koruyor. Kasket satışlarımız genelde zirai işler ile uğraşanlar takıyor. Gençler aksesuar olarak takıyor. Doktor tavsiyesi ile kasket kullanan vatandaşlarımız var. Gözünü koruma bakımından kasket ideal bir şapka. Sinüzit olan bazı vatandaşlarımız kasetleri alıyorlar. Köy, kasaba, şehir diye bir şey kalmadı. Her şey birleşti. Dışarıya da gönderiyoruz. Kazalarımızın hepsine gönderiyoruz. Yurt dışı olaraktan da Hollanda’ya kadar gönderiyoruz. 40-50 civarında bir üretimimiz var” dedi.
“8 KÖŞELİ KASKET KAHRAMANMARAŞ’A AİT”
8 köşeli kasketin Kahramanmaraş’a has olduğunu ve bu yörede en fazla kullanılan kasket şekli olduğunu belirten Erbaş, “8 köşe kasket Türkiye genelinde Kahramanmaraş’a ait bir kaskettir. Mesela Elazığ yöresinin şapkası ayrıdır. Mesela ben Kahramanmaraşlı olarak o kasketi takmam, takmazlar da. Onlar kendi yörelerin göre takar. Dünya da bulunacak bir kasket. Örneğin 5 köşe kasketimiz var. Bu da standart, satışı en fazla olan ürünümüz. Örneğin düğmeli modellerimiz bil hassa gençlere hitap eden modellerimiz. Daha orijinal London Modeli dediğimiz bir model, bu kasket ayrıca kışında giyilebilir. Fatih Kısaprmak’ın söylediği; ‘Bu Adam Benim Babam 8 köşe kasketi ‘ parçasında geçen kasket Kahramanmaraş yöresine aittir” ifadelerini kullandı.
“MÜŞTERİLERİMİZİN ÇOĞU 60 YAŞ VE ÜSTÜ”
Yeni neslin şapka takmayı tercih etmediğini dile getiren Erbaş, “Müşterilerimizin çoğu 60 yaş ve üstü. Ancak birçok müşterimiz yaşları ilerledikten sonra hayata göz yumuyorlar. Onlardan sonra gelen nesil hiç şapka takmadıkları için bu geleneği sürdürmüyorlar. Bu da bizim mesleğimize yansıyor. Satışlarımız ve üretimimiz durma noktasına gelmiş durumda” şeklinde konuştu.
“5 YAŞINDAN BERİ KASKET GİYERİM”
Kasket alan Mehmet Cinik ise 5 yaşından beri kasket giydiğini belirterek, “5 yaşından beri ben kasket giyiyorum. Pazarcık’ta oturuyorduk biz, davarcılık yapıyorduk, yaylaya gidiyorduk güneş olunca şapka takmak zorunda kalırdık, o yüzden kasket giyerdik. Babamızdan da böyle gördük, ailemizin tüm erkek fertleri kasket giyerdi. Bizde alışkanlık oldu artık, kasket giymeden dışarı çıkamam” dedi.
“8 KÖŞENİN HER BİRİNİN AYRI ANLAMI VAR”
Geçmişte insanların kasket takmadan dışarı çıkmadığını anlatan Şeref Türksayar ise, 8 köşeli kasketin her köşesinin farklı bir anlamının olduğunu söyledi. Türksayar, sözlerine şu şekilde devam etti, “Şapka takmak bir medeniyetti, kültürdü. İnsanlar şapkasız dışarı çıkmaya utanırdı. Ceketi, yeleği, kravatı, şapkası olmadan kimse dışarı çıkmazdı. Bizim köy kısımlarımız da şalvarı, yeleği, şapkası olurdu insanların. Zamanında en büyük aksesuardı. Hem kadında hem erkekte. Ben daha çok Kahramanmaraş’a özgü olduğunu bildiğim 8 köşe kasketi giyerim. Babalarım ya da büyüklerim anlatırdı, 8 köşeli kasketin her bir köşesinin bir anlamı olduğunu söylerlerdi. Gerçekten de 8 köşenin her biri farklı anlam taşıyordu. Bunlar vatanseverlik, yiğitlik, mertlik, cömertlik, delikanlılık, alçakgönüllülük, dürüstlük, misafirperverlikti. Eskiden bunların hepsi bizim insanımızda vardı, şimdi değerlerimiz ölüyor, bakın çoğu kişide kasket yok bu saydığımız özellikler de de azalma var.”
(Haber: Ahmet Güneçıkan)