Buğday, arpa, mısır ve mercimek gibi tarım ürünlerinin un veya mamul haline getirildiği yerler olan değirmenler, insanlık tarihinin en eski iş kollarından biri oluyor. Kahramanmaraş’ta da bu kadim meslek, şehrin geçmişiyle neredeyse eş zamanlı olarak varlık gösteriyor. Eskiden asiyab olarak adlandırılan değirmenler, önce hayvan gücüyle, ardından su ve rüzgarla, son olarak ise elektrikle çalışan sistemlere dönüşerek bugünkü halini aldı. Zamanla büyük fabrikalar geleneksel değirmenlerin yerini alsa da Maraş’ta bu alanda faaliyet gösteren işletmelere hala rastlamak mümkün.
MESLEK BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜM GEÇİRDİ
XVII. yüzyılda Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde adı geçen 24 su değirmeninin tamamı vakıflara ait olup sekizi Pınarbaşı suyuyla çalışıyordu. 1893 yılında şehirde 96, 1902’de ise 75 değirmenin faaliyet gösterdiği kayıtlara geçerken, 1934 yılında Sümerbank’ın açtığı un fabrikası ile birlikte su değirmenlerinde azalma başlamış, 1945’ten itibaren ise elektrikle çalışan modern değirmenlerin ithal edilmesiyle bu meslek büyük bir dönüşüm geçirdi.
DEĞİRMENLERİN SULARI, ŞİFALI OLDUĞUNA İNANILARAK ÇOCUKLARDA KULLANILIYORDU
1960 yılı itibariyle şehir merkezinde 15 su değirmeni aktif durumdaydı. Pamukçu Emiş, Kadıların Değirmeni, Haznedarlı ve Odanın Koltuğu gibi isimlerle anılan bu değirmenler, şehrin belleğinde iz bıraktı. Özellikle Pınarbaşı’ndan Ulu Cami’ye kadar uzanan hatta yer alan değirmenlerin suları, şifalı olduğuna inanılarak çocuklar için de kullanılıyordu. 1980’li yıllara gelindiğinde ise şehir merkezinde halen 13 su değirmeni bulunuyordu. Ancak günümüzde bu değirmenlerin tamamı ortadan kalkmış, yalnızca bazı yıkıntıları Kurtuluş Mahallesi, Uzunoluk ve Kanlıdere gibi bölgelerde bulunuyor.
FAKIOĞLU DEĞİRMENİ EN ESKİ ÇALIŞAN DEĞİRMEN
Modern Kahramanmaraş’ta değirmencilik artık elektrikli makinelerle sürdürülen bir meslek oluyor. Eski mahallelerin neredeyse tamamında bir elektrikli değirmen bulmak mümkün. Özellikle Buğday Pazarı çevresinde yaklaşık 10 değirmen aktif olarak faaliyet gösteriyor. Mağaralı, Sokakbaşı, Kayabaşı, Tekke ve Orman Dairesi civarı gibi birçok noktada un üretimi devam ediyor. Yaklaşık bir asırlık geçmişiyle ayakta kalan Fakıoğlu Değirmeni, kentin en eski çalışan değirmeni olarak biliniyor. Dondurmacıların salep öğüttüğü Üngüt Değirmeni ise 2005’e kadar bu işlevini sürdürdü.
MODERNLEŞEREK VARLIĞINI SÜRDÜRÜYOR
Bu kültürü yaşatan isimler arasında Süleyman Yüce (1917-1992) ön plana çıkarken, Alaaddin Şavkılı, Ali Fakı, Mustafa Okur ve Feride Hanım gibi birçok ustanın ismi de bu mesleğin geçmişinde önemli bir yer tutuyor. Değirmencilik bugün, nostaljik bir zanaat olmanın ötesinde, modernleşerek varlığını sürdüren bir üretim alanı olarak Kahramanmaraş’ta yaşamaya devam ediyor.