Kahramanmaraş’ta doğum süreci yalnızca bir tıbbi olay değil, aynı zamanda köklü kültürel geleneklerin yaşatıldığı önemli bir ritüel olarak kabul ediliyor. Yeni doğan bebeklere uygulanan geleneksel pratikler, hem çocuğun sağlıklı büyümesini sağlamak hem de toplumsal hafızayı canlı tutmak adına dikkat çekici unsurlar barındırıyor.
BEBEKLER TUZLANIYOR
Doğum sonrası yapılan ilk işlemlerden biri göbek bağının kesilmesi oluyor. Bu sırada bebeğe "göbek adı" verilmesi, halk arasında çocuğun kimlik kazanması yönünde ilk adım olarak görülüyor. Ayrıca, bebeğin ağzı ve bedeni kokmasın, daha sağlam ve sağlıklı büyüsün diye tuzla ovulması da eski bir gelenek oluyor. İlk yıkama sırasında bebeğin boynu ve kolları uzun olsun diye ayaklarından tutularak baş aşağı sallandırılması ise farklı bir inançla uygulanan ritüellerden biri olarak kabul ediliyor.
LOHUSA ANNEYE YAĞ PEKMEZ İÇİRİLİR
Lohusa dönemi de kendi içinde çeşitli uygulamaları barındırıyor. Yeni doğum yapan anneye üç gün boyunca su, süt ve yoğurt verilmemesi; onun yerine yağ ve pekmez karışımı içirilmesi, hem annenin gücünü toplaması hem de sütün artması için yapılan geleneksel bir uygulama oluyor. Bebeğe isim verme töreni de ayrı bir önem taşıyor. Genellikle yaşlı ve bilge bir kişi tarafından bebeğin kulağına ezan okunarak adı konur. Bu uygulama, hem dini bir değer taşır hem de toplumda kabul görmüş bir geleneği temsil eder. Kundaklama işlemiyle bebek sıkıca sarılırken, altına toprak bağlanması ise bebeğin daha güçlü olması ve doğaya bağlı bir hayatla büyümesi inancını yansıtıyor.
GELENEKLERİNE BAĞLI AİLELER ARASINDA YAŞATILMAYA DEVAM EDİYOR
Her ne kadar bu geleneklerin bir kısmı günümüzde uygulanmasa da, hala kırsal bölgelerde ve geleneklerine bağlı aileler arasında yaşatılmaya devam ediyor. Bu ritüeller, Kahramanmaraş’ın kültürel mirasının birer parçası olarak nesilden nesile aktarılıyor.
