KAHRAMANMARAŞ AHİLİK HAREKETİ HAFTALIK KÜLTÜR-SANAT  EKİDİR

-AHİce- Sayı 2

E posta: [email protected]

Hazırlayan: Metin Acıpayam

Kahramanmaraş Olgunlaşma Enstitüsü Müdiresi Mutlu Aslantürk İle  "Ahilik Ve Sanat İlişkisi Üzerine" Söyleşi

Söyleşi: Kahramanmaraş Ahilik Hareketi adına Dernek Başkanı Kadir Can Şentürk ve Dernek Başkan Yardımcısı Metin Acıpayam

Kahramanmaraş Ahilik Hareketi: Ahiliğin önemi hakkında ne söylersiniz?

Mutlu Aslantürk: Ahilik, kültür ve medeniyet tarihimiz içerisinde çok önemli yeri olan büyük bir mutasavvıf/düşünür Hacı Bektaş Veli’nin tavsiyesi üzerine aynı dönem ve şartlarda Anadolu’da yaşamış ve önemli toplumsal faaliyetlerde bulunmuş büyük halk düşünürü ve manevi bir toplum önderi Ahi Evran tarafından kurulan sosyal bir kurumdur. Her iki büyük şahsiyet de Anadolu’nun içinde bulunduğu kargaşa ve kaos ortamında yaşamları boyunca insanlara bu ortamdan çıkış yollarını göstermişler, bunun mücadelesini vermişlerdir. Halkın sanat ve ticaret gibi alanlarda yetişmesini sağlayan, toplumu ekonomik yönden olduğu kadar ahlaki yönden de geliştirme çabası içinde olan bu teşkilatın kendine özgü kuralları vardır. Günümüzdeki esnaf ve sanatkâr odalarının işleyişine benzetilebilecek olan bir işleyişe sahip olan ahilikte helal kazanç, güzel ahlak, dürüstlük, yardımseverlik gibi değerler bir arada bulunur. Teşkilat, yüzyıllar boyunca bünyesinde sanat ve meslek icra eden kişilerin çalışmalarını ve gereksinimlerini düzenlemiş, bu yönüyle toplum hayatının düzenlenmesinde önemli işlevler üstlenmiştir. Ahilikte esas olarak meslek ve sanat alanında gelişme amaçlanmıştır.

Kahramanmaraş Ahilik Hareketi: Hocam teşekkür ederiz. Peki, Ahilik kurumunun sanat ve meslek hayatını kapsayan içeriğiyle ilgili ne söylersiniz?

Mutlu Aslantürk: Ahilikte esas olarak meslek ve sanat alanında gelişme amaçlanmıştır. Fakat bu alanda yapılan bütün bilimsel çalışmalarda söz konusu kurum sosyolojik açıdan incelenmekte, siyasi ve kültürel yansımaları üzerinde durulmaktadır. Ancak Ziya Kazıcı’nın “Esasen Ahilik teşkilatı, birliğe yeni katılan gençlerin kültür, sanat ve askeri alanda olmak üzere üç temel konuda yetişmelerini hedef almıştır.” diyerek ifade ettiği gibi ahiliğin sanat hayatına yansımaları ve katkıları göz ardı edilemeyecek kadar önem arz eden bir meseledir.

Kahramanmaraş Ahilik Hareketi: Ahilik ve sanat/zanaat ilişkisi hakkında neler söylersiniz?

Mutlu Aslantürk: Ahi teşkilatı Anadolu’ya gelen sanat ve zanaat erbabını himaye etmeyi, sanatkârların sanatlarını icra etmeleri için olanak sağlamayı ve bulundukları çevreye uyumlarını kolaylaştırmayı şiar edinir. Osmanlı’nın bir aşiretten bir cihan devleti haline gelmesinde ahiliğin payı yadsınamaz. Bilhassa Osmanlı’nın kuruluş yıllarında Rumlar ile Ermenilerin söz sahibi olduğu sanat ve esnaflık faaliyetlerinin Türkler arasında yaygınlaşmasında Ahilik teşkilatının rolü son derece büyüktür.

Kahramanmaraş Ahilik Hareketi: Ahilik ve sanat ilişkisinin temelinde ne vardır?

Mutlu Aslantürk: Fütüvvet geleneği vardır. Fütüvvet geleneğinin mayasında tasavvufi duyuş ve düşünüş vardır. Ahilik geleneğinin fikri zeminini anlamak isteyen araştırmacıların bakması gereken ilk kaynak fütüvvet geleneğine ait olmalıdır. Fütüvvet geleneğinden aldığı ilhamla yeşeren ahilik geleneği Türklerin sosyal hayatı üzerinde uzun yıllar etkili olmuş iktisadi ve ahlaki bir teşkilatlanmadır. Ahi teşkilatı bünyesinde Müslüman sanatkârlar yer almakta ve bu sanatkârlar bir taraftan sanatlarını icra ederken öte yandan sanat ahlakının nesilden nesile aktarımını sağlamaktadır.

Kahramanmaraş Ahilik Hareketi: Fütüvvet geleneği ve ahilik üzerindeki etkilerini biraz daha açabilir misiniz?

Mutlu Aslantürk: Tabii ki... Ahiliğin daha doğru anlaşılması ve sınırlarının belirginleştirilmesi bakımından ilk olarak fütüvvet geleneğinden bahsetmek yerinde olacaktır. Zira ahiliğin zeminini çok erken tarihlerde gelişmeye başlayan fütüvvet anlayışı oluşturur. “Ahilik kurumunun doğru anlaşılması, fütüvvet kurumunun ve ideallerinin doğru anlaşılmasıyla mümkündür. Zira ahilik hicri ikinci yüzyıldan itibaren gelişmeye başlayan fütüvvet anlayışının ve bu anlayışın cisimleştiği sosyal örgütlenme biçiminin Anadolu’da kazandığı özel bir biçimidir.” Fütüvvet fikri, İslâm’ın yayılmasıyla birlikte Suriye, Irak, İran, Türkistan, Semerkant, Endülüs, Kuzey Afrika ve Mısır’da esnaf ve sanatkârlar arasında yaygınlaşma imkânı bulmuştur.

Tarihi süreç içerisinde fütüvvet fikrinin devletlerin toplumsal düzenini sağlamada kayda değer katkıları olduğu muhakkaktır. Abbâsî Halifesi Nâsır-Lidînillâh, kaybettiği otoriteyi kurmakta ve ülkenin iç huzurunu sağlamakta fütüvvet birliklerinden büyük bir güç almıştır. Müslüman hükümdarlara temsilciler göndererek onları fütüvvet teşkilatına girmeye davet eden Halife Nâsır, bütün kaynağını ve gücünü İslam’dan alan “Fütüvvet Teşkilatı” nın sosyal ve ekonomik hayata dair öne sürdüğü kuralların tamamını yazıya geçirtip bir kitap haline dönüştürülmesini sağlamıştır. Teşkilata dâhil olma fikrinde olan kişi ilk olarak söz konusu kitaplarda belirtilen dinî ve ahlâkî içerikli emirlere uymak zorundadır. Tasavvuf kaynaklarında, hicri takvime göre ikinci yüzyıldan itibaren tasavvuf ehlinin fütüvvet kelimesini tasavvufi bir terim kabul ederek kullanmaya başladıkları aktarılır. Başta Irak ve Horasan olmak üzere farklı coğrafyalarda “fetâ” diye anılan ve cömert, kahraman, cesur ve fedakâr kişilik özelliği taşıyan sûfîlerden övgüyle söz edilmektedir. İslam Ansiklopedisi’nde fütüvvet ehlinin teşkilatlı dönemde “şed” yani kemer kuşanmaları, şalvar giymeleri, tuzlu su içmeleri, her sanatın bir piri olduğuna inanmaları, aralarında örgütlenip disiplin içinde mesleklerini icra etmeleri, birbirlerini kardeş bilerek iki fetâ arasında özel bir kardeşlik kurmaları gibi özellikleri nedeniyle son zamanlarda sufilikten ayrı bir hüviyet gösterdiklerine değinilmiştir. Bu şekilde özelliklerle sufilikten ayrılan fütüvvet birlikleri içinde hicrî üçüncü yüzyıldan itibaren esnaf birlikleri görülmeye başlanır. Türklerin İslâmiyet’i kabul ederek Anadolu’ya yerleşmelerinden itibaren fütüvvet fikrini benimsedikleri ve fedakârlık, cesaret, cömertlik ve kahramanlık vasıflarını üstlendikleri görülür. Bununla birlikte fütüvvet fikrinin ve ahiliğin temelinde yer alan tasavvufî duyuş ve hikmet her dönemde varlığını sürdürmüştür.

Kahramanmaraş Ahilik Hareketi: Hocam çok teşekkür ederiz.

Mutlu Aslantürk: Ben teşekkür ederim.

Editör: Mahmut Beyaz