6 Şubat depremlerinin merkez üssü Kahramanmaraş’ta birçok yapı hasar almış ya da yıkılmıştı. Bu kapsamda iş yeri yıkılan esnaflar kendilerine çözüm üretme yolunda ilerlerken, bu esnaflardan biri de Şeyma Gökçe oldu. Gökçe’nin iş yeri sahibi, kendi dükkanı yıkılınca Gökçe’yi mevcut iş yerinden çıkardı. Uzun uğraşlar vererek kendisine iş yeri arayan Gökçe, uygun bir yer bulamayınca pes etmeyerek, arkadaşının iş yerine taşındı ve takı ticaretine oradan devam etmeye başladı. Kadınların vazgeçilmezi olan takı sektöründe boy gösteren Gökçe, depremden sonra iş yerinden çıkartılmasına rağmen vazgeçmeyip, Kahramanmaraşlı kadınlara hizmet vermeye hız kesmeden devam ediyor. Kahramanmaraş’a çelik takı sektöründe ön ayak olan Şeyma Gökçe, aynı zamanda filografi eğitimi verirken, el emeği ile çeşitli tablolar ortaya çıkarıyor. Takı sektöründe de farklılığını ortaya koyan Şeyma Gökçe, hem kendi tasarımlarını çizip yaptırarak hem de yurt dışından hazır ürünler alarak hizmet veriyor.
SATAMADIM DİYE PES ETMEDİM
Ankara Üniversitesi Sağlık Yönetimi Bölümü mezunu ve Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Yönetimi Yüksek Lisans mezunu olan Şeyma Gökçe, yaklaşık 4 yıldır GG Stor markasıyla takı sektöründe bulunuyor. Okuduğu alanla ilgili iş imkanlarının Kahramanmaraş’ta kısıtlı olduğunu ve bu yüzden de hobisi olan takı işine girdiğini anlatan Gökçe; “Farklı sektörlerde çalıştım ve talihsiz olaylar başıma geldi. Birçok kadının karşılaştığı taciz vakalarına maruz kaldım ve bunlardan dolayı kendimi biraz daha eve kapattım. Ne yapabilirim diye düşünürken takıları çok sevdiğim için bu işe başlamaya karar verdim. Pandemi döneminde başlayan serüvenimde İstanbul aracılığıyla yurt dışı ürünlerini Kahramanmaraş'a getirttim. Bir yer açmak istiyordum ama zaten o dönemde herkes dükkanını kapattığı için evden takı satmaya başladım ama ilk aylarda hiç satamadım. Bundan dolayı asla pes etmedim. Takılarımı güzelce fotoğraflamaya ve tanıtımını yapmaya çalıştım.
KAHRAMANMARAŞ'A TAKIYI İLK GETİREN KİŞİYİM
Kahramanmaraş'a takıyı ilk getiren kişiyim. Daha önce piyasada hep bijuteri, gümüş ve altın takılar vardı. Zaten Kahramanmaraş bir kuyumcu şehri. Bundan dolayı çelik takı yoktu. Ben getirdim ve rahat iki yıl çelik takının kararmadığını, suya dayanıklı olduğunu, denize, duşa her yerde kullanabileceğimizi anlatmaya çalıştım. Bunda da başarılı oldum. Güzel satışlar yapmaya başladım. 2 matine gerçekleştirdim. Birincisinde 100 kişilik bir katılımla kendi ürünlerimin standını kurup, satışını gerçekleştirdim. Matineden çok güzel geri dönüşler aldığım için ikincisini yaptım. Daha büyük bir organizasyon gerçekleştirdim. 800 kişinin katılımıyla çok ses getiren bir organizasyon olmuştu. Bu organizasyonda benim gibi tüm kadın girişimciler kendi alanlarında satışlarını yapabilsinler diye stant alanları kurdum. Girişimci kadınlara satış ortamı sunabileceğiniz bir alan oluşturduk. Daha sonra bir yer açtım, Lotus Sanat Atölyesi diye. Aynı zamanda ben filografi eğitimi verdiğim için ekip arkadaşlarımla birlikte hem kurs verebileceğimiz hem birden çok farklı kurs alanları olan, bir yer açtık. Burada takılarımın satışımı yaptım ve filografi kursu, giyim kursu, örgü kursu, resim kursu gibi birçok etkinliğin olduğu bir alana dönüştürdüm. Depremde ekip arkadaşlarımın tamamı dağıldı. Herkes başka şehirlere yerleşti, eğitimciler gitti. Dükkan sahibimiz kendisi dükkana oturmak istediğini söyledi. Bu sebeplerden ötürü oradan çıkmak zorunda kaldık. Şu anda bir arkadaşımla birlikte mağazasını paylaşıyorum. Piyasa koşullarının vermiş olduğu zorluklar biraz bizi yoruyor. Ama şimdilik arkadaşımla birlikte yürütüyoruz. Filografi kursuna yine devam ediyorum. Takıda da çok sevdiğim bir işi yapıyorum ve bu alanda da artık yurt dışına kadar açıldım. Yurt içi piyasasında online satışlar üzerinden devam ediyoruz. Üç ortak atölyem var, kendi tasarladığım, çizdiğim ürünleri atölyede yaptırıyorum. Özel tasarımlar yapmaya çalışıyorum. Müşterilerimin istekleri üzerine onlara tasarım ürünleri çiziyorum. Gümüş, altın ve çelik olmak üzere hepsiyle ilgileniyorum.
KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ ÜRÜNLER ÇOK TERCİH EDİLİYOR
Benim sektörümdeki çelik takı ürünlerim yurt dışından geliyor. İstanbul pazarından temin ediyorum. Yani onu da katalog üzerinden değil de gidip özellikle kendim birebir seçiyorum, bu benim için çok önemli. Çünkü benim müşterilerim çok iyi bilir ki bendeki bulunan takılar kolay kolay hiçbir yerde bulunmuyor ve özel bir seri olarak getirtiyorum. Onun haricinde gümüş ve altın ürünleri de buradaki atölyemde çalışıyorum. Kişiselleştirilmiş ürünler çok tercih ediliyor. İsim kolyeler, isim yüzükler, küpeler, bileklikler, bu tarz kişiselleşmiş ürünleri atölyemde özel olarak hazırlatıyorum. Müşterilerin tercihine göre gümüş, madeni gümüş, altın renginde, gümüş renginde ve pembe altın renginde seçenekler sunarak onların sevebileceği her noktada elim işin içinde oluyor. Ayrıca şöyle bir destek de sunuyorum; müşteri herhangi bir ürünle bir sorun yaşadığı zaman, bana getirdiğinde ücretsiz bir şekilde ben atölyemde onların tamiratını, tadilatını yapıyorum.
KADINLARIN YILMAMA GİBİ BİR ÖZELLİĞİ VAR
Benim gibi kadın girişimcilere veya iş kurmak isteyen kadınlar için söylüyorum; başta bir işi sevmeniz gerekiyor, sevmediğiniz bir işi asla uzun süre yürütemezsiniz. Ben takıyı çok seviyorum, benim enerjim takıya geçiyor ve bu karşıya da geçiyor. Kim neyi seviyorsa önce kendine sormalı; ben ne yaparsam mutlu olurum diye. Piyasada kadın olmak ekstra zor. Çünkü tüm dünyada kadınların üzerinde bir mobbing var. Yaşadığımız depremden sonra bunu o kadar çok hissettim ki. Ama kadınların da öyle bir özelliği var ki yılmıyoruz, bırakmıyoruz. Sevdiğimiz şeyi yaparsak dayanıklı oluruz, sabırlı oluruz. Ona daha çok ilgi, sevgi gösteririz. Ben zaten daha yolun çok çok başında olduğunu düşünüyorum. Çok çok güzel hedeflerim var. O noktalara da gelebileceğim diye umut ediyorum” şeklinde konuştu.
