ÜLKEMİZİ ÜÇ ÇEYREK ASIRDIR İÇİNDE ÇIRPINDIĞI BİR BATAKLIKTAN ÇIKARMAYI DA BAŞARDIK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada ve ülkemizde aile kurumuna yönelik saldırılara işte bu gözle de bakmalıyız. Hayırlı insan yerine nefsinin ve hırsının kölesi bireyler yetiştiren bir yapıdan helal rızık ve onun getirdiği refah çıkmaz. Malumunuz eskiden çocuklara biz de yaşadık; ilmihal, yani hayatın içinde nasıl davranmamız gerektiğini anlatan kurallar öğretilirdi. Bir kişi sabah nasıl kalkacak, yemeğe nasıl oturacak, nasıl giyinecek, sokağa nasıl çıkacak, büyüklerine ve küçüklerine nasıl davranacak, iş ve ev hayatında nasıl hareket edecek, velhasıl nasıl yaşayacak, bunun çerçevesi zihnine ve gönlüne nakşedilirdi. Bu terbiye eğitimini veren sosyal ve kurumsal yapı 1. Dünya Savaşı ile birlikte yıkıldığı için uzunca bir süre tabiri yerindeyse pusulasız kaldık. Sadece biz değil sömürgeci emperyalistlerin haricindeki dünyanın tamamı, benzer bir savrulmaya maruz bırakıldı. Her ne kadar 2. Dünya Savaşı sonrasında İslam dünyasında pek çok bağımsız devlet ortaya çıktıysa da, bunların kağıt üzerinde kaldığını gerçekte durumun hiç de öyle olmadığını biliyoruz. Cetvelle sınırlarını çizdikleri çok nüfusa ve az toprağa, ya da tam tersi büyük toprağa ve az nüfusa sahip devletleri yörüngelerinde tutanlar bunun için terörden darbeye kadar her türlü yolu denemişlerdir. 1947’deki Filistin’i düşünün ve şu andaki Filistin’i düşünün. Nereden, nereye. Nasıl sömürdüler… Dünya siyonizmi Filistin’de yaşananları nasıl bu mahkumiyeti, bu sınırları belirlediyseler, şu an itibarıyla bunu daha da ileri götürmenin gayreti içerisindeler. Türkiye’nin de bu senaryodan payına düşeni aldığını kimse inkar edemez. Ülkemizdeki darbeleri, 'Bizim çocuklar başardı' cümlesiyle kendi yöneticilerine bildirenlerin işaret ettiği gerçek işte budur. En son örneklerini sosyal kaos boyutuyla Gezi olaylarında, silahlı kalkışma boyutuyla 15 Temmuz ihanetinde, ekonomik tuzak boyutuyla 2018’den beri yaşadığımız süreçlerde gördüğümüz bu hayasız akını Allah’a hamd olsun göğsümüzü siper ederek durdurduk. Çok büyük bedeller ödedik ama ülkemizi üç çeyrek asırdır içinde çırpındığı bir bataklıktan çıkarmayı da başardık" dedi.

DÜNYA SİYONİSTLERİ HAZIR BEKLİYOR; ONLARA BU FIRSATI VEREMEYİZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye artık 20 yıl, 40 yıl öncesine göre, demokrasisiyle, güvenliğiyle, ekonomisiyle, savunmasıyla, diplomasisiyle çok daha hürdür, geleceğine çok daha güvenle bakabilmektedir. Biz, siyasi, askeri ve ekonomik olarak güçlendikçe umutlarını bize bağlamış olan dost ve kardeşlerimizin özgüvenleri de arttı. Artık hem İslam aleminde hem Türk dünyasında geçmişe göre çok daha farklı, çok daha olumlu, çok daha cesur bir hava vardır. Karabağ’ın işgalden kurtuluşu bu havayı daha da güçlendirmiştir. Zalim İsrail yönetiminin Batı devletlerinden aldığı destekle sürdürdüğü Gazze’deki katliamların, Kudüs’teki mütecaviz eylemlerinin önüne geçeceğimiz günler de endişe etmeyin, Allah’ın izniyle yakındır. Yakaladığımız bu ivmeyi sürdürebilmemiz için, çocuklarımızı medeniyetimize, tarihimize ve kültürümüze uygun şekilde yetiştirme meselesini önceliklerimizin en başına koymak mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde sonumuz nesillerinin kesilme tehdidi karşısında çaresiz kalan Batılı ülkeler gibi olur. Bunun yolu da eğitim vasıtasıyla çocuklarımızın maddi ve manevi beslenme kaynaklarını millileştirmekten geçiyor. Devletin görevi bu sürecin önünü açmak, kolaylaştırıcı ve teşvik edici rol oynamaktır. Asıl işi yapacak olan ilim insanlarımızdır, sivil toplum kuruluşlarımızdır, ailenin ta kendisidir. İlim Yayma Cemiyetimizden ve aynı kulvarda faaliyet yürüten gönüllü teşekküllerimizden artık çok daha güçlü bir şekilde sahaya girmelerini bekliyoruz. Unutmayın, sizin bıraktığınız her boşluğu doldurmak için emperyalist beslemesi nice marjinal yapılar hazır bekliyor. Dünya Siyonistleri hazır bekliyor. Onlara bu fırsatı veremeyiz. Hep birlikte daha çok çalışarak, evlatlarımıza, milletimize, kardeşlerimize, dostlarımıza, ümmete olan sorumluluklarımızı yerine getirmeye mecburuz" diye konuştu. 

"DHA"

Editör: Demirören Haber Ajansı