Kahramanmaraş’ın 38 kilometre kuzeybatısındaki Döngel Mahallesi’nde yer alan Direkli Mağarası, her kazı sezonuyla birlikte insanlığın tarih öncesi dönemine dair yeni sırları gün yüzüne çıkarıyor. Karstik yapısıyla doğal bir korunak oluşturan mağara, binlerce yıl boyunca hem hayvanların hem de insanların yaşam izlerini taşımaya devam ediyor.

KEŞFİ 1958’E DAYANIYOR
Direkli Mağarası’nın bilinen ilk keşfi, 1958 yılında yabancı seyyah K. Kökten tarafından mağara içindeki yerleşme izlerinin tespitiyle gerçekleşti. Ardından 1959’da yapılan deneme kazıları, mağaranın ağız kısmına yakın alanda 3x4 metrelik bir bölümün arkeolojik açıdan yoğun buluntular barındırdığını ortaya koydu. Kalın bir dolgu tabakasıyla korunan mağaranın çevresinin de yerleşmeye uygun çok sayıda doğal oluşum içerdiği biliniyor.

PALEOLİTİK ÇAĞ’DAN İZLER TAŞIYOR
Yapılan çalışmalar, Direkli Mağarası’nda Paleolitik Çağ’a uzanan bir tabakanın bulunduğunu gösteriyor. Bu bölümde çakmaktaşından yapılmış dilgi-çakılar, kazıyıcılar, deliciler ve çekirdekler gibi avcı-toplayıcı yaşamın izlerini taşıyan çok sayıda alet ortaya çıkarıldı. Mağaranın en dikkat çeken buluntularından biri de Üst Pleistosen Dönemi’ne ait hayvan kalıntıları… Ayı, köpek, öküz, geyik, domuz ve hatta kunduz kemiklerinin bulunması, mağaranın binlerce yıl boyunca farklı türlere yaşam alanı sunduğunu ortaya koyuyor.
![]()
KAZILAR 2007’DE YENİDEN BAŞLADI
2007 yılından bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Merih Erek başkanlığında yürütülen kazılarda mağaranın tarihî önemi daha da belirginleşti. Kazı ekibinin ortaya çıkardığı, yaklaşık 13 bin yıl öncesine tarihlenen dört parçadan oluşan delikli boncuk, Kahramanmaraş’ın bilinen en eski yerleşim alanlarından biri olabileceğine işaret ediyor. Karbon-14 yöntemine göre 7. arkeolojik seviyede bulunan bu boncuklar, Direkli Mağarası’nın yalnızca Anadolu değil, dünya tarih öncesi çalışmaları açısından da kritik bir merkez olabileceğini gösteriyor.

GÖBEKLİTEPE İLE FARKLI AMA AYNI DERECEDE ÖNEMLİ
Göbeklitepe, anıtsal mimarisi ve ritüel yapılarıyla dünya tarihinin en büyük arkeolojik keşiflerinden biri olarak kabul ediliyor. Direkli Mağarası ise daha mütevazı, ancak çok daha eski dönemlere ışık tutan buluntularıyla dikkat çekiyor. Göbeklitepe’de büyük taş yapılar ve sembolik motifler karşımıza çıkarken, Direkli Mağarası’nda daha çok kafatasları, avcı-toplayıcı yaşamın izleri ve kişisel eşyalar bulunuyor. Bu yönüyle mağara, yerleşik hayata geçişten önceki insan topluluklarının günlük yaşamını anlamaya dair benzersiz bilgiler sunuyor.
![]()
KAHRAMANMARAŞ’IN TARİHİNE YENİ BİR KATMAN
Direkli Mağarası’nda ortaya çıkarılan bulgular, bölgenin binlerce yıllık tarihini yeniden yorumlamayı gerektiriyor. Kazıların ilerlemesiyle Kahramanmaraş’ın, bilinen insanlık tarihindeki yeri daha da önem kazanabilir. Henüz tam anlamıyla keşfedilmeyi bekleyen bu doğal tarih arşivi, şehrin kültürel mirasına yeni bir derinlik kazandırırken, dünya arkeolojisi için de büyük bir potansiyel taşıyor.




