29 Ekim 1919'da Maraş'ı işgal eden Fransız kuvvetleri Ermenilerle birlik olup, halka olmadık zulüm ve vahşet sergiledi. Bu yetmiyormuş gibi bir yandan da şehre hâkim tepe ve kiliselere yerleştirdikleri ağır silahlarla halkı ve cami gibi ibadethaneleri hedef alındı. O yıllarda Abarabaşı Kilisesi’nden Turan Mahallesinde bulunan Şıh Turan Camisine top mermisi atıldı, ancak bu top mermisi Cami'nin minaresine isabet ederek patlamadı ve ilk günkü gibi duruyor. Maraş Harbi sırasında Fransızların top mermisiyle yıkamadıkları minare hala ibret vesikası olarak duruyor ve 'Gazi' adıyla anılıyor. O günden bu yana kente gelen birçok kişi minaredeki top mermisini görmek için camiye gidiyor. Turan Mahallesi Muhtarı Ramazan Ciğer, 2 yıl önce vefat eden Veysel Ciğer’in bu işgale tanıklık eden en yakın isim olduğunu söyledi. O zamanki adıyla Şıh Camisine atılan ve minarenin gövdesine yapışan top mermisinin caminin bir madalyası gibi durduğuna dikkat çeken Ciğer, Amcası Veysel Ciğer’in vefat etmeden önce bu olayı kendilerine defalarca kez anlattığını ifade etti. Sadece amcası değil, aynı zamanda babasının ve dedesinin de Maraş’ın kurtuluş harbinde savaştığını kaydeden Ciğer, Dedesinin o zamanlar jandarma olduğunu belirtti. Ciğer, İbiş Ali lakaplı dedesinin düşman tarafından atılan bir top mermisi sonrasında gazi olduğunu anlattı.

BABAM KALEYE HÜCUM EDENLERDEN BİRİYMİŞ”

Babasının kurtuluş harbinde kalede ki düşman bayrağını indirmek için hücum eden kişiler arasında yer aldığını vurgulayan Ciğer, sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Fransızların Maraş’ı işgal ettiğinde caminin minaresine Fransızlar tarafından atılan top mermisi olayının son tanığı olan amcam Veysel Ciğer, 2 yıl önce 106 yaşında vefat etti. Amcam vefat etmeden önce bize bu olayı defalarca kez anlattı. Amcamın bize aktardıkları şu şekildeydi; Maraş o zamanlar Fransızlar tarafından işgal edildiğinde o zamanlar Abarabaşı Kilisesi diye bir yer var. Oradan bir top mermisi atılıyor. O top mermisi Şıh Camisinin minaresinin gövdesine saplanıyor ancak yıkılmıyor. Hala o top mermisi saplı, sanki göğsünde bir madalya gibi duruyor. Camimiz kurtuluş harbinden bugüne dek o top mermisini gövdesinde taşıyor. Amcamızın bize anlattıkları bu şekildeydi. Camimiz 350-400 yıllık tarihi bir camidir. Amcam bu olaya tanıklık ettiğinde henüz 10 yaşlarında küçük bir çocukmuş. Benim babamda amcamın büyüğüydü. Oda bize geçmiş tarihi anlatırdı. İbiş Ali diye bir dedem vardı. Babamın anlatmasına göre o zamanlar bu mahalle de bir kilise varmış. Bu kilisenin orada bir ev yakmışlar. Dedem jandarmaymış. Yanan evin enkazını atılırken dedemlerde yanan evin önünde oturuyorlarmış. Tam bu sırada da bir top mermisi atılıyor, çatıya düşüyor ve oradan da dedemlerin oturduğu yere düşüyor. Top mermisinin düşmesiyle birlikte dedemin sağ taraf başının üstüne bir şarapnel parçası geliyor ve dedem orada yaralanıyor. Benim babamda kaleye hücum edenlerinde içerisinde yer almış.”

Haber : Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz