5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Ahmet Kara, bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmada, tutuksuz sanıklar Ali K, Oğuz Y, Cengiz Y, Talat Ö, Selahattin S, Cahit K. ile müştekiler ve taraf avukatları da hazır bulundu.
Tutuklu sanık Ahmet Kara, savunmasında üzerine atılan suçları reddederek, iddianamenin sehven yazıldığını ileri sürdü.
"Bina yıkılmadan önce insanların kaçma şansı vardı"
2018 deprem yönetmeliğinin 6 Şubat 2023 depremlerinde yetersiz olduğunu belirten Kara, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mimarım, statik projeden anlamam. Projenin uygulayıcısı ve kontrolörü ben değilim. Belediyenin inceleyip onay verdiği proje doğru kabul edilir. Projenin fenni mesul ve teknik uygulama sorumlusu hayatını kaybeden Hacı Gitmiş'tir. Binada mutfak ve çocuk odalarının duvarları kaldırılarak genişletilmiş. Taşıyıcı duvarların kaldırılması depremde binanın yıkılmasının ana nedenlerindendir. Balkonların mutfaklara katılması ve bunun yüzde 80'inin yapılması binanın depremde yıkılma sebebi olmuştur. Binanın yıkılmasının sebeplerinden bir diğeri de depremin büyüklüğüdür. Bina yıkılmadan önce insanların kaçma şansı vardı. Binada gerekli güçlendirmeler yapılsaydı bina yıkılmayacaktı ve bina da bu kadar ölümler olmayacaktı. Ben yüksek mimarım, mühendislik eğitimi almadım. Ben sorumlu değilim, 15 aydır tutuklu bulunuyorum. Suçsuzum, beraatimi talep ediyorum."
Diğer tutuksuz sanıklar da inşaat ve binayla ilgilerinin olmadığını savunarak, beraatlerini talep etti.
"Bina yıkıldığında hayat üçgeni olsa dahi nefes alacak alanları kalmamış"
Müşteki avukatlarından Feriha Cansu Aksoy Kayacık ise Hamidiye sitesi A Blok 5. katta ikamet ettiğini, deprem günü evde olmaması sonucunda hayatta kaldığını söyledi.
Kayacık, bütün komşularının ve ailesinin kendisi gibi şanslı olmadığını ifade etti.
Avukat Kayacık, "Ne yazık ki, en acı ölümlerden biri müvekkilin yeğeni Dilara'dır. Dilara, binanın yıkılması ile beton ve kum yığınlarının arasında el parmakları ve bacakları kopmuş şekilde, bağırarak can vermiştir. Bu hususu kendi gözlerimle de görmüş bulunmaktayım. Yaşanan bu acı olay, hepimizi derinden etkileyip, telafisi mümkün olmayan acılar bıraktığı gibi, kendi ailem açısından da gün geçtikçe zorlandığımız bir yaşam savaşına dönüşmüştür. 18 gün başında beklediğimiz binanın enkazında betonlar kalitesizlikten kum yığınına dönüşmüş, herhangi bir kişinin bina yıkıldığında hayat üçgeni olsa dahi nefes alacak alanları kalmamıştır." dedi.
"Ben orayı 10 şiddetine dayanacak şekilde yaptım"
Depremde anne ve babasını kaybeden müşteki Ömer Sağlam ise "Binanın yıkılmasında sorumluluğu bulunanlardan şikayetçiyim. Babam oranın kentsel dönüşümü için çok uğraştı. Babam ile konuşan Ahmet Kara 'Ben Hamidiye sitesini sağlam yaptım. Ben orayı 10 şiddetine dayanacak şekilde yaptım' dermiş. 'Kentsel dönüşüme vererek binayı yıktırmayın' demiş babama ama bina depremde yıkıldı." diye konuştu.
Mahkeme heyeti, sanıkların mevcut halinin devamına karar vererek, duruşmayı 19 Temmuz'a erteledi.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklar hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.